İsmailağa Silahlı Terör Örgütü şeklinde kurgulanan
operasyonda,
Mahmut Ustaosmanoğlu, Ahmet Mahmut ünlü ve Yenişafak'ın sahibi Ahmet
Albayrak “
örgüt üyesi” sayılıyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Kadir Topbaş ise
silahlı
terör örgütüne
yardım ve yataklıkla suçlanıyordu. Çok sayıda AK Partili Belediye Başkanı ve milletvekilinin de isminin karıştırıldığı soruşturmanın, partinin kapatılmasına zemin hazırlama çerçevesinde kurgulandığı değerlendiriliyor.
Erzincan Polisi'ne operasyon planı
Gizli
tanık X: Jandarma
İstihbaratçılar gölde bulunan
mühimmatlarla ilgili savcıya “Erzincan polisi daha önce bana ‘sana mühimmat verelim bir yere at biz de sonra gidip bulalım'
teklifi yapmıştı” diye ifade vermemi istedi
• Gizli Tanık X, Çatalarmut Barajı'nda silah ve mühimmat ele geçirilmesinin ardından Erzincan Jandarma Komutanı A.T. ve bazı Jandarma İstihbarat personelinin kendisi ile irtibata geçerek, bulunan malzemelerin Erzincan
Emniyet Müdürlüğü personeli tarafından baraja konulduğuna tanıklık etmesinin istendiğini ifade etti. Erzincan
Jandarma Komutanlığı Personeli tarafından, bulunan mühimmatlarla ilgili polis aleyhine ‘Gizli tanık' olması yönünde kendisine
baskı yapıldığını belirten Gizli Tanık X'in iddialarından satır başları şöyle:
• Ben 28
Ekim 2009 günü Erzincan il merkezinde bulunduğum sırada evden hanımım beni arayarak Ali Osman diye birisinin evde olduğunu ve benimle görüşmek istediğini söylemesi üzerine ben bu isimde birisini çıkartamayınca telefona vermesini söyledim. Beni arayan şahıs ile telefonda görüştüğümde bu şahsın Erzincan Jandarma İstihbaratta görevli olan Ersin Üsteğmen olduğunu anladım.
• Nerede olduğumu sordu ben de Erzincan'da Valiliğin önünde olduğumu söyledim Ersin Üsteğmen bana bulunduğum yerden ayrılmamamı söyledi. Aynı gün bir süre sonra yine Jandarma İstihbaratta çalışan Orhan Başçavuş bulunduğum yere gelerek bana Erzincan merkeze bağlı Kilimli Köyü yol ayrımına gitmemi ve orada beklememi, oraya kendisinin Ersin Üsteğmen ile gelerek bir konu görüşeceklerini söyledi. Kilimli yol ayrımına gittim. Arkadan da Orhan Başçavuş ile Ersin Üsteğmen lacivert renkli
sivil plakalı
Kartal marka araçla geldiler. Yol ayrımına geldiğimizde Ersin Üsteğmen gelerek benim arabama bindi. Cep telefonumu aldı bataryasını çıkardı ve arabanın ön göğüs kısmına bıraktı. Bana bir şey duyup duymadığımı sordu. Ben de duymadığımı söyledim.
• Çatalarmut Barajı'nda mühimmat bulunduğunu söyledi. (...) Benim Erzincan Başsavcısı'na “Gölde bulunan mühimmatlarla ilgili Erzincan polisinin daha önce bana ‘Sana mühimmat verelim bir yere at biz de sonra gidip bu mühimmatı bulalım' dediklerini ifade etmemi” teklif etti, kabul etmedim.
• Ayrıca Ersin Üsteğmen,
Ergenekon davasının ABD destekli b ir cemaatin bir
komplosu olduğunu, polisin de bu cemaatin hakim olduğu bir
teşkilat olduğunu anlatarak kendilerinin Ergenekon'a inanmadıklarını söyledi. Bu nedenlerle bulunan mühimmatın polis tarafından konulduğu izleniminin verilmesi için benim “Gizli Tanık” yapılacağımı söyleyince ben kendisine “Benim çoluk çocuğum var benim bu şekilde ifade verdiğim öğrenilince ben ne yapacağım” dedim.
• Ersin Üsteğmen bana ‘Seni
Alay Komutanıyla görüştüreyim' dedi. Ersin Üsteğmen ayrıca bana “Senin yüzünü değiştiririz,
estetik ameliyat yaptırırız, sana iş buluruz, 10.000 TL para veririz, bu tür şeyleri sen düşünme, dosyan Erzincan'da görülecek, ifade verirsen senin için hiçbir sıkıntı olmayacak, burası için sana garanti veriyorum” dedi.
• Aynı gün saat 16:00 - 16:30 sıralarında Orhan Başçavuş kendi telefonu ile beni cepten arayarak evime çağırdı. Onların aracını takip ederek Mertekli Barajı'na gittik. Bana alay komutanının sivil olarak geleceğini, benim az aşağıya inip orada beklememi söylediler, 400-500 metre aşağıya inip orada bekledim.
• Akşam yeni olmuştu, yaklaşık 15-20 dakika beklemiştim ki yanıma alay komutanının sivil bir şekilde geldiğini gördüm, yanında kimse yoktu. Alay komutanı bana Ersin Üsteğmen'in teklifini yeniledi. Süre verdi. 28 Ekim 2009 günü saat 22:00 sıralarında ben kendi cep telefonumdan Ersin Üsteğmen'i arayarak bu işlere beni kesinlikle karıştırmamalarını söyledim. Bu görüşmeden sonra beni hiç aramadılar.
STAR GAZETESİ