Bir yıl önce “10 yıllık iktidar dönemimizde şu ya da bu şekilde bizimle paydaş olanlar, gelecek 10 yılda bizimle paydaş olmayacaklar.” sözlerini sarf eden AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu, ‘yolsuzluk ve rüşvet’ soruşturmasının ardından devlet kurumlarında yapılan tasfiye konusunda da çarpıcı bir ifşaatta bulundu.

30 Ocak’ta yayınlanan programın sunucusu Başak Şengül, Babuşcu’ya “Yolsuzlukların üzeri örtülüyor mu sorusuyla bağlantılı olarak şunu sormak istiyorum. Devletin içinde var olduğu iddia edilen paralel yapı 17 Aralık’ta mı fark edildi? Uzun yıllar AK Parti iktidarı var. Bu iktidar sürecinde yargı ve emniyette var olduğu iddia edilen paralel yapılanma hiç mi kendini göstermedi?” diye sordu.

Babuşcu da şu itirafta bulundu: “Aslında 17 Aralık’tan önce 7 Şubat MİT krizi var olan bu şablonu ortaya koyuyordu. Hatta daha öncesinde bu paralel yapılanmanın emniyet, yargı ve diğer kamu kurumlarına sızma ve yapılanma şeklinde rahatsızlıklar verdiği, bu paralel yapının örgüt anlayışı içerisindeki tavır ve tutumları fark edilmiş ve tasfiye süreci başlamıştı aslında.”

Bir devletin cemaatleşmesini ya da bir cemaatin devletleşmesini hiçbir devletin kabul etmeyeceğini söyleyen Babuşcu, devletin reflekslerini göstererek gereğini yaptığını ileri sürdü. Emniyette ve yargıdaki uygulanan yer değiştirme şeklindeki tasfiyelerin rutin bir yer değiştirme olarak algılanmaması gerektiğini açıklayan Babuşcu, “Bu yapının devlet refleksiyle bertaraf edilmesi adına olması gereken her devletin doğal refleksi olarak algılanması gereken bir süreçtir bu. Ve bu devlet bu meseleyi çözmek zorundadır. Devletin bekası için çözmek zorundadır.” ifadelerine yer verdi.

Aziz Babuşcu, kamudaki tasfiyelerin ipuçlarını 1 Nisan 20013’te yaptığı konuşmada vermişti. İstanbul Suriçi Grubu Derneği’nin Topkapı’da bir otelde düzenlediği etkinliğe onur konuğu olarak katılan Babuşcu, AKP’nin 10 yıllık iktidarı döneminde kendileriyle paydaş olan gruplarla yollarının ayrılacağını şu sözlerle dile getirmişti: ‘’10 yıllık iktidar dönemimizde bizimle şu ya da bu şekilde bizimle paydaş olanlar, gelecek 10 yılda bizimle paydaş olmayacaklar. Çünkü bu geçtiğimiz 10 yıl içinde, bir tasfiye süreci ve bir tanımlama özgürlük, hukuk, adalet söylemi etrafında yaptıklarımıza paydaşlar vardı. Onlar da şu ya da bu şekilde her ne kadar bizi hazmedemeseler de; diyelim ki liberal kesimler, şu ya da bu şekilde bu süreçte bir şekilde paydaş oldular ancak gelecek inşa dönemidir. İnşa dönemi onların arzu ettiği gibi olmayacak. Dolayısıyla o paydaşlar bizimle beraber olmayacaklar. Dün bizimle beraber şu ya da bu şekilde yürüyenler, yarın bizim karşımızda olan güçlerle bu sefer paydaş olacaklar. Çünkü inşa edilecek Türkiye ve ihya edilecek gelecek onların kabulleneceği bir gelecek ve bir dönem olmayacak.”