AKP, 12 yılda bütçe açığını kapattı, sağlık ve eğitimde dönüşüm yaptı. Ama sonunda İstanbul’daki iki projeye takılıp kaldı. Ne kamu bankaları özelleşti, ne GAP tamamlandı. Hükümetin hikâyesi bitti. Hükümet için Türkiye sadece İstanbul’dan ibaret. Bu ülkede sanki
İstanbul’dan başka bir yer yok. Ve Başbakan Erdoğan vatandaşın önüne
sadece iki projeyle çıkıyor. Süleyman Yaşar, Taraf'ta yayınlanan yazısında şöyle devam etti:
GAP İLLERİNDE İŞSİZLİK %20'NİN ÜZERİNDE
Geçenlerde Başbakan Urfa’da konuşurken İstanbul’a üçüncü köprüyü yapacaklarını, ardından İstanbul’da üçüncü havalimanını inşa edeceklerini söylüyor. Ve Urfalılar alkışlıyor. Oysa Urfa, Diyarbakır, Siirt, Batman gibi Güney Anadolu Projesi (GAP) içerisinde bulunan illerde işsizlik oranı yüzde 20’nin üzerinde. Ama nedense Urfalıların aklına bırak İstanbul’a üçüncü köprüyü, üçüncü havalimanını “bizim GAP 2005’te bitecekti 3 milyon 800 bin kişiye istihdam sağlayacaktı ne oldu da GAP’ı bitiremediniz” sorusu gelmiyor.
KONYA OVASI PROJESİ
Bu arada GAP’tan sonra en büyük proje olan Konya Ovası sulama projesi de hâlâ bitirilemedi. 100 yıldır beklenen Konya Ovası sulama projesi bir milyon 100 bin hektar alanı su ile buluşturacak ama proje kaplumbağa hızıyla ilerliyor. İstanbul dışındaki bütün üretim projeleri için aynı masal anlatılıyor. Ve “2023’te bitecek” deniyor. Bu hızla projelerin o tarihte bitmesi mümkün değil tabii.
HIZLI TREN MANTIĞI
Yine hızlı tren projesi sadece İstanbul-Ankara ve Orta Anadolu bölgesinde tasarlanıyor. Oysa hızlı tren Çin’de ülkenin bütünlüğünü sağlamak için hayata geçirildi. En uzak ülke coğrafyasına hızlı trenle gidiliyor. Aynı düşünceyle hızlı tren projesi Ankara’dan Van’a kadar uzatılmalıydı. Ama böyle bir tasarım hâlâ yok ortada. Bu arada benzer öneri Çin’den geliyor. Ve Çin’den Van’a oradan İstanbul ve Avrupa’ya bağlantının hızlı trenle sağlanması öneriliyor. Yine Türkiye’de derin ve büyük depolama olanağına sahip limanlar yok. Bu türden limanlar yapılamadı.
GELELİM ÖZELLEŞTİRMELERE...
Devlet hâlâ mevduat bankası işletiyor bu ülkede. Ve devlet, mevduat bankalarını bir türlü özelleştirmiyor nedense. Dolayısıyla devlet, mevduat bankası işletip rekabeti bozduğu için faizler sürekli yüksek kalıyor. Ziraat, Halk ve Vakıfbank devlet bankası olarak faiz lobisiyle birlikte mevduatlara düşük faiz vermek, tüketici kredilerinden yüksek faiz almak için kartel anlaşması yapabiliyor. Kısaca, devlet bankaları, sektörde riskli işler yaptığından yakında ülke ekonomisi için kırılganlık unsuru olmaya başlayacaklar.
BÜTÜN BUNLARI NİYE ANLATTIĞIMA GELİNCE...
AKP hükümetleri son 12 yılda bütçe açığını kapattı, kamu borç yükünü düşürdü. Sağlıkta ve eğitimde önemli bir dönüşüm yaptı. Fakat bütün bu başarılı icraatların ardından gelip İstanbul’da iki hizmet projesine takıldı kaldı. Oysa bu ülke, üretimi artıracak, dış ticarete konu mal üretimini çoğaltacak projelere odaklanmalıydı artık. Gereken yönlendirme yapılamayınca ülke ekonomisi potansiyelini kullanamaz hâle geldi. Anlayacağınız hükümetin hikâyesi bitti artık.