"Bu ne yaman çelişki, anne!"
Terör, bizim kuşağın hayatının parçası. 12
Eylül'e kadar sağ sol çatışmaları, sonrasında da
PKK saldırıları...
Kan emici bir
örgüt ile karşı karşıyayız. 30 yıldır, kardeş kanı dökülüyor.
Bu anlamsız çatışmaların nereden beslendiği üzerinde durmayacağım.
Dış
destek,
Kuzey Irak'ta otorite boşluğu, bölgesel geri kalmışlık, cehalet... vs.
Merak ettiğim, bir
terör örgütünün nasıl böyle "düzenli milis gruplar" ile saldırılar yapabildiği...
Bu imkan ve kabiliyetinin bir türlü ortadan kaldırılamamış olması.
Aktütün ve
Dağlıca baskınları ortada.
Dağlıca sonrası
Kanal D'nin, Aktütün sonrası da
Taraf'ın gündeme getirdiği teröristlerin İnsansız Hava Aracı ile tespit edilen görüntüleri var.
"Bu görüntüler, Aktütün'e değil, Kandil'e ait" açıklaması tatmin edici değil.
Güçlü bir Hava Kuvvetleri'ne sahibiz. Üstelik gece de "nokta vuruş" yapabiliyoruz.
Kandil'de de olsa Cudi'de de olsa hainler vurulmalı değil mi?
"Görüntülerdeki 20 kişilik PKK'lı gruplar neden yok edilmedi?" sorusuna cevap aramakla meğer boşuna uğraşmışız.
Gazeteci-yazar
Avni Özgürel, dün Taraf gazetesinden Neşe Düzel'e dudak uçuklatan bir iddiada bulundu:
"PKK, 10'uncu Kongresi'ni 21-30 Ağustos'ta Kandil'de yaptı. Bin 200 kişi toplandı. Tek bir saldırı yapılmadı."
İnanmak gelmiyor içinizden, biliyorum. "Bu kadar da olamaz..." diye bağırdığınızı duyar gibiyim.
Ama galiba doğru.
Birincisi, 16 Ağustos ile 25 Eylül tarihleri arasında tek
operasyon yapılmamış.
Zira, her operasyon
Genelkurmay sitesinden açıklanıyor. Bu dönemler arası tek bir açıklama yok.
İkincisi, Genelkurmay'dan herhangi bir "
muhtıra" pardon "açıklama" gelmedi.
Terörle mücadeleyi yürüten, göz bebeğimiz
Türk Silahlı Kuvvetleri, böyle bir
ihmal göstermiş olabilir mi?
İnsan unsuruna dayalı her kurumda olabileceği gibi, pekâlâ olabilir.
Tabii, bir ihtimal daha var. O da, Roj TV'den canlı yayınlanan bu kongreye bilinçli bir şekilde, stratejik nedenlerle göz yumulması.
Ancak öyle de olsa, bunun anlaşılması kolay değil.
Ve bu kez, sorumlular lütfen ikna edici bir cevap versinler.
Bizim gibi, gençliği terör ve acılarını takiple geçen nesil için ortada müthiş bir çelişki var.
Ahmet Kaya'nın bir dönemin hit şarkısı "Yorgun Demokrat"ı aratmayacak bir çelişki üstelik:
"Bu ne yaman çelişki anne
Kurtlar sofrasına düştüm
Hani benim gençliğim nerde."
ERHAN BAŞYURT/BUGÜN