Ömer
Ulusoy,
Antalya Akdeniz Üniversitesi’nde nisanda meydana gelen olayların
provokatörüydü. Alnındaki Zülfikar dövmesi, sakalları ve elindeki
silahı ile ilginç bir portre çiziyordu.
Türkiye gündemine oturan provokasyonun ardından teslim oldu; ancak olayın perde arkası henüz aydınlığa kavuşmuş değil. Antalya Savcılığı ve
Emniyet Müdürlüğü’nün konuyla ilgili yeterince araştırma yapmadığına dair şüpheler var. Çünkü, Ömer Ulusoy üzerinden üniversiteyi kan gölüne çevirmek isteyenler, perde arkasında kalmayı başardı. Peki Ulusoy’un ilişkileri nerelere ulaşıyor?
Antalya Emniyet Müdürlüğü’nün görmezden geldiği noktalar var mı? Bu olaylar da
Ergenekon’a uzanıyor mu?
Ömer Ulusoy, bir kişiden dolar cinsinden para alıyordu.
Polis bunu tespit etti; ancak üzerine yeterince gitmedi. Ulusoy’un Kızıltoprak PTT’sinden aldığı para, Mustafa Aksoy aracılığıyla Hüseyin adındaki bir şahıs tarafından gönderiliyordu. Fakat bu iki isme de ulaşılamadığı için paranın geliş sebebi, ne kadar para gönderildiği netleşmedi. Ulusoy’un sorgusunda bu sorular detaylandırılmadı. Cep telefonunu olaylar çıkmadan 20 gün önce kapatanUlusoy’un amacı
teknik takibe yakalanmamaktı. Onun gibi sevgilisi de telefonunu kapattı.
İlkokul mezunu bile olmayan birinin bunları düşünebilmesi akla yatmıyor.
KENAN EVREN TARTIŞMASI İLE BAŞLADI
Geçen hafta Antalya 2. Ağır
Ceza’da görülen 3.
duruşmada provokatör Ulusoy,
Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi üzerinden hâkime
cevap verdi: “
PKK sempatizanı grup yurdu basıp öğrencileri döverken, Türk bayrağını yakarken güvenlik güçleri yeterli müdahaleyi yapmamış. Bu durumda Gençliğe Hitabe’yi nasıl uygulayacağız?” Bu ifadelerle birlikte yaptığı ilginç benzetmeler de dikkat çekti Ulusoy’un. Diğer öğrencileri ‘
terörist’ diye nitelendirip PKK elebaşısı Abdullah
Öcalan’ın da
Ankara Siyasal’da iken
örgütü kurduğunu söyledi.
Peki, ne olmuştu
Akdeniz Üniversitesi’nde?
Nisanda yaşanan olayların fitili aslında, 1
Aralık 2007’de ateşlendi.
Milliyetçi görüşe sahip Turgay Gökkaya ile PKK sempatizanı Çağrı
Biber kavga etti. İkinci olay ise 7
Mart 2008’de meydana geldi. Üniversitenin giriş kapısının karşısında bulunan Metropol Kafe’de
ülkücü görüşlü Çağrı
Kasap ve Serkan
Hindistan, PKK sempatizanı öğrenciler tarafından bıçakla yaralandı. Bu olayı takiben 29 Mart’ta
Beşiktaş-F.
Bahçe maçının ardından Barış Sıvacı ve Ali Mayda isimli öğrenciler 30-35 kişilik bir grup tarafından bıçaklandı. Uğur Güçlü isimli bir başka öğrenci ise iki kişi tarafından sopayla
darp edildi. Üniversitedeki silahlı olaylara karışanlar arasında bu
bıçaklama olaylarının sorumluları da vardı.
AHMET BEKMEZ PROVOKE EDİYOR
Bu olaylar ülkücüler ile PKK sempatizanı ve sol görüşteki öğrenci grupları arasındaki gerilimin zeminini oluşturdu. 6 Nisan Pazar günü ise Türkiye gündemine oturan olaylar patlak verdi. İddiaya göre, Ömer Ulusoy, olayların ardından üç kamu görevlisi tarafından üniversite yerleşkesinin dışına kaçırıldı. Olayın PKK ayağındaki provokatörü Ahmet Bekmez gibi Ulusoy da uzun süre gizlenmeyi başardı. Nasıl gizlendiği, birileri tarafından korunup korunmadığı da netleşmedi. Yakalandığı yönünde kamuoyuna açıklama yapılsa da Ulusoy teslim oldu ya da onu koruyanlar tarafından olaydan 4 gün sonra teslim edildi. Antalya Emniyet Müdürü Feyzullah
Arslan’ın da Ulusoy’un teslim olması için olaya adı karışanlarla irtibata geçme girişimi oldu.
Polis, Ömer Ulusoy’un sorgusunda birçok şeyin ezberletildiği kanaatini taşıyor.
