Mesut Yılmaz’a yol gösteriyorum
SABIK başvekillerimizden Mesut Yılmaz Bey!
Sizi anlıyorum...
AKP’ye kıl oluyorsunuz... Ve AKP’yi incitmek, acıtmak istiyorsunuz...
Belki "devri sabık yaratmaya kalkıştıkları" için kişisel olarak
öfke dolusunuz adamlara karşı...
Belki de içinizden "Şunların balı bende olacaktı ki..." falan diye geçiriyorsunuz...
Artık hangisiyse... Yadırgamam... "Hepimiz insanız" der geçerim...
Ama Mesut Bey kuzum, kıl olunan, gıcık kapılan adamlara karşı muhalefet böyle mi yapılır
Allah aşkına...
Ne yani?
Siz
Avrupa’nın göbeğinde, Avrupalı parlamenterlere, "
Türkiye’ye özgü koşullar var... Bizim memlekette asker kışlasına dönemez" diyeceksiniz...
Onlar da "Ha öyle mi? Biz Türkiye’ye özgü şartları atlamışız... Pardon" diyecekler...
Böyle mi olacağını sanıyorsunuz?
Avrupalı parlamenterlerin, "
Askeri müdahalelerin gerekliliği ve haklılığı" konusunda ikna edilmeye açık olduğunu da nereden çıkardınız?
Hadi bunu geçtik...
AKP’ye karşı elinizdeki tek koz, "kışlaya dönmeyen asker" midir?
Avrupalılara "asker" kozu göstereceğinize...
Kadrolaşmadan, kendine demokratlıktan, içselleştirilmemiş demokrasiden, kurumları fethetme arzusundan, hayat tarzlarına sessiz ve çaktırmadan müdahale potansiyelinden, medyayı kuşatma gayretinden,
ihale organizasyonlarından falan söz etsenize...
Ancak böyle yaparsanız başta "
Kızıl Danny" olmak üzere Avrupalı parlamenterleri dut yemiş bülbüle döndürürsünüz...
Benden söylemesi...
AHMET HAKAN COŞKUN/HÜRRİYET