AK Parti'nin avukatları Muammer Cemaloğlu ve Fatih Şahin tarafından açılan davanın dilekçesinde, Baykal'ın, 28 Mayıs Çarşamba günkü basın toplantısında, CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın dinlendiği yönündeki iddialara değindiği belirtildi. Dilekçede, Baykal'ın, açıklamalarında, ''AK Parti'nin kendi derin devletini oluşturduğunu, bunun artık devlet işi olmaktan çıkıp, çeteleşme işi olduğunu ve bu çeteleşmenin devlet düzeni içine yerleştirildiğini'' anlattığı kaydedildi. ''Bu dinleme olayının iktidar tarafından, iktidarın teklifiyle yapıldığını mı düşünüyorsunuz?'' sorusu üzerine Baykal'ın, ''dinleme olayının, iktidarın kontrolü altındaki kişilerce yapıldığını, başka bir gücün bunu yapamayacağını'' söylediği ifade edilen dilekçede, şu görüşlere yer verildi: ''Baykal, AK Parti'yi, CHP Genel Sekreteri Sav'ı gayri hukuki olarak, yasal olmayan yollardan dinletmekle itham etmektedir. Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, dava konusu iddia tamamen gerçek dışı, hayal mahsulü ve yalandır. Heniz doğru olmayıp, ispatlanmamış iddialar üzerinden AK Parti'yi yıpratmak niyetiyle yapılan bu fevkalade ağır, iftira niteliğindeki çirkin ithamları kabul etmek mümkün değildir. Ana muhalefet partisi genel başkanı olan davalının, taşıdığı sorumluluğun gereği olarak suç niteliği taşıyan bu iddiasını somut kanıtlarla ispat etmesi gerekmektedir.'' Dilekçede, ''özellikle bir siyasi parti hakkındaki bu tür suçlamanın, gerçek kişilere yapılmış bir suçlamadan daha ağır hukuki, siyasi ve sosyal sonuçlar doğuracağına'' yer verildi. Siyasi partilerin, yurttaşlarının can, mal ve özgürlüklerini güvence altına almakla yükümlü oldukları anlatılan dilekçede, bir partinin, yurttaşlarının özgürlüklerine, gizli ve özel yaşamlarına tecavüz ettiğinin öne sürülmesinin, o parti için ''ağır siyasi sonuçlar doğuracağı, güvenilirliğine ve siyasi etkinliğine zarar vereceği'' ifade edildi. Baykal'ın açıklamalarına medyada büyük yer verildiği kaydedilen dilekçede, ''Eleştiri sınırlarının ötesinde, küçük düşürücü ve iftira niteliği taşıyan ifadelerle tamamen AK Parti'yi karalamaya yönelik bu asılsız ve mesnetsiz ithamların kabulü ve hoş görülmesi hukuken mümkün değildir'' denildi. Dilekçede, ''AK Parti'nin manevi şahsiyetine, kişilik haklarına tecavüz niteliğinde, gerçek dışı, haksız ve hukuka aykırı beyan ve isnatlarda bulunduğu'' iddiasıyla Baykal'dan 50 bin YTL manevi tazminat talep edildi.