Soruşturmanın demokratik kurumların düzgün işleyişi ve hukukun üstünlüğüne olan itimadı artırmak için bir fırsat olduğu belirtiliyor. Hollandalı Hıristiyan Demokrat Ria Oomen Ruijten'in hazırladığı
taslak raporun ilk tartışması 2 Aralık'ta yapılacak. 26
Kasım 2009 tarihli taslak raporda HSYK'nın yeniden yapılandırılması
tavsiye edilirken, asker-
sivil ilişkilerinde sıkıntıların devam ettiği kaydediliyor. Taslağın en ilginç kısımlarından biri ise Doğan Grubu'na kesilen
vergi cezasına değinilen bölümü. Taslakta, cezadan endişe duyulduğu açıklanırken bir yandan da
Türkiye'de medya ile
iş dünyası arasındaki ilişkinin sağlıksız olduğu tespiti yapılıyor. Yeni bir basın kanununa ihtiyaç olduğu anlatılan taslakta,
PKK'ya da
silah bırakma çağrısında bulunuyor.
CHP'yi isim vermeden askerî mahkemelerin yetkilerini kısıtlayan kanunu
Anayasa Mahkemesi'ne götürdüğü için eleştiren taslak, geçen yılki gibi
Kıbrıs Rum kesimi görüşlerine ağırlıklı olarak yer veriyor. Ek protokolün 4 yıldır uygulanmadığını belirten taslak üstü kapalı şekilde Türkiye'yi tehdit ediyor. Ek protokolün "
vakit kaybetmeden" uygulanması çağrısı yapan taslak, bunun gerçekleşmemesi durumunda müzakerelerin ciddi şekilde etkilenebileceğini savunuyor.
Raporda öne çıkan başlıklar şöyle:
Ergenekon: Ergenekon şuç şebekesinin boyutlarına ilişkin iddialarla ilgili endişeliyiz. Bütün sanıkların haklarına ve duruşmaların hukuka riayet edilerek yapılması temin edilmelidir. Soruşturmanın, demokratik kurumların düzgün işleyişi ve hukukun üstünlüğüne olan itimadı artırmak için bir fırsat olduğunu tespit eden Komisyon'la aynı kanaattedir.
Yargı: Yargının kapsamlı ve hızlı
reformu Türk modernleşme projesinin başarısı için hayati ehemmiyettedir. Hükümetin reform stratejisini onaylamasından memnuniyet duyar ve stratejinin ortaya çıkma sürecinde toplumun geniş kesimleri ile yapılan istişari süreçten tatmin olduğunu belirtir. Hükümeti bu stratejiyi vakit kaybetmeden hayata geçirmesi için ve
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi standartlarına uyumlu hale getirmesi için
teşvik eder. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun temsili keyfiyetini, tarafsızlığını, objektifliğini ve şeffaflığını temin edecek yeniden
yapılandırma için hükümeti teşvik eder.
Asker:
Askerî mahkemelerin yetkilerini sınırlandıran düzenlemelerdeki ilerlemeyi not eder ve bu kanunun iptalini öngören bir müracaatın Anayasa Mahkemesi'ne yapılmış olmasına teessüf eder. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin
siyasete ve dış politikaya devam eden müdahalesinden endişe eder, demokratik bir toplumda askerin tamamıyla sivillerin denetiminde olması gerektiğini teyit eder. TBMM'ye çağrıda bulunarak askerî bütçenin denetimi ve harcamalarına ilişkin kontrolünü artırması ve ayrıca güvenlik ve
savunma siyasetlerinin belirlenmesine katkı sağlaması çağrısı yapar.
Hassas konular: Geleneksel olarak hassas olan yargının rolü,
Kürt asıllı vatandaşların hakları, Alevilerin hakları, askerin rolü ve Türkiye'nin komşuları ile ilişkileri gibi konulardaki halka mal olan geniş tartışmayı memnuniyetle karşılar. Türk hükümetinin bu konudaki yapıcı tavrını ve tartışmayı başlatmasını takdirle karşılar.
PKK: Türk topraklarında faaliyet gösteren PKK ve diğer
terör örgütlerini tel'in eder ve PKK'yı silahlarını bırakarak ve şiddete son vererek Türk hükümetinin siyasî açılımına mukabele etmesi gerektiğini belirtir.
Basın hürriyeti: Hem sık sık yasaklanan internet siteleri hem de bir medya grubuna daha önce hiç görülmemiş oranda kesilen vergi cezasından hareketle basın hürriyetine ilişkin devam eden kısıtlamalardan endişe eder. Basın hürriyetinin sağlanmasının çoğulcu bir toplumdaki siyasî kültürün önemli bir işareti olduğunun altını çizer. Bu çerçevede ve iş dünyası ile basın arasındaki sağlıksız ilişkiler ışığında yeni bir basın kanununun kabul edilmesini tavsiye eder.
Dış siyaset: Türkiye'nin her geçen gün artan aktif dış siyasetini not eder ve çeşitli
kriz bölgelerinde çözüme yaptığı katkıyı takdir eder. Bilhassa
İran konusunda olmak üzere Türk hükümetine dış politikasını AB ile koordinesini yoğunlaştırma çağrısı yapar.
Kıbrıs: Ek protokolün 4 yıldır uygulanmamış olmasına teessüf eder. Türk hükümetine protokolü tam olarak, ayrımcılık gözetilmeksizin vakit kaybetmeden
uygulama çağrısı yapar ve tam uygulamama durumunda müzakere sürecinin ciddi olarak etkilenebileceğini belirtir.
ZAMAN