Açıklamanın analizi

Genelkurmay Başkanlığı'nın laiklik açıklamasının birkaç açıdan kritiğe tabi tutulması gerekiyor.

Açıklamanın analizi

Açıklama usul, esas, zamanlama ve sonuçları itibarıyla analiz edildiğinde karşımıza şöyle bir tablo çıkıyor. Açıklama usul bakımından eleştiriye açıktır. Askerin bu tür çıkışları siyasete doğrudan müdahale anlamı taşımaktadır. Bu müdahaleler, uluslararası camiada ülkemizi üçüncü dünya ülkesi konumuna itiyor. Bir tarafta Avrupa Birliği üyeliğini hedeflemiş Türkiye, öte yanda askeri vesayetten kurtulamamış siyasi yapı. AB'ye üyeliğin ötesinde asıl hedeflenen ekonomik ve siyasal parametrelerdir. Muasır medeniyet denilen ülkü, herhangi bir birliğe üye olmanın ötesinde, çağdaş demokrasinin nimetlerinin ülkeye taşınmasıdır. Kırık aşk hikayesi gibi kesintilerin aşık usandırması muhtemel riskler arasındadır. Devletin bekası ile ilgili endişelerin paylaşılacağı zemin Milli Güvenlik Kurulu'dur. Bunun dışındaki usuller, sadece çağdaş demokrasiye değil, bütün eksiklerine rağmen meri kanun ve kurallara da terstir. Anayasa Mahkemesi'nin önüne gitmiş bir mesele ile ilgili yapılan açıklamalar, yüksek yargının kararını da gölgeleyecek. Oluşacak içtihadın askere rağmen ya da askerin talimatıyla diye algılanması kaçınılmaz olacaktır. Askere rağmen olsa iki anayasal kuruluş arasında karşıtlık algısı kurulacak. Talimat ihtimali ise yargının en temel özelliği ve gücünün kaynağı olan bağımsızlığa halel getirecek. Esas açısından da eleştirilere zemin hazırlayan bir metin yazılmış. Kutlu Doğum törenleriyle ilgili ifadeler konunun hassasiyetine uygun seçilmemiş. Rahatlıkla istismar edilebilecek bir özensizlik kendini hissettiriyor. Suç olduğu tartışılabilecek eylemler lokal ve küçük çaplı. Bu eylemlerden dolayı en fazla ilçe milli eğitim müdürlerinden hesap sorulabilir. Bunlardan hareketle hükümete yönelik sert ifadeler kullanmak, cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilişkilendirmek, orantısız güç kullanımıdır. Zamanlama da hatalar barındırıyor. Teamüllere aykırı şekilde gece yarısı apar topar yapılmasını kasdetmiyorum. Bu açıklamayı Org. Yaşar Büyükanıt'ın 12 Nisan konuşmasının devamı olarak lanse edenler samimi değiller. Tuncay Özkan'ı 'Bu millet yeni ordular kurar' noktasına getiren hayal kırıklığını hatırlamak isteyenlere programın kayıtlarını gönderebilirim. Org. Büyükanıt'ın basın toplantısına katılan bazı gazeteciler, saygı sınırlarını aşacak şekilde agresif sorular sormuştu. Aday belirleme sürecinde en küçük bir ihsasta bulunulmayıp, dönülmez noktada yapılan sert açıklamanın amacını anlamak çok kolay olmayacak. Hal böyle olunca elde edilmek istenen sonuçlar da kestirilememektedir. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin durdurulması mı istenmektedir, parlamentonun yenilenmesi mi hedeflenmektedir? Hükümet 'Emret komutanım' dememiştir ama öyle dediğini farz etsek bile yapabileceği somut bir şey yoktur. Askerin açıkça şunu şöyle yapın demesini elbette beklemiyoruz. Ancak zamanlama ve içerik ya çok düşünülmemiş veya çözümsüzlüğe odaklanmış bir açıklama yargısını güçlendiriyor. Sanki cumhurbaşkanlığı sürecinin ötesinde muhtemel erken seçimde AK Parti'nin başarısızlığı hedeflenmektedir. İktidar partisinin sırtını dayadığı merkez sağ seçmen diğer kurumlarla kavgalı, hükümet olup iktidar olamayan partilerden kaçıyor. Hükümet yaptığı açıklama ile önceki siyasilerden farklı duruş sergiledi. Mesut Yılmaz'ın pandomim oynayıp sonra inkar ettiği veya Refahyol sözcülerinin en ağır hakaretlere 'biz de aynı fikirdeyiz' ifadeleriyle boyun eğdiği günleri hatırlıyoruz. Hükümetin 'cumhiriyeti savunma sorumluluğu bizde' açıklaması sistemin doğru zemine oturmasına hizmet edebilir. Bülent Korucu - Zaman
<< Önceki Haber Açıklamanın analizi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER