Bezci, yaptığı yazılı açıklamada, geçen yıl temmuz ayında tonu 1.000 lira olan
demirin, 14 Temmuz 2011 tarihinde 1.510-1.595 lira arasında satışa sunulduğunu hatırlattı.
Bezci, "Söz konusu dönemde enflasyon yüzde 6, işçilik giderleri yüzde 10, petrol
fiyatları da yaklaşık yüzde 20 oranında artış gösterirken, demir fiyatlarının yüzde 50'nin üzerinde artmasını anlamak mümkün değil" diye konuştu.
Türkiye'de inşaat demirinin hammaddesi olan
hurda demirin yüzde 70'inin
ithal edildiğini belirten Bezci, demir fiyatlarındaki artışa döviz fiyat artışlarının gerekçe gösterildiğini ancak, söz konusu sürede dolar fiyatının da yaklaşık yüzde 7 oranında arttığını kaydetti.
İnşaat işi yapan firmaların ciddi bir
fiyat artışıyla karşı karşıya kaldığına dikkat çeken Bezci, sıkıntıların temelinde
serbest piyasadaki demir tedarikçilerinin tekelleşme yaklaşımlarının yattığını söyledi.
Bezci, demir fiyatlarındaki aşırı yükselişin sektörde yatırımı bulunan kişilerde moral bozukluğu ve ümitsizlik oluşturduğunu da anlatarak, inşaat demiri üretiminde
rekabet koşullarının ortadan kalkarken serbest piyasa koşullarının dikkate alınmadığı izlenimi edindiklerini dile getirdi.
DEMİRDEKİ FİYAT ARTIŞI KONUT FİYATINA YANSIYACAK
Konut projelerinde toplam inşaat
maliyeti içerisinde kullanılan demirin yaklaşık yüzde 20'lik bir orana karşılık geldiğini hatırlatan Bezci, şunları söyledi:
"Sadece demir fiyatlarındaki yüzde 50'lik artış konut maliyetini yüzde 10 oranında artıracak, bu da konut fiyatlarına zam olarak yansıyacaktır. Bu maliyet konut dışındaki yapılarda daha da yüksektir.
İnşaat sektörü Türkiye'nin lokomotif sektörüdür.
Lokomotifin sağlıklı şekilde yürümesi için demir fiyatlarındaki artış mercek altına alınmalıdır"
Bezci,
Ankara'da inşaat sektöründe faaliyet gösteren firmaların,
ATO'da bulunan komitelerde karar alarak demir fiyatı artışına tepki gösterdiklerini de sözlerine ekledi.