- Başbakan'ın ofisinde polisin bulamadığı cihazı eliyle koymuş gibi bulan MİT, yeni TÜBİTAK'a rapor yazdırdı
- Erdoğan'ın oğluyla konuşmasına 'Hecelemeyle montaj' diyen ekibin raporunda böceğin yerleştirildiği tarih öne çekildi
- Bugüne kadar 3 savcı değiştiren soruşturmada operasyonu Musul'a sansür isteyen Savcı Durak Çetin yaptı
3 SAVCI DEĞİŞTİ; DÖRDÜNCÜSÜ DÜĞMEYE BASTI
Zaman'ın haberine göre; Böcek soruşturmasıyla ilgili ilk soruşturmayı savcı Şadan Sakınan yürüttü. Daha sonra dosya Sakınan’dan alınarak o dönem özel yetkili olan Hüseyin Şahin, Durak Çetin ve Sadık Bayındır’a verildi. HSYK’nın son yaz kararnamesiyle yaptığı değişikliklerin ardından böcek soruşturması bu kez de Veli Dalgalı’ya emanet edildi. Dalgalı’nın “Yeterli delil yok. Soruşturmada bir ilerleme sağlanamaz.” tespitinin ardından da dosya bu kez Durak Çetin’e verildi. Çetin’in talimatının ardından TÜBİTAK’a atanan yeni ekip tarafından apar topar bir böcek raporu hazırlandı. Raporun savcılığa ulaşmasının ardından da operasyonlar başlatıldı.
OPERASYON ÖNCESİ GİZLİ TOPLANTI
Alınan bilgilere göre, geçtiğimiz hafta Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat ve TEM Dairesi ekipleri, Yıldız’da bulunan istihbarat yerleşkesinde bir toplantı yaptı. Dar bir kadronun katıldığı toplantıda, sözde paralel devlet soruşturmasına ilişkin bir emniyet müdürü sunum yaptı. Sözde yapının gerçekleştirdiği ileri sürülen çalışmalar arasında ‘böcek’ de gösterildi. Bu eylemleri yaptığı öne sürülen kişilerle ilgili gruplamalar yapıldı. Ekip, iki günlük gizli toplantının ardından da illerde görevli istihbarat şube ekipleriyle Afyon’da bir araya gelerek operasyonların ayrıntılarıyla ilgili bilgilendirmede bulundu. Afyon kampının bitmesinin ardından da farklı şehirlerde eş zamanlı operasyonlar gerçekleştirildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bünyesinde oluşturulan ‘Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu’nda görevli savcı Durak Çetin tarafından yürütülen soruşturmada 12 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. Bunlardan 11’i gözaltına alındı. Bir ismin ise yurt dışında bulunduğu öğrenildi.
POLİS İKİ KEZ ARADI ANCAK BÖCEK BULAMADI
Böceğe ilişkin arama, 24 Kasım 2011’e uzanıyor. Emniyet müdürleri Serhat Demir ve Sedat Zavar yönetimindeki teknik ekip, 24 Kasım 2011’de dönemin Başbakanlık Koruma Dairesi Başkanı Mehmet Yüksel’in bilgisi dahilinde Başbakan’ın Keçiören’deki çalışma ofisinde ve Söğütözü AKP binasında, 25 Kasım’da da Başbakanlık resmi çalışma ofisinde böcek arama işlemi gerçekleştirdi. Bu aramalarda herhangi bir böcek bulunamadı.
MİT’İN BÖCEK ARAMASINA BAŞBAKAN’IN DANIŞMANI VARANK DA KATILDI
Polisin arama yapmasının hemen ardından 28 Aralık 2011’de MİT aniden ve ilk kez böcek araması yapmayı talep etti ve eliyle konulmuş gibi üçlü priz içinde dinleme cihazı buldu. MİT mensupları tarafından yapılan aramaya Başbakan Erdoğan’ın danışmanı Mustafa Varank ile birlikte sivil bir kişinin de katıldığı iddia edildi. Buna göre, yaklaşık iki saat sonra duvarda prize monte edilmiş bir cihaz bulundu. Ancak MİT mensupları tarafından bulunan dinleme aygıtı, Ankara Emniyet Müdürlüğü KOM Şubesi ve KOM Dairesi Başkanlığı tarafından istenmesine karşın verilmedi. Ayrıca Ankara Cumhuriyet Savcılığı ile de gerekli paylaşımlar yapılmadı. Daha sonra bulunduğu iddia edilen böcek, TÜBİTAK’a gönderildi.
‘RAPORU DEĞİŞTİR’ BASKISI TÜBİTAK’TA İSTİFA GETİRDİ
Böcekle ilgili olarak TÜBİTAK’tan gerekli cevap alınamadı. Bunun üzerine TÜBİTAK ekiplerine raporun tarihinde bazı oynamalar yapılması yönünde baskılar yapıldı. Tarihin böceğin bulunduğu öne sürülen tarihten 10 gün geriye alınması istendi. Ancak bu noktada gerekli adım atılmadı. Baskılar artınca TÜBİTAK BİLGEM Daire Başkanı Hasan Palaz istifa etti. Palaz, istifasının ardından yaptığı yazılı açıklamada, “Raporumu beğenmediler. Değiştirmemi, istedikleri şekilde bir rapor hazırlamamı istediler. Kabul etmeyince baskı başladı ve görevden alındım.” ifadesini kullandı. Başbakanlık Teftiş Kurulu’nda ifadesine başvurulduğunun da altını çizen Palaz, şunları kaydetti: “Tarafıma ifade edilen ‘beklenti’ böceğin kullanıma girdiği tarihin gerçek tarihten başka bir tarih olarak değiştirilmesiydi. Yani bilimsel ve objektif kriterlerle hazırlanan raporda masabaşı tahrifat yapmam istendi. Aksi halde ‘birilerinin adamı’ olarak fişlenip görevden alınacağım belirtildi. Konunun hassas olduğu ifade edildikten sonra ‘Kendini yakma, kim yanarsa yansın’ şeklinde yoğun tehdit ve baskı altına alındım.” Palaz’ın istifasının ardından yerine hükümet tarafından yeni bir atama yapıldı. Görevlendirmenin üzerinden daha birkaç ay bile geçmeden böcekle ilgili gerekli rapor hazırlanarak, Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na gönderildi.
VARANK’TAN SAVCIYA BÖCEK BASKISI
Böcekle ilgili Başbakanlık Teftiş Kurulu raporunun ‘casusluk’ iddiasıyla Ankara TMK 10. maddesiyle yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği’ne gönderilmesinin ardından sürpriz bir görüşme ortaya çıkmıştı. Başbakan Erdoğan’ın danışmanı Mustafa Varank’ın soruşturmayla ilgili başsavcı vekiliyle bir araya geldiği ve dosyayı görüştüğü öne sürüldü. İddiaya göre, başsavcı vekili, evrakların incelendiğini, soruşturmada ‘somut’ delillere ulaşılamadığını, soruşturmayı yürüten savcıların da bu kanaatte olduğunu anlattı. Varank da soruşturmanın Başbakan tarafından yakından takip edildiğini aktardı. Bu bilgilerin kamuoyuna yansımasının ardından CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Meclis’e soru önergesi verdi. Tanrıkulu, söz konusu bu görüşmenin doğru olup olmadığını sordu. Ancak önergeyle ilgili gerekli cevap verilmedi.
MİT, ARAMAYI KAYIT ALTINA ALMADI
Güvenlik uzmanları, böcek araması sırasında kamera kaydı yapılması ve tutanak tutulması gerektiğinin altını çiziyor. MİT tarafından yapılan aramada ise kayıt ve tutanak tutulmadığının altı çiziliyor. Ayrıca olay yerinde parmak izi ve DNA kalıntısı ile delil aramasının da yapılmadığına da vurgu yapılıyor. Uzmanlar, dinleme cihazı bulunduğu belirlenen odanın anahtarının ise sadece Başbakan’ın bir danışmanında olduğunu hatırlatıyor. Ayrıca odanın 24 saat boyunca denetim ve gözetim altında olduğunu aktaran uzmanlar, şu değerlendirmede bulunuyor: “Bu şartlar altında odaya giren şahıslar bellidir. Ancak MİT tarafından yapılan aramada hiçbir koruma ekibi aramaya dahil edilmedi. Bu kişiler tarafından da gerekli kayıt işlemi yapılmadı. İçeriye o tarihlerde giren dört kişinin kimler olduğu ortadadır. Ayrıca TÜBİTAK tarafından raporun 10 gün öne alınmak istenmesi de planı açıkça ortaya koymaktadır.”