‘Yağmurlu bir
İstanbul akşamı’ diye başlayan pek çok
roman ve öykü okumuşsunuzdur. Kiminde bir çocuk görülür düşte, kiminde hüzün olur damlalar. Hele öyleleri vardır ki; derttir, zorluktur, çamurdur hatta ‘acı’dır onlar için gökten düşenler.
Üsküdar Kuzguncuk sahilinde çekilen ‘Acı
Hayat’ dizisinin setini ziyaret edince biz de bu ‘yağmurlu-çamurlu’ öykülerin gerçek olduğunu gözümüzle görüyoruz.
Kenan İmirzalıoğlu ile
röportaj için sözleştiğimizde, Üsküdar’da bir çamur deryasının ortasında kalacağımız aklımıza gelmezdi. Ama dizinin adını unutmamamız gerekiyordu! Neyse ki set çalışanlarının dinlendiği
küçük karavan yetişti imdadımıza. Tıpkı karlı bir ormanda yapılmış küçük sıcak bir ahşap kulübe gibi. Fotoğrafçı arkadaşın homurdanmalarına aldırış etmeden bastık
kayıt cihazının düğmesine.
Dizi ile başladığımız sohbet bakın nerelere götürdü bizi...
Dizi
reyting alıyor, işler iyi..
Bu sene gösterime giren diziler arasında en yüksek reytingi alan bir iş. ‘Tutmak’ reytingse şu an gayet başarılı gidiyor, çok
şükür.
Deli Yürek ve Alacakaranlık’tan sonra dizilere ara verdiniz. Bunun sebebi neydi?
Dört yıl ekranda yeterince yer aldım. Onun arkasından hemen yeni bir işe başlamak istemedim. O dönemlerde kendime zaman ayırdım. Sonrasında da Alacakaranlık’a başladım. Bir buçuk yıl aradan sonra da Acı Hayat. Bu benim
tercih ettiğim bir durumdu; yoksa fazlasıyla proje teklifi vardı.
Acı Hayat’ta hep bir
kavga içindesiniz...
Aşkımız için kavgamız hep sürecek. Zaten dizinin
tanıtım gecesinde de söylemiştim, aşkımız için sonuna kadar mücadele edeceğimizi.
Filmden daha acı diyenler var...
Kesinlikle katılıyorum. Gerçekten çok acı sahneler çektik. İşin içinde olmamıza rağmen televizyonda görünce etkilendiğimiz, duygulandığımız sahneler oluyor. Filmle o anlamda kıyaslamak istemem; ama gerçekten ağır sahneler var. Bir de en önemlisi ismine yakışır gidiyor.
Ahmet Yenilmez’le yollarınız sürekli kesişiyor. Bu bir tesadüf mü?
Dostlar sevenler muhakkak bir yerde buluşur. İyi bir ikiliyiz biz Ahmet abiyle.
Miroğlu’ndan sonra Mehmet mi konuşulacak?
Bunu siz daha iyi bilirsiniz. Acı Hayat o anlamda konuşulmaya başlandı zaten, reytingler de bunu gösteriyor. O konuda endişemiz yok.
Kurtlar Vadisi’nde rol alsanız nasıl olurdu, diyenler var...
Olmazdı. Yolda beni çevirenler de söylüyor. Halk çok istiyordu belki, ordaki role yakıştırıyorlar. Ama Deli Yürek’in arkasından çok benzer bir
yolculuk olurdu. Bu,
seyirci için çok keyifli olabilirdi; ama benim için olmazdı.
Bu arada Kurtlar Vadisi’ni izlediniz mi?
Henüz
izleme fırsatım olmadı, ama kesinlikle izleyeceğim.
Mütevazı bir görünümünüz var, herkes tarafından seviliyorsunuz...
Buna ne söyleyim bilmiyorum. Anneme babama teşekkür etmek dışında. Ben Paris’te doğup orda oyunculuk dersi alan biri değilim. Dizide, Ankara’da doğdum. Gerçek hayatta da Anadolulu bir ailenin çocuğuyum. O kültür, o
terbiye hâlâ genlerimizde. O yüzden de insanlar o elektriği yakalıyor sanırım. Kendilerine uzak bulmuyorlar. Bu beni çok mutlu ediyor.
Magazin gazetecilerinden uzak durduğunuz bilinir, özel bir nedeni var mı?
Çok gerekli bulmuyorum. Magazin insanların sadece özel hayatıyla ilgileniyor. Ben özel hayatın özelde kalmasını istiyorum. Neticede özelimi paylaşmak durumunda değilim. Medyada yer alacaksak bu işimizle olmalı. Bunun daha sağlıklı olduğunu düşünüyorum.
Ufukta başka projeler var mı?
Şu an üzerinde konuştuğumuz birkaç proje var. Ama biraz daha zamanı var açıklamak için.
Televizyon izliyor musunuz?
Yazın biraz zamanım olmuştu.
Avrupa Yakası’nı biraz izlemiştim. Dolunay diye bir dizi vardı. Keyifli bir diziydi. Sokak çocuklarıyla ilgili doğru köprüler kurabilecek bir diziydi. Maalesef kaldırıldı. Keşke medyamız böyle doğru bir işe
destek çıksaydı da topluma yardımda bulunsaydı. Şiddeti eleştirirken doğru bir şeyin de altını çizmek lazım. Öyle bir iş bitti. Kimsenin haberi dahi olmadı.
Şöhret sizce nasıl bir şey?
Çok tehlikeli. Ateşten bir
gömlek. Hatta Peygamberimiz’in duası var bunun üzerine: “Bizi şöhretin, servetin, şehvetin gazabından koru Ya Rabbi.” Şöhretin gerçekten gazabı var.
‘Bu mesleği bana Osman
Sınav kazandırdı’
“
Osman Sınav bu mesleğe
ilk adım attıran ilk yönetmenim, hocam ve ustamdır. Deli Yürek’in benim için özel bir yere sahip olması gibi Osman Sınav da benim için çok önemlidir. Belki onunla karşılaşmasaydım bu işe girmeyecektim. Daha önce de dizi teklifleri almama rağmen kabul etmemiştim. Ancak beni ikna etmesini bildi. Bizim beraber çalışmaya niyetimiz vardı zaten. Sonrasında bu işe karar verdik. Osman abiyle prensip olarak beraber çalışmaya anlaşmıştık zaten.”