Ülkü Ocakları binasındaki misafirhanede beş ay kalan ve bir işte çalışmayan Ulusoy’un bin YTL’nin üzerindeki silahı nasıl ve kimden aldığı da netleşmedi. Silahı bir Diyarbakırlı’nın sattığı öne sürülse de böyle birisinin varlığı kanıtlanamadı. Silahın Ulusoy’a verilmiş olabileceği tahmin ediliyor.
İnceleme yapmak üzere, 4 gün boyunca saklandığı yere götürülen Ömer Ulusoy’un bu bölgeye
yabancı durması da dikkat çekiciydi. Boğa Çayı’nda sazlık bir arazide yattığı yeri bulamadı. İnsanların ulaşmasının çok zor olduğu bu bölgede yapılan incelemede
tekerlek izlerine rastlandı. Bu izin, Ulusoy’u koruyanlar tarafından bır
akılma ihtimali var. Sakallı provokatör, boş arazinin yanında bulunan
portakal bahçesinde akşama kadar yattığını, silahı sakladığını, su içtiğini ve kek yediğini ifade etti. Hâlbuki bahsettiği yerde Ulusoy’un görünmemesi ve oradakiler tarafından ihbar edilmemesi mümkün değil. Zülfikarlı provokatörün nasıl saklandığını anlattığı ifadesi çelişkilerle dolu; ancak bu konu sorguyu yapan Antalya Terörle Mücadele Müdürlüğü tarafından detaylandırılmadı.
Antalya Emniyet Müdürlüğü, olaylardan bir hafta sonra hazırladığı tahkikat evrakında “Akdeniz Üniversitesi’nde öğrenim gören öğrencilerden sol ideolojiyi savunanlar ile yasadışı PKK/KONGRA-GEL
terör örgütü sempatizanı olan öğrenciler arasında
ittifak oluşturarak, ülkücü görüşe sahip öğrencileri, gerek Akdeniz
Öğrenci Yurdu’nda ve gerekse fakülte ve yüksekokullarda etkisiz kılma yönünde çalışma yapmaları üzerine iki grup arasında çatışmaların önünü açma bağlamında
küçük çaplı sürtüşmeler vuku bulmuştur.” deniliyordu. Aynı tarihte
Aksiyon’daki bir haberde de üniversitelerde PKK tarafından provokasyon eylemlerinin yapıldığı, sol grupların da birlikte hareket ettiğine dikkat çekiliyordu.
Antalya Emniyeti tarafından yeterince araştırılmasa da olayın bir tarafında Ergenekon izleri var. Ömer Ulusoy’un bu örgüt tarafından kullanılma ihtimali bulunuyor. Ulusoy, Osman C. adında Ankara
Gazi Üniversitesi’nden bir öğrenci ile ilişki içindeydi. Osman C. ülkücü olarak görünse de Ankara polis kaynakları onun için “Her yöne kayabilecek biri” tanımını yapıyor. Geçen aylarda silah taşımaktan gözaltına alınan, bu yıl son sınıfa geçen Osman C.nin Ergenekon iddianamesinde ismi geçen biriyle yakın bağı tespit edildi. Bu öğrencinin sık sık Antalya’ya gittiği de ortaya çıktı. Ömer Ulusoy da sorgusunda söz konusu şahsı tanıdığını ifade etti; buna rağmen sorguda daha ileri gidilmedi. Polisin ikinci fezlekesinde,
Cumhuriyet Savcısı Y. Hakkı Doğan’ın iddianamesinde ve
mahkeme sürecinde olayın perde arkasına ilişkin net bilgiler yer almıyor. Ulusoy’un kullanılmış olduğuna dair ciddi şüpheler olmasına karşın delillere ulaşılamıyor.
YENİ DURUŞMA 26 EYLÜL’DE
Akdeniz Üniversitesi’ndeki olaylarla ilgili Antalya 2.
Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ve bir saat süren üçüncü
dava geçen salı günü görüldü. Tutuklu
sanıklar Ömer Ulusoy, Tahir Kara, Ahmet Bekmez, Çağrı Bulut ve İsmail Ahmet Turgut’un da içinde bulunduğu 25 kişinin yargılanması devam etti. Adam öldürmeye teşebbüsten yargılanan Ulusoy ve Kara ile birlikte,
tutuklu sanıkların
tahliye talebi oybirliğiyle reddedildi. Duruşmanın ardından sanık yakınları arasında
arbede çıktı. Bir sonraki duruşma 26
Eylül’de.
AKSİYON
PROVOKATÖRÜN YAKALANDIKTAN SONRAKİ İLK GÖRÜNTÜLERİ...
PROVOKASYON ANI! DEHŞETE DÜŞÜREN KARELER...
AÇIKÇA "GELİYORUM" DİYEN VE HİÇBİR ÖNLEM ALINMAYAN ÜNİVERSİTE PROVOKASYONUNUN PERDE ARKASINI ORTAYA ÇIKARAN ŞOK GÖRÜNTÜLER