Afyon'daki patlamayla ilgili şok bir iddia daha!

Şehit ailesi avukatlarından Altan Ulutaş, Afyonkarahisar'daki mühimmat patlamasına çok çarpıcı iddialarda bulundu.

Afyon'daki patlamayla ilgili şok bir iddia daha!


 Afyonkarahisar'daki mühimmat patlamasına ilişkin görülen davadan, duruşmaları tarafsız olarak yürütemeyecekleri gerekçesiyle çekilen askeri mahkemenin kararını, Askeri Yargıtay reddetti. Davaya bakan Eskişehir Askeri Mahkemesi'nin başvurusunu inceleyen Askeri Yargıtay, mahkemenin başkanı ile yardımcısının çekilme talebini reddederken, diğer üyenin çekilme isteğini kabul etti. Askeri Yargıtay'ın bu kararı üzerine dava, 8 Ekim'den itibaren yeniden Eskişehir Askeri Mahkemesi'nde görülmeye devam edecek.

Bu arada, Adli Tıp Kurumu Kimya İhtisas Dairesi’nin raporunda; bazı şehit doku parçaları üzerinde, patlayan cephanelikteki el bombalarında bulunması mümkün olmayan plastik patlayıcı kimyasalı (PETN) ve çukur imla kimyasallarının (HMX) varlığı tespit edildiği iddia edildi. Bu bağlamda cephaneliğin, sahte olduğu belirtilen kameralarının incelenmesi isteniyor. Afyonkarahisar'da 5 Eylül 2012 tarihinde 25 asker şehit, 8'i asker 11 kişi yaralanmıştı.

Askeri mahkemenin davadan çekilme talebi, Eskişehir 1. Hava Kuvvet Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde görülen davanın ikinci duruşmasında reddi hâkim talebi tartışması sonrasında çıkmıştı. Geçen ağustosta görülen davada sanık avukatlarının reddi hâkim talebi şehit aileleri tarafından tepkiyle karşılandı. Gerginlik nedeniyle ara verilen duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, bu kez mahkeme heyetinden davadan çekilme talebi geldi. Hava Hâkim Binbaşı Ahmet Mithat Acar, Hava Hâkim Üsteğmen Yusuf Hatip, Hava Hâkim Teğmen Cevher Eren, mahkemeyi tarafsız olarak devam ettiremeyecekleri gerekçesi ile davadan çekilme kararı aldı. Askeri Savcı Albay Erol Er de son duruşmada yaşanan gerginlikle ilgili olarak ‘Mahkeme heyeti bu saldırılardan dolayı tarafsız kalamayacak’ diyerek çekilme talebinde bulundu. Duruşma, 8 Ekim 2013 tarihine ertelendi.

Askeri mahkemenin çekilme kararı ve dava dosyası, üst mahkeme olan Gölcük Donanma Komutanlığı Askeri Mahkemesi'ne gönderildi. Talebi inceleyen Gölcük Donanma Komutanlığı Askeri Mahkemesi ise "Hâkimlerin davadan çekilmesinin yasal olup olmadığını Askeri Yargıtay değerlendirmeli." diyerek, dosyayı Askeri Yargıtay'a gönderdi. Eskişehir Askeri Mahkemesi'nin çekilme kararını inceleyen Askeri Yargıtay 3. Dairesi, 3. görüşme sonunda merakla beklenen konuya ilişkin kararını verdi. 

Askeri Yargıtay 3’üncü Dairesi, mahkeme heyetinden Hava Hakim Binbaşı Ahmet Mithat Acar, Hava Hakim Üsteğmen Yusuf Hatip’in, ‘tarafsız olarak mahkemeyi devam ettiremeyecekleri’ nedeniyle çekilme taleplerini reddetti. Son duruşmada şehit yakınları tarafından üzerine su fırlatılan mahkeme heyetinden Teğmen Cevher Eren’in davadan çekilme talebi ise kabul edildi. Bunun üzerine Askeri Yargıtay 3’üncü Dairesi, davanın tekrar Eskişehir’de Askeri Ceza Mahkeme heyetine görevlendirilecek yeni bir mahkeme heyeti üyesi ile birlikte görülmesine karar verdi. 

Şehit ailesi avukatlarından Altan Ulutaş, herkesin merakla beklediği mahkemenin çekilme kararının Askeri Yargıtay'dan çıktığını, ancak mahkeme heyetinin talebinin kabul görmediğini ve duruşmanın Eskişehir Askeri Mahkemesi’nde görülmeye devam edeceğini söyledi. 

