Abbas, CNN TÜRK'e verdiği demeçte,
Türkiye ziyareti,
Filistin'deki son gelişmeler ve
Ortadoğu Barış Süreci'ne ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye ile iyi ilişkileri olduğunu kaydeden Abbas, ''Biz, kardeş ülkeleriz. Türkiye'nin
İsrail ile de iyi ilişkileri var. Bunun yanı sıra Türkiye bölgesel bir güç ve bu nedenle de Ortadoğu'da barışın hüküm sürmesi Türkiye'nin de çıkarına. Ben Türkiye'nin, gücü ve kapasitesi doğrultusunda, Ortadoğu'da etkin bir rol oynayabileceğine inanıyorum. Ankara'da vereceğim
mesaj da bu olacak. Ayrıca biz sizin
yardımınızı gerçekten istiyoruz. Türkler bizim kardeşlerimiz ve Türkiye bize rahatlıkla yardım edecek durumda'' dedi.
Abbas, Türkiye'nin nasıl bir yardımda bulunabileceğine ilişkin soru üzerine, Türkiye'nin bölgedeki pek çok devletle bağımsız ilişkileri olduğunu, bunların başında da İsrail ve Filistin'in geldiğini hatırlatarak, ''Buradaki bağlantılarını, her iki tarafla da sürdürdükleri iyi ilişkileri kullanabilir; iki tarafı da tatmin edeceköneriler getirebilir. Türkiye'nin bize yardımcı olabileceği çok alan var kısacası. Ankara'da veya Türkiye'nin başka bir yerinde taraflar arası bir toplantıya ev sahipliği yapabilir mesela; bu toplantı açık da olabilir, gizli de'' diye konuştu.
''Türkiye'nin geçmişte pek çok kez İsrail ile Filistin arasında arabuluculuğa soyunduğunun, ancak sürecin dışında bırakıldığının'' belirtilmesi üzerine Abbas, ''Türkiye böyle bir girişime
gönüllü olursa, en azından bizim açımızdan şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, Türkiye'nin Ortadoğu'da böyle bir role soyunmasından son derece memnunoluruz, bunu takdirle karşılarız. Türk hükümetiyle birlikte çalışmaya hazır oluruz. Ama İsrail tarafına da bakmak lazım tabii, bakalım onlarda böyle bir rolü kabul ederler mi?'' dedi.
Erez sanayi bölgesi projesine yönelik bir soru üzerine de Abbas, ''
Güvenlik koşullarındaki sorunlar nedeniyle hiçbir şey yapamıyoruz maalesef. Asayiş sağlanmadan yapabileceğimiz pek bir şey de yok. Ben güvenlik konusunu
altın anahtar olarak değerlendiriyorum, bu konudaki sıkıntıyı çözdüğümüz zaman her şey yavaş yavaş düzelecek'' diye konuştu. Abbas, güvenlik sorununu tanımlamasının istenmesi üzerine de şunları kaydetti:
''Bildiğiniz gibi
asayiş konusunda hiçbir zaman tam anlamıyla
kontrol sağlayamıyoruz.
Hamas da
iktidara gelmeden önceki dönemde olayları provoke ediyordu. Şimdi Hamas iktidarda, ama İslami
Cihad ve herkesin inandığının aksine El
Fetih'e bağlı olmayan El
Aksa ŞehitleriTugayı var ortada. Ve tabii daha önce de bahsettiğim
yabancı güçler var. Bu bölgede huzurun sağlanmasını istemeyen, istikrarsızlıktan çıkarı olan bir sürü grup var kısacası. Güvenlik konusundaki sorunlarıçözebilirsek Erez projesi de anında hayata geçirilecek.''
'ORTADA BİR SORUN OLDUĞU KESİN'
Abbas, Hamas'ın
seçim zaferiyle ilgili soru üzerine, seçim sonuçlarının Hamas'ın başarısından çok
El Fetih'in başarısızlığı olarak tanımlanması gerektiğini söyledi.
El Fetih'in seçimlere parçalanmış bir şekilde ve büyük hatalar yaparak katıldığını, sonuçta da başarısız neticenin alındığını ifade eden Abbas, ''Ama yine de şunun herkes tarafından anlaşılması lazım: Filistin halkının yüzde 51'i seçimlerde El Fetih'e oy vermiştir.
Hamas'a oy verenlerin oranı yüzde 42'de kalmıştır. Bu sonuç bence şunugösteriyor: Filistin
toplumu fanatizmden yana değildir, ama El Fetih seçmenin kabullenebileceğinden çok daha fazla hata yapmıştır. Bence
sürpriz olan seçimlerde Hamas'ın başarılı veya başarısız olması değil,Hamas'ın Meclis'te bu kadar çok
sandalye kazanması'' dedi.
Kendisinin El Fetih'li, başbakanın ise Hamas'lı olmasının çift başlı bir Filistin siyaseti yaratabileceği yönündeki değerlendirmelerin hatırlatılması üzerine Abbas, şunları kaydetti:
''Ortada bir sorun olduğu kesin. Yönetimde iki ayrı siyasi tutum temsil ediliyor. Hamas iktidara gelmesine rağmen hala muhalefetteyken izlediği siyaseti sürdürüyor. Ben Hamas'ın bu eski tutumlarından vazgeçmesi gerektiği görüşündeyim. Hamas gerçeklerle yüzleşmeli ve İsrail hükümetiyle günlük ihtiyaçların gerektirdiği şekilde
iletişim kurmalı. Hamas artık
muhalif bir grup değil, bir iktidar partisi.''
Filistin kabinesindeki 24 bakanın İsrailli meslektaşlarıyla her gün görüştüğünü hatırlatan Abbas, ''Buna rağmen Hamas İsrail'i tanımamakta direniyor. Bu nasıl Filistin'in halkının çıkarına
hizmet edebilir ki? İki taraf arasında görüşmeler devam ediyor, ortada uzun çabalarla oluşturulmuş bir
yol haritası var, Arap tarafının çözüm önerileri de var. Ancak hükümetimiz bütün bunları tanımıyor. Kısacası Devlet Başkanı olarak benim izlediğim politikayla
Başbakanlık politikası arasında bir çelişki, bir tezat var. Bu durumun birçok soruna yol açabileceğini kestirmek zor değil, ama umuyorum ki bu sorunların üstesinden gelmeyi başarırız'' diye konuştu.
'BEKLEYİP GÖRELİM'
Abbas, ''Hamas'la çalışabileceğinizi düşünüyor musunuz?'' sorusuna, Hamas'ın bazı siyasi tutumlarından vazgeçmesi gerektiğine inandığını belirtti. Abbas, ''Bence Filistin'deki siyasi hayatı normale döndürmemizin ve Filistin halkının iç ve dış çıkarlarını korumak için yol alabilmemizin tek yolu bu. Dolayısıyla ben diyorum
kibir süre bekleyelim, bakalım Hamas tutumunu değiştirebilecek mi? Şimdiye kadar bir şeylerin değiştiğine dair bir belirti yok, ama ben yine de kötümser değilim. 'Bekleyip görelim' diyorum'' dedi. Bir gün İsrail ile Filistin sorununa bir çözüm bulmayı başarması durumunda, Hamas'ın kendisine
destek verip vermeyeceğine ilişkin bir soru üzerine de Abbas, ''Hamas beni ister desteklesin, ister desteklemesin. İsrail ile çözüm yolunu bulduğum zaman bunu referandumuna sunacağım. Filistin halkı Hamas'tan da ve diğer siyasetçilerden de daha üstündür'' diye konuştu.
Hangi durumda hükümeti
görevden almayı düşünebileceğinin sorulmasıüzerine Abbas, ''
Anayasa bana kesin ve net olarak hükümeti görevden alma
yetkisi veriyor, ancak ben bu yetkiyi kullanmak istemiyorum. Ama yine de herkes kanunen elimde böyle bir yetki olduğunu bilmeli'' dedi.
İsrail hükümetinin, Hamas'ın politikaları yüzünden
baskı yaptığınısöyleyen Abbas, ''Ama benim için önemli olan Filistin halkının çıkarları. Ve böyle düşündüğüm için de bu baskılara dayanabilirim. Şimdi İsrail'de hükümetin işbaşı yapmasını bekliyorum. Amacım iki taraf arasında
diyalog kanallarının açık tutulması ve barışı sağlamak için işbirliğinin gerçekleştirilmesi'' diye konuştu.
'YARDIMLAR OLMADAN UZUN SÜRE AYAKTA DURAMAYIZ'
ABD ve
Avrupa ülkelerinin Hamas'ın iktidara gelmesi yüzünden Filistin yönetimine verdikleri mali desteği kestiğinin hatırlatılması üzerine de Abbas, şunları kaydetti:
'Yardımlar olmadan uzun süre ayakta duramayız.
Amerika ve Avrupa'nın yardımları kesme kararını doğru bulmuyorum. Hamas'la ilişki kurmamak için bazı sebepleri olabilir, ama isteseler yardımları Filistin halkına başka yollarla da ulaştırabilirler. Biz bu kaynağı, Filistin insanına,
yardıma muhtaç insanlara çeşitli yollardan ulaştırabiliriz. Uluslararası toplum eğer barışın sağlanmasını istiyorsa, Filistin halkına yapılan yardımları kesmek yerine daha fazla yardım göndermeli.''
ÇÖZÜM YOL HARİTASI
Ortadoğu sürecine ilişkin olarak eğer kalıcı, adil, istikrar getirecek bir barış isteniyorsa, iki tarafın görüşme masasına oturmasıve konuşması gerektiğini ifade eden Abbas, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Barış dayatmaları var olduğu sürece, belki çatışma 5-10 sene ertelenebilir, ama çözümlenemez. Çatışmanın uzun vadeli olarak sona erdirilebilmesi için çözüm önerileri üzerinde karşılıklı
anlaşma sağlanması gerekiyor.
Çözüm zaten hazır, bu çözüm de Yol Haritası. Yol Haritası A'dan Z'ye her konuda ne yapılacağını söylüyor. Başkan
Bush'un (ABD Başkanı
George Bush) bu konudaki girişimi var, o da iki devletli çözümü, Batı Şeria'nın ve Gazze'nin boşaltılmasını savunuyor. Filistinli mültecilersorunu da dahil olmak üzere, İsrail'le aramızda problem yaratan her konunun çözümü Yol Haritası'nda mevcut. Eğer İsrail müzakere masasına gelir ve biz de Yol Haritası'nı yürürlüğe koyarsak, İsraillileri de Filistinlileri de tatmin edecek çok adil bir sonuca ulaşmak mümkün. Filistinlilere tek taraflı olarak bir çözüm dayatmak 'İşte bu sizin toprağınız, bu da bizim toprağımız' demek işe yaramaz, bu tutum kimseyi kalıcı bir sonuca götürmez. Belki bir süre, 5 sene, 10 sene kadar sular durulacaktır, ama bir 10 yıl sonra mücadele tekrar başlar ve başladığımız noktaya, şiddet ve
terör döngüsüne geri döneriz.''
İsrail'de artık
Ehud Olmert ve yeni bir
koalisyon hükümetinin olduğuna işaret eden Abbas, ''Bunun olacağından emin değilim, ama umuyorum ki onlarla daha iyi çalışacağız ve artık Yol Haritası'nı göz önünde bulundurarak görüşmelere başlayacağız. Yol Haritası bence herkesin çok değer vermesi gereken bir
belge'' diye konuştu.
'TERÖRİSTLERİ AYIRMAMIZ GEREKİYOR'
Tel Aviv'deki
intihar saldırısıyla ilgili bir soru üzerine Abbas, ''Böyle şeyler arada sırada oluyor, bundan sonra da olacak. Ama inanınki bu saldırıların kaynağı Filistin'in dışında, bu tip saldırılar Filistin halkından gelmiyor. Filistin halkı barış ve güvenlik istiyor,böyle bir şiddet değil. Bütün olanlara rağmen Filistinliler İsraillilerle barış içinde yaşamak istiyor. Hem bir de İsrail tarafınabakalım. İsrail hala işgalleri, suikastları, misillemeleri, tankları, uçakları, roketleri kullanıyor. İki tarafın da durması ve kendini kontrol etmesi lazım. Bence bunu yapmak hiç de imkansız değil'' dedi.
Abbas, ''Kendi halkıma da, İsraillilere de her zaman verdiğim mesaj şu: Eğer dikkatimizi sadece her iki taraftaki teröristlere yöneltirsek hiçbir şey başaramayız, barışa ulaşamayız. Teröristleri toplumun genelinden ayırmamız, onları izole etmemiz gerekiyor. Bunu başardıktan sonra barış sürecine yoğunlaşabiliriz. Bunu yaptıktan sonra bir yıldan bile daha az bir zamanda barışa ulaşmamızın mümkün olduğunu düşünüyorum'' diye konuştu.