İstanbul’da yapılan 31. Abant Toplantısı’nda, Türkiye’nin eğitimle sınavı, uluslararası tecrübeler ışığında eğitim politikası ve çözüm arayışları başlıkları konuşuldu. İki gün süren toplantının ardından genel olarak fikirlerin özeti olarak sonuç bildirgesi oluşturuldu.
Conrad Otel'de düzenlenen toplantıya çeşitli ülkelerden 102 konuşmacı katıldı. Son oturumda katılımcıların fikirlerine göre düzenlenen sonuç bildirgesi 9 madde halinde açıklandı.
31. Abant Toplantısı sonuç bildirgesi şöyle:
1- Eğitim ve öğretim geçmişte olduğu gibi günümüzde de toplumların en önemli konusu olmaya devam etmektedir. Çağımızda bilginin kolay ulaşılabilir bir nitelik kazanması eğitim ve öğretim konusunun yeniden ele alınmasını gerektirmektedir. Eğitim ve öğretimin günümüzde bilgi aktarmanın yanında merak uyandırma, işlevsel beceriler ve yetenekler kazandırması hedeflenmelidir.
2- Merkeziyetçi, tek tip müfredat eğitimin temel sorunlarından biridir. Müfredatlar özgürlükçü, esnek ve çoğulcu olmalı; eğitimin üç temel amacı olan yetkinlik, kuşaklar arası değer aktarımı ve kişideki potansiyel yeteneklerin ortaya çıkarılması hedeflerine eşit düzeyde yer verilmelidir.
3- Eğitim politikalarında temel sorunlar, sürekliliğin olmaması, politik yaklaşımların belirleyici olması, planlama ve karar almada paydaşların göz ardı edilmesidir. Karar alma süreçleri şeffaf, tam katılımcılığa açık, bilimsel verilere dayalı ve denetlenebilir olmalıdır. Sivil toplum kuruluşları eğitimle ilgili tüm sorunların çözümünde inisiyatif almalıdır.
4- Eğitimde kalitenin en önemli unsuru öğretmen yeterliliğinde sürekliliğin sağlanması ve adanmışlıktır. Ancak öğretmen yetiştiren yükseköğretim kurumları ile milli eğitim bakanlığı birimleri arasındaki koordinasyon geliştirilmelidir. Koordinasyonsuzluk öğretmenlerin performans ve motivasyonu sınırlandırmamalıdır.
5- Birçok ülkede görüldüğü gibi özel öğretim, sınavlara hazırlık ve ders takviyesi sağlayan kurumlar, kamu eğitim kurumlarına alternatif olmayıp tamamlayıcı ve destekleyici unsurlardır. Bu bağlamda, özel öğretim kurumlarının varlık ve işleyişi fırsat eşitliği, piyasa koşulları, teşebbüs hürriyeti ve tercih hakkı çerçevesinde değerlendirilmelidir.
6- Devlet vatandaşlarını tek tipleştirmemeli, belli bir yaşam tarzı ve ideoloji doğrultusunda eğitmemelidir. Bireylerin kabiliyetlerine göre kendilerini geliştirebilecekleri zemin hazırlanmalıdır.
7- Ölçme ve değerlendirme yalnızca bireyin elenmesi ya da değerlendirilmesi amacına değil, aynı zamanda sistemin iyileştirilmesi amacına da katkıda bulunmalıdır. Bu doğrultuda yapılacak her türlü reform çok boyutluluğu göz ardı etmeden sistem bütünlüğü içerisinde gerçekleştirilmelidir.
8- Yönlendirme ve meslek eğitimi, bireysel tercihler, ülkenin ihtiyaçları ve dünya gerçeklerine uygun olarak yapılandırılmalıdır.
9- Ülkemizde son yıllarda bütçeden en büyük pay eğitime ayrılmakla beraber kabul edilmiş uluslararası standartların yakalanabilmesi için eğitim, ulusal ve uluslararası platformlarda daha çok değerlendirilmelidir.
CİHAN