Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını idama gönderen
mahkemenin savcı yardımcısı
Baki Tuğ, "9
Mart 1971'de komünist bir ihtilal olsaydı 3 milyona yakın insan katledilecekti" dedi ve ekledi: “
Liste MİT’in arşivinde”
Aksiyon Haber Dergisi,
12 Mart 1971 askeri müdahalesine ışık tutacak çarpıcı bir söyleşiyi bugün piyasaya çıkan yeni sayısında
kapak yaptı. 1972 yılında Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ı idam sehpasına çıkaran mahkeme heyetinde savcı yardımcısı olarak bulunan Baki Tuğ, 12 Mart muhtırasının arşivlerde kalan ve akıllara durgunluk verecek yönlerini açıkladı.
Tuğ, "Darbecilerin planladığı gibi 9 Mart 1971'de komünist bir ihtilal olsaydı 3 milyona yakın insan katledilecekti" dedi. Tuğ, katledilecek isimlerin listesinin de Milli
İstihbarat Teşkilatı (MİT) arşivinde bulunduğunu öne sürdü. Tuğ, bugün o döneme ilişkin açıklamalar yapan ve aralarında çok sayıda iş adamının da bulunduğu isimlerin listede yer aldığını kaydetti. Tuğ, listenin
devlet sırrı olması nedeniyle açıklanmasının doğru olmayacağını da sözlerine ekledi.
12 MART VE 27 MAYIS KIYASLANAMAZ
Baki Tuğ, 27
Mayıs darbesinin, millet iradesiyle iktidara gelen bir siyasi partiyi iktidardan düşürdüğünü anlattı. Tuğ, "Bu nedenle 12 Mart 1960 darbesinden farklıdır. 1960'da anayasal düzeni değiştirelim, biz hakim olalım, Türk insanını öldürelim,
Rusya ile beraber bu işi götürelim, anlayışı vardı" diye konuştu. İki darbenin karşılaştırmasının mümkün olamayacağını ifade eden Tuğ şunları söylüyor: "Bugün bu hatayı Aydın
Menderes de yapıyor. Babama da onlara da yazık oldu, diyor. 3
genç insan idam edildi diye biz mutlu mu olduk? Kanun emrediyordu, idam edildiler. Komünist bir ihtilal olsaydı, üç tane insan mı idam edilecekti? 3 milyon insan
duvar dibinde taranacaklardı."
O dönemde,
Devrim ve
Cumhuriyet gazeteleriyle Yön, Emek ve Türk Solu dergilerinin ihtilalin yayın organı olduğunu aktaran Tuğ, "Bir nevi ihtilalin sözcülüğünü yapıyorlardı. Onlarla olan faaliyetlerimiz bizi sıkıyönetime kadar getirdi. Sıkıyönetimde de görevimizi yaptık. Bunun için de bizi
hedef seçtiler, hiç pişman değilim" ifadelerini kullandı.
YUFKA DEVLET OLAMAZ
Baki Tuğ, bir ülkede derin devletten, yufka devletten söz edilemeyeceğini belirtti. Tuğ, "Devlet devlettir. Eğer devletin kendini koruma vasıtalarını derinlik olarak görüyorsanız onlara yanlış yaptırmazsınız. Yanlış yapanları alırsınız, yanlış yapmayacakları görevlendirirsiniz" açıklamasını yaptı.
Susurluk skandalına da değinen Tuğ, olayın devlet tarafından bilindiğini savundu. Tuğ, "Orada bazı insanların devlet nezdinde görevleri vardır ve bunlar ortaya çıkmıştır. Hesabı olanların hesabı da görülmüştür" diye konuştu.
ÖCALAN VE PERİNÇEK GERÇEĞİ
Türkiye'de Marksist ve Leninist faaliyetleri örgütleyenlerin Abdullah
Öcalan'ın Suriye'ye gidinceye kadar onunla birlikte olduğunu bildiren Baki Tuğ, "Öcalan'ı, Öcalan yapanlar şimdi aynaya bakıp kendilerini görmüyorlar. Öcalan himaye edildi diyenler, Öcalan'ı büyüten ve yüceltenlerdir" diye konuştu. "PKK'yı MİT kurdu" diyen Doğu Perikçek'i de eleştiren Tuğ, "Perinçek'in kendisi oranın elemanı mı değil mi ona bakmak gerekir" sorusunu yöneltti. Baki Tuğ, Perinçek'in dünü ile bugününün mukayese edilmesinin mümkün olmadığını belirterek, bugün Ulusalcı olan Perinçek'in Türkiye'de Kürtçü faaliyetlerin önderlerinden birisi olduğunu söyledi.
BUGÜN