AK Parti'de
Melih Gökçek ile 'yola devam' denildi. Böylece bir ayı aşkın süredir estirilen
fırtına dindi.
Şimdi soru şu: Madem Gökçek açıklanacaktı bu kadar niye beklendi? Önce bir durum tespiti yapmakta fayda var. Önümüzdeki
seçim sadece belediye başkanı seçimi olmayacak. Partilerin alacakları oy bir sonraki genel seçimleri de doğrudan etkileyecek.
Sürpriz sonuçlar yeni yapılanmaları doğurabilir. Kulislerdeki teoriye göre de
AK Parti iktidarına son vermek isteyen bazı çevreler, önce 'Ankara'yı teslim alacak' ardından da erken genel seçim talep edecekti. İlk ayak olarak da Gökçek saf dışı bırakılacak, AK Parti oyları bölünecek, MHP'nin alacağı yüksek oyla da solun adayı Karayalçın belediye başkanı olacaktı. Tabi bu bir
senaryo.
Ama imkansız da değil. Gökçek'in adaylığına gelince. Parti kaynakları Gökçek'in isminin hiçbir zaman silinmediğinde ısrarlılar. Onlara göre normal süreç işledi.
Başbakan'ın her zaman dile getirdiği partinin kurumsal kimliğine bağlı kalındı ve her aday için yapılan anketler, kamuoyu araştırmaları,
temayül yoklamaları Gökçek için de yapıldı. Parti içinden yükselen itirazları dinleyen Başbakan tekrar anketler yaptırarak parti kurullarına verdiği önemi de göstermiş oldu.
Bu süreçte Gökçek'e de 'üst kimlik AK Partili olmak'
mesajı verildi. MYK'da gündeme gelen isimler için 'şahsi oy' araştırmaları yapıldı. En yüksek oyu da
Melih Gökçek aldı. Başbakan daha önce yaptığı gibi 'herkesin eteğindekileri dökmesine' fırsat verdi.
Kılı kırk yararcasına hassas davranıldı. Parti yönetimi
sürpriz yaşamamak için Gökçek'te karar kıldı. Dün itibariyle Ankara siyaseti farklı bir hal aldı. Gökçek ile Karayalçın arasında kıyasıya bir mücadele başlıyor. Bu rekabetin en büyük argümanı da Karayalçın'ın geçmişte
DEHAP ile yaptığı
ittifak olacak. Kulislere göre Gökçek etkili bir
kampanya hazırladı. Ankara aday belirleme sürecinden çok daha renkli bir mücadeleye sahne olacak.
Adem
Yavuz ARSLAN - BUGÜN