Acem oyununu deşifre etti, rahatsız edici problemleri sıraladı

Eski Emniyet Müdürü Tufan Ergüder'in, İran'ın Türkiye üzerindeki operasyon potansiyeline dikkat çektiği yazısı çarpıcı tespitlerle dolu..

Acem oyununu deşifre etti, rahatsız edici problemleri sıraladı

17, 25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarının ardından Emniyet'te başlayan tasfiye furyasına tepki göstererek istifa eden Eski Emniyet Müdürü Tufan Ergüder, Selam-Tevhid Kudüs Ordusu Terör Örgütü’yle ilgili çarpıcı bir yazı kaleme aldı. 

26 Mayıs’ta Etiler’de düzenlenen, 8 kişinin yaralandığı saldırıyı hatırlatan Ergüder'in, "Burada ilk akla gelen soru; nasıl olup da İran’ın, Türk topraklarını İsraille hesaplaşmak için bu kadar pervasızca kullanabildiğidir. Doğrusu büyük bir ulusal güvenlik problemiyle karşı karşıya olduğumuz hissi çok rahatsız edici. İran, Türkiye’de operasyon yapıyor ve cumhuriyet savcılarının, güvenlik birimlerinin eli kolu bağlanıyorsa ortada çok vahim bir durumun olduğunu söylemek gerekir. Tabi ki Selam-Tevhid soruşturmasının bizzat Hükümet’in yönlendirmesiyle Savcılıkça takipsizlikle sonuçlandırılıp şüphelilere duyurulması Türkiye’nin üzerine oynanan oyunu bir süre daha örtmüş oldu." sözleri dikkat çekti..


"26 Mayıs 2011'de Etiler’de meydana gelen ve sekiz kişinin yaralandığı patlamanın ardından İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, yaptığı açıklamada olayı bir terör eylemi olarak tanımlamış ama failleriyle ilgili susmak durumunda kalmıştı. Olayda fabrikasyon bir patlayıcının kullanıldığı, uzaktan kumandayla tetiklendiği sonradan ortaya çıkan detaylardı.

Kamuoyunun genel kanaati eylemi PKK’nın yaptığı yönündeydi. Ancak PKK, bu eylemi hiç üstlenmedi.

Terörle mücadele ve İstihbarat birimleri, patlamanın merkezindeki elektrikli bisikletin görüntülerini olay yerinden geriye doğru katettiği güzergah boyunca toplayarak Fatih’te failin çıkış adresine ulaştılar. 20 gün süren bu çalışmayla üst düzey dünya polislerini kıskandıracak bir iş yapmışlardı. Olayda kullanılan elektrikrikli bisikletin çıkış yaptığı, depo olarak kullanılan zemin kattaki daireye giren polis tertemiz bir mekanla karşılaştı. İçinden geçen lağım borusunun patlatılmasıyla dayanılmaz koku yayan daire, polis gelmeden birkaç gün önce bina yönetimince temizletilmişti. Bir anlamda fail, zekice kırdığı lağım atık borusuyla bombayı hazırladığı yeri önce atık suyla doldurmuş sonra da geride bıraktığı delilleri apartman sakinlerine temizleterek her ihtimalin nasıl düşünülebileceğini göstermişti.

Polis çevrede yaptığı araştırmayla bomba yapımında kullanılan dairenin emlakçısını tespit etti ve kiracı Rızazade Metin ismine ulaştı. Metin, daireyi 2010 Mayıs’ında diş malzemeleri deposu olarak kullanmak üzere kiralamıştı. Sık sık ülkesi İran’a gidip gelen Rızazade Metin, en son Nisan 2011'de Türkiye’ye giriş yapmıştı. Rızazade Metin, son geldiğinde Fındıkzade’de Ka…l İş Merkezi’nden diş malzemesi(!) almıştı. Tesadüfe bakın ki 2000 yılındaki Umut soruşturmasında tespit edildiği üzere İranlılarla birlikte eylemleri gerçekleştiren Ferhan Özmen ve arkadaşları da bomba malzemelerini diş malzemesi dükkan ve depolarından almışlardı.

Polisin araştırması, Rızazade Metin’in son şüpheli malzeme alımını yaptığı Ka…l İş Merkezi’nde A.Ç.’ye ait S.. Dental isimli iş yeri bulunduğunu ortaya çıkardı. A.Ç., Mumcu, Aksoy, Kışlalı, Üçok cinayetlerinin faillerin yakalanması için 2000 yılında başlatılan Umut soruşturmasında Selam-Tevhid terör örgütü üyesi olduğu için hapis cezası alanlardan biriydi.

İstanbul Polisi, doğru izdeydi. Besbelli İran bağlantılı Selam-Tevhid Kudüs Ordusu Terör Örgütü’nün uyuyan hücreleri 90'lı yıllardan yarım kalan işlerini tamamlamak üzere yeniden faaliyete geçirilmişti.

Aynı günlerde 18 Temmuz 2011 tarihli Hürriyet gazetesinde şok edici bir haber yayımlandı. Reha Erus, İtalya’nın önde gelen gazetelerinden Corriere della Sera‘ya dayandırdığı haberinde 26 Mayıs’ta Etiler’de düzenlenen, 8 kişinin yaralandığı saldırıyı PKK’nın değil, İran’dan İsrail’e karşı misilleme emri alan Lübnan Hizbullahı’nın düzenlediğini öne sürdü.

Erus, Corriera della Sera‘nın haberinin Washington çıkışlı olduğuna dikkat çektikten sonra aynı gazeteden aktararak ”MİT’in olayda PKK’nın izini sürüyor olmasının yanılgı olduğunu, patlamanın, Lübnan Hizbullahı’nın işi olduğunu” ilave ediyordu. Haberde; İran’ın bu eylemi Tahran’da MOSSAD’ın suikastına kurban giden İranlı nükleer fizikçi Mesut Ali Muhammedi’nin intikamını almak için yaptırdığı ve hedefin İsrail’in İstanbul Başkonsolosu Moşe Kamhi olduğu belirtiliyordu.

Haberi Ankara doğrulamamıştı. Ancak Selam-Tevhid soruşturma dosyası, örgüt mensuplarınca İsrail ve Amerikan konsolosluklarıyla ilgili keşif ve istihbarat çalışmaları yapıldığını belgeliyordu. Polis’in patlamayla ilgili ulaştığı Rızazade Metin ismi artık daha önemliydi.

Soruşturmadan bağımsız olarak ABD başkentinden İtalyan gazetesine sızdırılan haberin dayanağı gerçekten merak konusu. Belki ileride zamanı geldiğinde buradaki suistimalleri öğrenebiliriz. Anlaşılan o ki Türkiye’nin görüntüsü müttefiklerine güven vermediği için ABD, paylaşabileceği bilgileri medyaya sızdırma yolunu tercih ediyor. Türkiye’nin akıl tutulması yaşadığı bu dönemde dış ilişkilerin sağlıklı sonuçlar vermesini beklememek daha mantıklı geliyor.

Burada ilk akla gelen soru; nasıl olup da İran’ın, Türk topraklarını İsraille hesaplaşmak için bu kadar pervasızca kullanabildiğidir. Doğrusu büyük bir ulusal güvenlik problemiyle karşı karşıya olduğumuz hissi çok rahatsız edici. İran, Türkiye’de operasyon yapıyor ve cumhuriyet savcılarının, güvenlik birimlerinin eli kolu bağlanıyorsa ortada çok vahim bir durumun olduğunu söylemek gerekir. Tabi ki Selam-Tevhid soruşturmasının bizzat Hükümet’in yönlendirmesiyle Savcılıkça takipsizlikle sonuçlandırılıp şüphelilere duyurulması Türkiye’nin üzerine oynanan oyunu bir süre daha örtmüş oldu."

<< Önceki Haber Acem oyununu deşifre etti, rahatsız edici problemleri... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER