İşte Birand'ın yazısının ilgili bölümü:
Toplumumuzun bir kesiminde ilginç bir alışkanlık var. Sevmediği ,istemediği bir iktidarı değiştirmek için son derece garip bir yöntem kullanılıyor.
Sadece AKP’den söz etmiyorum. Daha önceki iktidarlarda da bunu yaşadık.
Demirel’ li,
Çiller’ li,
Mesut Yılmaz’lı, hatta Ecevit’li iktidarlar dahi aynı
baskı altına girdi.
Bir bölümü askeri kanattan, diğer bölümü ise medya- üniversiteler ve muhalefet partilerinden kaynaklanan büyük bir tepki organize edilir. Sanki iktidardakiler birer vatan hainidir ve iktidarı eleştirenler ise vatanını seven milliyetçidirler. Her şeyi de en iyi onlar bilirler.
AKP’ ye karşı mücadelede de aynı çizgileri görüyoruz.
Siyasi konularda dahi, komutanlar sert demeçler veriyorlar…
Üniversiteler ayaklanıyor…
Medya dünyayı birbirine sokuyor… Sivil Toplum Örgütleri kampanyalar düzenliyorlar.
Amaç, iktidarı düşürmek. Çalışamaz hale getirip, seçime zorlamak. Seçimde yine kazanıp geldiklerinde yine üstlerine yürümek. Açıkçası “Benim dediğimi yapana kadar seni döveceğim” diyerek, mücadele vermek.
Bunun yerine neden tüm enerjimizi, AKP’ye alternatifler hazırlamak için kullanmıyoruz? Neden yeni liderler, yeni siyasi oluşumları
teşvik etmiyoruz? Neden Muhalefet partilerini adam etmeye çalışmıyoruz?
Gelin artık farklı düşünmeye başlayalım.
Gelin iktidarları döverek, darbelerle korkutarak değil, siyasi gücümüzü kullanarak sandıkta yenmeye alışalım.
M.ALİ BİRAND/POSTA