"CEPHANELİĞİ C 4 PLASTİK PATLAYICI VE DİĞER PATLAYICILAR HAVAYA UÇURDU"

Avukat Ulutaş, Adli Tıp Kurumu Kimya İhtisas Dairesi’nin raporunda; bazı şehit doku parçaları üzerinde, patlayan cephanelikteki el bombalarında bulunması mümkün olmayan plastik patlayıcı kimyasalı (PETN) ve çukur imla kimyasallarının (HMX) varlığının tespit edildiğini kaydetti. Bu iki kimyasala ait patlayıcıların ve mühimmatın neden ve nasıl o depoda bulunduğunun araştırılması gerektiğinin altını çizen Avukat Ulutaş, şöyle dedi: “Aynı kimyasallar nedeniyle DNA örneği için gönderilen dokular arasında esleştirilemeyen dokuların olup olmadığının araştırılması lazım. Olmaması gereken kimyasalların bulunduğunu gösteren Kimya İhtisas Dairesi’nin raporunun tamamının kamuoyuna açıklanmasını istiyoruz. Dokuların üzerinden çıkan metal ve kumaş parçalarının incelenmesini, metal parçalarının cinslerinin ve üzerlerinde bulunan bomba artıklarının tespitini talep ediyoruz.” Bu konuda hiçbir inceleme raporu olmadığını vurgulayan Avukat Ulutaş, “Kimya İhtisas Dairesi’nin tespit ettiği bu patlayıcıların kendi başına veya dış fiziksel etkiler olmadan patlaması mümkün değildir. İlk patlama sonucu oluştuğunu düşündüğümüz 3 metre çapındaki 2 metre derinliğindeki çukur hiçbir incelemeye tabi tutulmamıştır.” şeklinde konuştu.

"C4 MİNYATÜR ATOM BOMBASIDIR, TERÖR SALDIRILARINDA KULLANILIR"

Adli Tıp Kurumu Kimya İhtisas Dairesi’nin raporunda, şehit doku parçaları üzerinde bulunduğunu tespit ettiği plastik patlayıcı (PETN) ve C4 hakkında da konuşan Avukat Ulutaş, şunları dile getirdi: “Plastik patlayıcılar, kokusuz olması nedeniyle köpekler tarafından da sezilemediği için terör saldırılarında da sıklıkla kullanılmaktadır. C4, aslında minyatür bir atom bombasıdır. O kadar hızlı tepkimeye girer ki patlama esnasında saniyenin binde birlik bir zamanında çok büyük şok dalgaları oluşur. İlk yıkım, bu şok dalgalarından dolayı olur. En son ateş ve alev topları ortaya çıkar. Plastik patlayıcılar o kadar kuvvetlidir ki 200-250 metre uzaklıktaki bir binaya, araca ya da insana zarar verebilir. Yine raporda tespit edilen çukur imla kimyasalları (HMX) patlama gücünü tek bir yönde odaklamak için dizayn edilmiş patlayıcı dolgudur. Anti tank mayınlarında, yer altına döşeme mümkün olmayan yerlerde, yer üstü mayınlarda kullanılır.” 

"KAMERALAR SAHTE Mİ DEĞİL Mİ ARAŞTIRILSIN"

Ulutaş, Türkiye’nin en önemli cephaneliklerinden birisi olan Afyon cephaneliğinde, sanıklar tarafından nizamiyede ve kulelerde sahte kamera sistemi bulunduğunun belirtildiğini ve bunun mahkemeye de sunulduğunun aktaran Avukat Ulutaş, bu konunun doğruluğunun mutlaka araştırılması gerektiğini dile getirdi. 

Cephanelikteki kamera sisteminin sahte olup olmadığının tespitini, eğer sahte ise en küçük işletmelerde bile yaygın olarak kullanılan ve güvenlik için elzem olan etkin bir kamera sisteminin neden kurulmadığının sorgulanmasını da talep ediyoruz.” diyen Ulataş, “Milli savunma bakanı, genelkurmay başkanı, dönemin kara kuvvetleri komutanı, lojistik komutanı, lojistik yönetim başkanı ve mühimmat komutanının patlamanın meydana gelmesinde sorumluluklarının ayrı ayrı tespit edilmesi gerekmektedir. Milli Savunma Bakanlığı’nca patlamanın meydana geldiği cephanelik bölüğünün taşınması işlemlerinin acilen ertelenmesi gerekmektedir.” ifadesini kullandı.

<< Önceki Haber Afyon'daki patlamayla ilgili şok bir iddia daha! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER