Cem Yılmaz’ın 400 kopya ile gösterime giren filmi A.R.O.G sinema salonlarında henüz 1 haftasını doldurmadı ancak izleyenler birbirlerine “Sen esprileri beğendin mi?” demeye başladı. Yetişkinler tatminsiz çocuklar alkışlıyor Geçen cuma gösterime giren A.R.O.G’un ilk seansları kapalı gişe oynadı. Ancak, filmi izleyen yetişkinlerin pek çoğu hayal kırıklığı yaşarken, çocukların çok beğendiklerini söylemesi dikkat çekiyor. İlk başlardaki o heyecan, yerini “sorgulamaya” bıraktı. İşte A.R.O.G ile ilgili son görüşler: Para verdiğim için izledim Müslüm Ateş (18-Öğrenci) Cem Yılmaz’ı beğenerek izlerim ama film çok basit olmuş. Anlatım olarak çok kısa sadece sahnede insanları kırıp geçiren bir komedyen keşke bu kadar masraf yapacağına filmi tek mekanda bombardıman haline getirseydi. Birçok insanın beklentisini karşılamadığını düşünüyorum. Para verdiğim için izlediğimi söyleyebilirim. Filmden çıkan bile oldu Ali Güler (20-Öğrenci) Filmde açıkçası bir yenilik bulamadım. Sahneler çok bağlantısız ve kopuktu bence. GORA’nın devamı gibi olsa da onun başarısının kesinlikle çok altında. Filmden çıkanlar bile olduğunu gördüm. Orta yaşlı bir bayan çıkıp gitti. Cem Yılmaz bu işin piri olduğu için ben çok daha iyi bir film bekliyordum. Başarılı ve güzel Ergin Büyükbayram (42-Serbest) Filmi biraz karışık buldum. GORA’dan daha teknolojik bir film. Ama verdiği çok güzel mesajlar var da. Gösterilerinde her iki dakikada bir insan güleceğini biliyor ama sinemada böyle olmadığı için insanlar eleştiriyor. Esprili güzel bir film Gönül Karabel (70-Emekli) Cem Yılmaz çok güzel bir film yapmış. Çok espirili bir film olmuş ve bence izleyici kitlesini yine çekecek. Üretken ve başarılı bir insan olarak buluyorum. Küfürsüz de komedi yapılabileceğini A.R.O.G’da gösterdi. Filmin ortasında çıkanlar olabilir ama ben başka nedenle çıktım. Gösterileri daha güzel Ali Nadir Gül (16-Öğrenci) GORA’ya göre çok güzel değil. Konuda hiç bütünlük yok. Oradan oraya atlıyor. Daha çok güleceğimi düşünmüştüm. İki defa gösterisine gitmiştim ve o bundan çok daha güzeldi. Filmin galasında kendisi de tepkilerden rahatsız oldu diye okudum. GORA’yı üç defa izlediğimi biliyorum ama AROG’u bir daha izlemem sanırım. Uğur KOÇBAŞ - VATAN Cem Yılmaz’ın gösterilerini hem canlı olarak hem de DVD’den onlarca kez izleyen, Her şey çok güzel olacak, Hokkabaz ve G.O.R.A filmlerindeki repliklerini bile ezbere bilen bir grup olarak Yılmaz’ın yeni filmi A.R.O.G’un tanıtımlarını duyduğumuzda biletlerin satışa çıkacağı günü iple çekmeye başladık. Filmin gösteriminden iki hafta önce tam 19 bilet alarak 00:30 seansını bir anlamda “kapattık.” Cem Yılmaz’ın her gün gazete ve televizyonlardan filme gaz verişlerini görüp, “3 bin 700 espri var dekoderle gidin” sözlerini okuyup beklentimizi maksimuma ayarlayarak koltuğumuza kurulduk. Ama olmadı... Bankacı, yatırım uzmanı, gazeteci, akademisyen, mali müşavir gibi çok geniş iş yelpazesine sahip olan dev arkadaş grubumuzun ortak yorumu “olmamış” şeklindeydi. Her izlediğimizde kahkahalar attığımız stand-up şovlarının çeyreği kadar bile gülmedik. Belki Cem Yılmaz’ı tanımasak, ya da filmden aylar önce bu kadar büyük beklenti yaratılmasa çok seveceğimiz bir film olabilirdi ama neredeyse 90 dakika süren o futbol maçında 2 arkadaşımızın uyumuş olması sadece geç saatlerdeki bir matineye gitmiş olmamızla açıklanamaz. Tamam bu filmi beğenmedik. Ama Cem Yılmaz milyonlarca Türk gencinin gözünde hâlâ bir fenomen. Bizde de sonsuz kredisi var. Gelecek ay yeni bir film çekeceğini açıklasın yine 2 hafta önceden bilet alır yine gideriz. Naçize tavsiyem bundan sonra yapacağı işlere gaz vermeye çok uğraşmasın, biz zaten onun yaptığı her işi izlemek için hazır bekliyoruz. YÜKSEL AYTUĞ - SABAH 150 kişilik salonda sadece 15 kişi vardı. Filmin başından sonuna kadar, şöyle salonda yükselen topluca bir kahkahaya rastlamadım. Film bittikten sonra insanların yüzlerine neredeyse tek tek baktım. Donuk bir ifade takınmışlardı. İçlerinden biri bile gülerek, "Ya şu sahne ne komikti değil mi?" diye ötekine anlatmıyordu, ki komik filmlerin ardından ilk yapılan şey, gülünen sahnelerin geyiği olurdu... Dünyanın en snob, en ciddi, en müşkülpesent 16 kişisini aynı salona doldurmaları mümkün olmadığına göre, filmde bir "arıza" olmalıydı... Ben G.O.R.A.'da da fazla gülememiştim. A.R.O.G.'da da tebessüm ettiğim bir-iki sahne dışında öyle kahkahalara boğulduğum filan olmadı... Oysa Cem Yılmaz'ın yıllardır tekrarladığı aynı gösteriyi her izleyişimde salondan kasıklarım ağrıyarak çıkıyordum. Film tekniği neredeyse mükemmel, efektler yerli yerinde, oyunculuklar vasatın üzerinde... Ama ben "film tekniği" görmek istesem, Cem Yılmaz'ın filminde işim ne? Gider, Steven Spielberg'in fantezi filmlerini izlerim... Benim Cem'den beklediğim, tıpkı sahne gösterisinde olduğu gibi bana kahkahalar attırması, koltuğumdan yerlere düşürmesi... Film, "Turist Ömer Uzayda"nın 10 milyon dolarlık sponsor bulunup, günümüz teknolojisi ile çekilmiş haline benziyor. Bir de sponsor firmaların resm-i geçidi var ki, filmi uzun bir televizyon reklamına çevirmiş... Cem, "Bu filme decoder'le gelin... Binlerce gizli espri var" demiş. Sanırım araya sıkıştırmaya çalıştığı sosyal ve felsefi mesajlardan söz etmiş. Bence decoder'e filan gerek yok. Zaten hepsi gözümüzün içine sokuluyor!.. Filmden aklımda kalan tek cümleye gelince: Arif, umutsuz bir şekilde "Maymundan gelip gelmediğimizi bilmiyorum ama maymuna doğru gittiğimiz kesin" diyor... İşte orada sonuna kadar haklısın sevgili Cem... VATAN - SABAH