AK Parti, Türk
Ceza Kanununun (TCK) 301 ve 305. maddeleriyle ilgili değişiklik
teklifini
TBMM Başkanlığına sundu.
Teklif, 301. maddede yer alan, ''Türklüğü'' ibaresinin, ''Türk
Milleti'', ''Cumhuriyeti'' ibaresinin de ''
Türkiye Cumhuriyeti'' olarak değiştirilmesini düzenliyor. Teklif, maddeye aykırı hareket edenlere verilecek cezanın üst sınırını da 3 yıldan 2 yıla indiriyor. Böylece, 301. maddeden dolayı alınan cezaların ertelenmesine de olanak sağlanıyor.
Teklif ayrıca TCK'nın 301 ve 305. maddesine aykırı hareket edenlerle ilgili kovuşturma yapılmasını da Cumhurbaşkanının iznine bağlıyor.
-MADDE-
Teklife göre, 301. maddenin başlığı, ''Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama'' olarak değişiyor. Teklifte yer alan 301. madde şöyle:
''(1) Türk Milletini,
Türkiye Cumhuriyeti Devletini veya Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükumetini ve Devletin yargı organlarını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Devletin askeri veya
emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, 1. fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(3) Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.
(4) Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması Cumhurbaşkanının iznine bağlıdır.
-MEVCUT HALİ-
TCK'nın 301. maddesinin yürürlükteki mevcut hali ise şöyle:
''(1) Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini, Devletin yargı organlarını, askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Türklüğü aşağılamanın
yabancı bir ülkede, bir
Türk vatandaşı tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.
(4) Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.''
-305. MADDE-
Teklifle, TCK'nın 305 maddesinde yer alan ve kovuşturma açılmasını Adalet Bakanının iznine bağlayan fıkra da değişiyor. Buna göre 305. maddeye aykırı hareketlerde kovuşturma açma yetkisi de Cumhurbaşkanının iznine bağlanıyor.
Teklifle değiştirilen TCK'nın, ''
Temel milli yararlara karşı hareket'' başlıklı 305. maddesinin yürürlükteki hali de şöyle:
''(1) Temel milli yararlara karşı fiillerde bulunmak maksadıyla veya bu nedenle, yabancı kişi veya kuruluşlardan doğrudan doğruya veya dolaylı olarak kendisi veya başkası için maddi yarar sağlayan vatandaşa, üç yıldan on yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adli
para cezası verilir. Yarar sağlayan veya
vaat eden kişi hakkında da aynı cezaya hükmolunur.
(2) Fiilin savaş sırasında işlenmiş ya da yararın basın ve yayın yoluyla
propaganda yapmak için verilmiş veya vaat edilmiş olması halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(3) Suç savaş hali dışında işlendiği takdirde, bu nedenle kovuşturma yapılması Adalet Bakanının iznine bağlıdır.
(4) Temel milli yararlar deyiminden;
bağımsızlık,
toprak bütünlüğü,
milli güvenlik ve Cumhuriyetin Anayasada belirtilen temel nitelikleri anlaşılır.''
-GEREKÇE-
Teklifin gerekçesinde, ifade hürriyetinin, birçok hak ve hürriyetin temeli, kişisel ve toplumsal gelişmenin kaynağı olduğu ifade edilerek, şu görüşlere yer verildi:
''Bu özelliklerinden dolayı ifade hürriyeti, temel hak ve hürriyetler arasında değerlendirilerek, birçok uluslararası belgeye konu olmuş, Anayasamızda da güvence altına alınmıştır. Bu bağlamda, İnsan Hakları Evrensel Bildirisinin 19, İnsan Hakları
Avrupa Sözleşmesinin 10. maddesinde, Anayasanın 25 ve 26. maddelerinde konuya ilişkin ayrıntılı, koruyucu ve düzenleyici hükümlere yer verilmiştir.
TCK'nın 301. maddesinde yer alan suç tanımının, ceza hukukunun güvence fonksiyonlarından birini oluşturan belirlilik ilkesine uygun olarak yeniden yapılması, belirli fiillerin
yurt dışında işlenmesi haline özgü olarak cezalandırma bakımından vatandaşlar arasında gözetilen ayrımı ortadan kaldırmak ve bu suçtan dolayı kovuşturma yapılabilmesini Cumhurbaşkanının iznine tabi tutmak ve izin konusunda 301'de yapılan değişikliğe paralellik sağlamak için 305'inci maddenin üçüncü fıkrasında değişiklik yapmak amacıyla iş bu
kanun teklifi verilmiştir.
Bu maddedeki suçtan dolayı kovuşturma yapılması, partiler üstü ve yansız bir kişi olan Cumhurbaşkanının iznine bağlı kılınmıştır. Cumhurbaşkanının izni, bu suç bakımından bir kovuşturma koşulu olarak kabul edilmiştir. 'İzin verme' veya 'İzin vermeme' yetkisini kullanırken Cumhurbaşkanının, yargının alanına girmemeye veya
yargıya müdahale anlamına gelecek değerlendirmeler yapmamaya özen göstereceği; sadece somut olayda
dava açılması (açık
duruşma yapılması ve olası bir hükümlülük kararı), 'Kamunun/ülkenin yararına mı yoksa zararına mıdır?' değerlendirmesini yapacağı ve sonuçta hangi
cevap ağır basarsa ona göre karar vereceği aşikardır.''