Başbakan Erdoğan İspanya'ya yaptığı bir ziyarette başörtüsü için "velev ki, siyasi simgedir demiş ve serbest olmalı" demişti. MHP'nin
destek vermesi ile üniversiteye başörtülü öğrencilerin girebilmesini yasal güvenceye alan
düzenleme 411 oy ile Meclis'te kabul edilmişti.
CHP yasayı
Anayasa Mahkemesine götürmüş,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurraman
Yalçınkaya ise
AK Parti'ye
kapatma davası açmış ve en büyük gerekçesi ise başörtüsü düzenlemesi olmuştu.
Anayasa Mahkemesi ise düzenlemeyi iptal etmişti. Bugün yaşanan gelişmeler ise "bu kez tuzağı CHP mi kuruyor" sorusunu akla getiriyor. Çünkü
referandum süreci ile başlayan dönemde CHP lideri kemal Kılıçdaroğlu sürekli olarak "
türban konusunu biz çözeriz" açıklaması yaparak AK Parti'ye cesaret vermişti.
Sonuç olarak AK parti, başörtüsü konusunu çözmek için uzlaşma komisyonu kurulmasını istedi ve bunun için partilerle görüşme başladı. Ancak AK Parti ilk ziyaretinde ummadığı bir
cevap aldı. CHP Grup
Başkanvekili Kemal
Anadol AK Parti'nin konuyla ilgili kurulmasını istediği komisyona üye vermeyeceğini açıkladı. Ardından Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, türban serbestisinin
laiklik ilkesine aykırı olduğunu söyledi.
Kulislerde iki açıklama arasında bir bağlantı olup olmadığı konuşuluyor.
Abdurrahman Yalçınkaya'nın bu açıklaması akla Anadol'un AK Parti tarafından kurulmak istenen komisyona üye vermeyeceğini açıkladığı toplantıda söylenenleri getirdi. Kulislere yansıyan bilgi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın son günlerde AK Parti'den ve YÖK'ten gelen serbesti yönündeki açıklama ve adımlardan rahatsızlık duyduğunu ve bunu da çevresindekiler ve bazı CHP'lilerle paylaştığı yönünde.
Yalçınkaya'nın açıklaması akıllara yeni bir
kapatma davası ön hazırlığı mı yapılıyor sorusunu getirmişti: