Bu tuzağa üç gün önce ünlü bir
işadamı düştü. Kendini polis olarak tanıtan kişi, kontör
dolandırıcılarına
operasyon yaptıklarını vurguladı. İşadamına, dolandırıcılarla bağlantısı olduğunu ileri sürüp,
işbirliği yapmaması halinde bütün hesaplarının boşaltılacağını belirtti. İşadamı, yaşadıklarını şöyle anlattı: "İkna olmadığımı söyleyince savcı dedikleri birinin numarasını verdiler. Aradım.
Polisle işbirliği yapmamı, yoksa başımın belaya gireceğini söyledi. Ardından
Yargıtay savcısı dediği kişiye bağladı. Aynı
senaryo tekrarlandı. Bir nevi
hipnoz ettiler. Verdikleri numaralara kontör yükledim. Birkaç kez arayıp operasyonun iyi gittiğini bile aktardılar."
Emniyet yetkilileri, kendilerini polis veya
jandarma olarak tanıtan çete elemanlarının, "Sizin telefonunuzdan önemli kişiler aranıp
hakaret edilmiş, bunun cezası çok büyük, suçluyu şu an yakalamak üzereyiz", "Banka hesabınız,
terör örgütüne para göndermekte kullanılıyor", "Telefonunuzdan
terör örgütü üyeleri aranmış. Hakkınızda işlem yapacağız" gibi yöntemler kullandıklarını belirtiyor. Emniyet, vatandaşlardan gelen şikâyetler üzerine geçtiğimiz aylarda 6 aylık
teknik ve fiziki takibin ardından başlattığı eşzamanlı operasyonlarda 49 ilde yaklaşık 500 kişiyi gözaltına almıştı. Operasyonun ardından çetenin 15
çağrı merkezi kurduğu, buraya sınavla dolandırıcı aldığı ortaya çıkmıştı. Ayrıca Emniyet, GSM operatörleriyle anlaşarak kontör dolandırıcılarına karşı cep telefonu abonelerine defalarca uyarıcı mesajları gönderdi. Ayrıca 'Toplum Destekli Polislikler' düzenlediği etkinliklerde vatandaşları kontör dolandırıcılarına karşı bilinçlendirdi. Ancak tüm bu önlemlere rağmen dolandırıcılıklar hız kesmedi.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün verileri, çarpıcı bir bilgiyi de ortaya çıkardı. 1 Ocak 2010'dan 25 Mayıs'ta düzenlenen operasyona kadar kontör dolandırıcılığı şikâyet sayısı 895 iken 25 Mayıs'tan sonra şikâyet sayısı 725'e düştü.