Afyon’da 5 Eylül 2012 tarihinde 25 askerin şehit olduğu Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanlığına bağlı Mühimmat Depo Komutanlığı cephaneliğinde meydana gelen patlamayla ilgili askeri savcı tarafından hazırlanan iddianame tamamlandı ve mahkeme tarafından da kabul edildi.
Zincirleme patlama
Vatan'da yer alan habere göre hazırlanan iddianamede, yaşanan patlamanın sebepleri şöyle anlatıldı: “Tek bir el bombasının herhangi bir mühimmata temas etmeden patlaması diğer mühimmatı tetiklemeyeceğinden, cephanelikteki tüm mühimmatı tek seferde kütlesel olarak patlama ihtimalinin olmadığı, ancak tam atım halde bulunan (fünyesi takılı) DM41, M26, MK2 savunma tipi el bombalarından birinin patlaması sonucunda, zincirleme bir patlamayı tetikleyerek cephanelik içerisinde oluşan şok, basınç, sıcak gazlar ve hararetin yükselmesiyle cephanenin tamamının patlayabileceği tespit edildi.”
Sandık yere düşünce...
Patlama anı raporda şöyle tahmin ediliyor: “(...) İstifte bulunan sandıkların devrilerek, yere düşen ve dağılmış olan tam atım el bombaları veya hermatik kutular içindeki tapaların üzerine bir veya birkaç sandığın düşmesi ile bir patlamanın meydana geldiği; patlamanın, temas halinde veya çok yakınında bulunan açıktaki el bombaları, el bombası gövdeleri ile diğer el bombası sandıklarına sirayet etmesi ile başlayan ve cephaneliğin sağ ön giriş kısmında yaklaşık 3 metre çapındaki patlama çukurunu oluşturan zincirleme patlamanın sonucu olarak husule gelen şok dalgaları, basınç, sıcak gazlar ile diğer mühimmatı tetikleyerek kütle halinde büyük patlama oldu.”
"Tokmakla vur düzelir"
İddianameye istifleme işleminde görev alan askerler ve yaralıların ifadeleri de girdi. İşte şoke eden o ifadeler...
- Tanık Onbaşı Ali Aydoğdu: Sandıkların aynı hizada sağlam durmalarını sağlamak, sandıkları birbirleri ile irtibatlandırmak için de sandıklara tahta şeritler çivi ile çakılıyordu, erler dengesiz duran sandıklara tahta bir tokmak ile vurarak sandıkları aynı hizaya getirmeye çalışıyorlardı. Tasnif işlemi esnasında deponun önünde sigara içiliyordu. Nayim Başçavuş’un elinde sigara ile dolaştığını gördüm. Binbaşı Ali Duran dahi yanımıza geldiğinde mühimmat sandıklarına yaslanıp sigara içmişti.
- Yaralı mağdur Onbaşı Fethi Tuna: Tasnif işleminde görev aldım. Olay akşamı Land Rover aracın ışığı altında çalıştık. Uzman Çavuş Hüseyin Apaydın deponun dışında sigara içiyordu. Astım hastası olduğum için depo içinde çalışmadım. Patlamadan 5 dakika önce dinlenmek amacıyla deponun 30 metre aşağısındaki çukura gittim. Patlama sırasında basıncın etkisiyle bir kaç metre aşağıya savruldum.
- Yaralı mağdur Onbaşı Hasan Boncuk: Saat 14 sularında, bakım merkezine götüzere bir miktar mühimmat sandığını kamyona yüklediğimiz sırada 4 kişinin çok zor kaldırdığı bir sandık vardı, kamyon kasasına çarptı ve ters dönerek düştü. Etrafa bombalar saçıldı. O bombaların fünyesi takılı değildi. Bir şey olmadı. Patlamanın meydana geldiği depo çok yoğundu. Olay sırasında namaz kılmak için izin aldım ve çukura doğru gittim. Patlama sırasında basıncın etkisiyle aşağıya yuvarlandım
- Tanık Onbaşı İskender Dereli: Binbaşımıza, asker sayısını artırdığımızda işin daha çabuk biteceğini söyledim, bana ‘Buradaki asker sayısı yeter’ dedi. Dışarıya çıkarılan el bombalarını bazı arkadaşlarımızın eline alıp incelediğini görmüştüm. El bombası tasnifi ile depodaki faaliyetlere ilişkin patlama öncesinde bize herhangi bir güvenlik ya da benzeri konularda emir, talimat tebliğ edilmedi.
- Tanık Er Aydın Demirel: Olaydan bir gün önce istifleme işlemine başlamıştık. Kısa dönemler ve uzun dönemler birlikte çalışıyordu. Ancak uzun dönemlerden birkaç tanesi işi bildiği için istiflediğimiz sandıkların üzerine çıkmıştı. Akşam olunca yorulmuştuk, sandıklar da herhalde dikkatimiz dağıldığı için düzgün durmuyordu, düşecek gibiydiler, hatta sallanıyorlardı. Bu durumu Murat Astsubay’a söyledik. Fatih ve Kadir’e, ‘Tokmakla vur, düzelir’ dedi. Fatih tokmakla vurdu , ancak yine sallanıyordu.
- Tanık Onbaşı Mehmet Ağırlama: Olaydan bir gün önce ben de öğlene kadar çalıştım. Taşıdığımız bazı kasaların altı kırılmıştı, sadece kartonları kalmıştı. İçinde bomba varken bu kasaları tamir etmek maksadıyla çivilerle çaktık. Üzerimizde bir acelecilik vardı.
Faciaya sebep olan 9 hata
- İki gün boyunca hep aynı personel tarafından 25-40 kilogramlık mühimmat taşındı. Personel aşırı yorulurken dikkatleri azaldı.
- Kasım ayı başında denetleme olacağı için, işlerin yetiştirilmesi için personele yeterli ölçüde dinlenme imkanı tanınmadı.
- Sandık istifleri tavana 50 santim kadar yükseldi, 6-8 sırada bir konması gereken ızgaralar konmadı.
- İşi bir an önce bitirip, istirahate çekilmek için personel aceleci davrandı.
- Yoğun ve yorucu iş temposu, personelin işin tehlike ve hassasiyetini unutarak kanıksamasına yol açtı.
- Gece koşullarında çalışılması nedeniyle deponun içinde oluşan görüş zorluğu ile yeterli aydınlatma yapılamadı.
- Binbaşı Ali Duran, 1-5 Ekim tarihindeki denetlemeye yetişmesi için personel üzerinde fiziksel ve psikolojik baskı oluşturdu.
- Birliğe yeni katılmış, oryantasyon eğitimleri dahi yapılmamış, mühimmat eğitimi almamış erbaşlar görevlendirildi.
- İstif çalışmaları plansız yapılırken ve yönergelere uygun hareket edilmedi.