Fethullah Gülen Hocaefendi’ye isnat edilen ‘terör örgütü lideri’ suçlamasının hiçbir somut delile dayanmadığını söyledi. Bu tür girişimlerin sonuçsuz kalacağını ifade eden eski Dışişleri Bakanı Yakış, “Ben bunlardan pek bir şey çıkacağını zannetmiyorum. Hocaefendi’ye özellikle silahlı örgüt kurma suçu gibi inanılması zor şeylerin, isnat edilmesinin doğru olmadığını düşünüyorum. Hizmet Hareketi’nin ve Sayın Gülen’in böyle bir şey yapabileceğine dahi ihtimal vermiyorum.” diye konuştu.
Yaşar Yakış, Hocaefendi hakkında ‘kırmızı bülten’ çıkarma girişimlerine de değindi. Uluslararası hukukta, her ülkenin öncelikle somut delile baktığını anlattı. Yakış, “Irak’ın eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi’nin yakalanması için kırmızı bülten yayımlanmıştı. Türkiye, bu kişinin kendi topraklarında kalmasına izin verdi. Öte yandan, Türkiye’de suç içlediği kanıtlanmış olan PKK’lı teröristler için ‘kırmızı bülten’ çıkarılmıştı. Ama bunlar Batı Avrupa ülkelerinde ellerini kollarını sallayarak geziyor. ‘Kırmızı bülten’ çıkarmakla bu işi bitiremezsiniz. Bu ülkenin makamlarının da bu suçun işlendiğine ikna olmaları gerekiyor. Bu devletlerin siyaseten bunu yapmalarının doğru olduğuna ikna edilmeleri gerekiyor.” açıklamasında bulundu.
AB’NİN TÜRKİYE’YE İLİŞKİN TEREDDÜTLERİ ARTTI
Yaşar Yakış, medyaya darbe operasyonu sonrası Avrupa Birliği’nin (AB) Türkiye hakkındaki tereddütlerinin de arttığını söyledi. Türkiye ile AB arasındaki müzakerelerin canlanmasını arzu ettiğini belirten Yakış, “14 Aralık operasyonu ile birlikte AB içerisinde Türkiye hakkındaki eleştiriler ve tereddütler arttı. Bu durum, temel hak ve hürriyetler konusunda tamamlanması gereken bazı noktaların olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye’nin AB ile reform sürecini hızlandırması gerekiyor. AB’den dışlandığı takdirde Avrupa normlarından uzaklaşan bir ülke haline gelir. Bu noktada Türkiye de reform sürecini hızlandırmalı ve temel hak ve özgürlükler konusunda ilerleyebilen bir ülke haline gelmeli.” dedi. AB’den gelen eleştirilerin iyi niyetli olduğunu söyleyen Yakış, “AB’nin Türkiye’ye bakışı, Türkiye’de yapılan her şeyden etkileniyor. Bu olaydan ötürü de Türkiye’ye eleştiri yöneltenlerin sayısı arttı. Ama bu Türkiye ile müzakereleri durdurma noktasına varırsa yanlış olur. AB, Türkiye’yi kendi değerleri açısından eleştiriyor. Ben buradaki eleştirileri, değerlendirmeleri iyi niyetle yapılmış, yardımcı olmak için söylenmiş eleştiriler olarak görüyorum.” diye konuştu