"Milliyetçisi, solcusu, tetikçisi, profesörü nasıl oluyor bu kadar farklı farklı insanlar aynı örgütün üyesi olabiliyor?" diyenlere işte kanıt:
ERGENEKON ÜYESİ ÜLKÜCÜ İBRAHİM ŞAHİN'İ, İŞÇİ PARTİLİ PROF. KURTARMIŞ
İbrahim
Şahin’i
Susurluk Davası’nda cezaevinde yatmaktan kurtaran
hafıza kaybı raporunu veren
Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu’nun Başkanı Nur Birgen’in daha önce meslekten
men cezası aldığının ortaya çıkmasından sonra, aynı kurulun üyelerinden Prof. Dr.
Erbil Gözükırmızı’nın da
İşçi Partisi üyesi olduğu anlaşıldı.
ÜLKÜCÜ İP'Lİ FARKETMEZ EKİP AYNI
Vatan'ın haberine göre,
İstanbul Üniversitesi Cerrah
paşa Tıp Fakültesi Nöroloji Ana
Bilim Dalı Başkanı olan Prof. Dr. Gözükırmızı, cezaevinde yaptıkları
açlık grevi sonrası Wernicke-Korsakof hastalığına yakalanan Aslıhan Gençay ve Bekir Balyemez’e çelişkili raporlar veren kurulun üyesi olarak Türk Tabibler Birliği’nden meslekten 2 ay men cezası almıştı. Prof. Dr. Gözükırmızı’nın adı 22 Temmuz 2007 Genel Seçimleri öncesi
Ergenekon tutuklusu olarak yargılanan İşçi Partisi Genel Başkanı
Doğu Perinçek’in açıkladığı ve İşçi Partisi iktidara geldiği takdirde
Türkiye’yi yönetecek Milli
Hükümet’in bir üyesi olarak geçiyor.
Gençlik ve Spor Bakanı olacakmış
Prof. Dr. Erbil Gözükırmızı’nın Milli Hükümet
Bakanlar Kurulu’ndaki görevi ise Gençlik ve
Spor Bakanlığı. Prof. Dr. Gözükırmızı bunun dışında Ergenekon Davası’nda yargılanan İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı
Ferit İlsever, Prof. Dr.
Kemal Alemdaroğlu, Doç. Dr.
Emin Gürses,
işadamı İbrahim Benli gibi isimlerle birlikte Danışma Kurulu Başkanlığı’nı
KKTC eski Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş’ın yaptığı
Ermeni Soykırımı iddialarına karşı kurulan
Talat Paşa Komitesi’nin de yürütme kurulunun üyesi. Kendisine telefonla ulaştığımız Prof. Dr. Erbil Gözükırmızı, tartışmalı raporu şöyle savundu: “Biz rapora sadece gördüğümüzü ve ne bulduysak onu yazdık.
Adli Tıp karar mercii değil bir danışmanlık müessesesidir. Hipokrat yemini etmiş bir hekimin saptadığı bulgulardan farklı bir şey yazması mümkün mü? Bulguların zaman içinde değişmez olduğu gibi bir yargıyla gitmemek lazım. Bunu söyleyen
öğretim üyeleri bazı bulgular hiç değişmezmiş gibi bir önyargıyla konuşuyor. Günlük pratiğimizde bile bu tip vakalarda bir sürü değişimi gözlüyoruz. Zaman içinde bir değişim olmuş olabilir. Ancak bunu şu anda bilemem. Bunu anlamak için Şahin’in izlenmesi lazım.”