Merkez üssü
Kocaeli'nin
Gölcük ilçesi olan, 17
Ağustos 1999'da saat 03.02'de meydana gelen ve yaklaşık 45 saniye süren 7,4 büyüklüğündeki
depremin üzerinden 9 yıl geçti. Resmi verilere göre 17 bin 480 kişinin
yaşamını yitirdiği depremin ardından yaralar sarılıp,
kentler yeniden kurulurken,
hasarlı binalarla ilgili sorun tam anlamıyla çözülemedi.
Kocaeli, Gölcük,
Düzce,
Sakarya ve
Yalova'da büyük can ve mal kaybı ile
yıkıma neden olan depremde, resmi verilere göre 17 bin 480 kişi hayatını kaybederken onbinlerce kişi de yaralandı.
Marmara Depremi'nden en çok etkilenen Kocaeli'nde 9 bin 477 kişi yaşamını yitirdi, 9 bin 881 kişi yaralandı.
Depremde, 35 bin 180 konut, 5 bin 770
iş yeri yıkıldı ya da ağır hasar gördü. 40 bin 757 konut, 6 bin 57 iş yeri orta, 45 bin 86 konut ve 6 bin 128 iş yeri de hafif hasarlı olarak kayıtlara geçti.
İl genelinde 47 ağır
hasarlı bina,
mahkeme sürecinin devam etmesi, tarihi eser niteliği
taşıması ve içinde yaşayanlar olduğu için yıkılamadı.
PROGRAMA ALINDILAR, ANCAK YIKILAMIYORLAR
Ağır hasarlı 47 binadan 24'ü kent merkezinde, 10'u Derince'de, 5'i Gebze'de, 3'ü Gölcük'te, 4'ü
Körfez ilçesinde ve 1'i de Kandıra'da bulunuyor.
Binalardan 4'ünün mahkeme süreci devam ediyor, 4'ü ise tescilli ve tarihi eser niteliğinde olmasından dolayı yıkılamıyor.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi yetkililerinden aldığı bilgiye göre, ağır hasarlı oldukları ve yıkım kapsamında bulundukları için 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun 7. maddesine istinaden yıkılması için Kocaeli Büyükşehir Belediyesine devredilen ağır hasarlı binaların bazılarında vatandaşlar oturuyor.
Bu binaların bazılarına elektrik su ve
doğal gaz da veriliyor.
TOKİ KONUT YAPARSA SORUN ÇÖZÜLECEK
Belediye yetkilileri, Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin ağır hasarlı bu binaların boşaltılması için ilgililere tebligatlar yaptığını, ancak söz konusu kişilerin barınacak başka yerleri olmamasından dolayı evlerinden çıkmadıklarını belirtiler.
TOKİ'nin merkeze bağlı Arızlı köyünde deprem mağdurları için konut yapmayı planladığını bildiren yetkililer, bu yıl eylül ayında temeli atılması düşünülen konutların gelecek yıl haziran ya da temmuz aylarında tamamlanacağını, böylece il genelinde ağır hasarlı binalarda oturanların bu konutlara nakledilerek, sorunun çözülebileceğini kaydettiler.
YAŞAYANLAR ZORLA ÇIKARILMALI
Kocaeli İnşaat Mühendisleri Odası Aykut
Bozkurt ise hukuksal süreç tamamlandıktan sonra ağır hasarlı tüm binaların yıkılacağına inandığını belirterek, ''bu binalar büyük risk oluşturuyor. Buralarda yaşayanlar polis ve
jandarma gücüyle
tahliye edilmeli. Bu binalara iskan ruhsatı verilmesi söz konusu değil, iskana kapatılmaları lazım. Ağır hasarlı binalardan hukuksal süreci tamamlananlar derhal yıkılmalı'' dedi.
Bu arada Kocaeli'nde, orta hasarlı olup halen onarım ve güçlendirme işlemi tamamlanmamış 364 bina bulunuyor. Buralarda oturanların iskan ruhsatını alabilmeleri için binaların onarımını ve gerekli güçlendirme işlemlerini yıl sonuna kadar tamamlamaları gerekiyor.
YALOVA'DA, DEPREMİN İZLERİ SİLİNDİ
Depremde, 25 bin 980 konut ile bin 375 iş yerinin ağır hasar gördüğü Yalova'da, yüreklerdeki acı tazeliğini korurken, altyapı sorunlarının tamamen çözüldüğü kentte depremin izlerinin silindiği bildirildi.
Yalova Belediye Başkanı
Barbaros Binicioğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kentte büyük yıkıma ve binlerce insanın ölümüne neden olan
17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nde, acı anılara rağmen ulus v
e devlet olarak yaraların hızla sarıldığını belirtti.
Depremin üzerinden 9 yıl geçmesine rağmen, acıların hala aynı sıcaklığıyla gönülleri yaktığını ifade eden Binicioğlu, ''geride bıraktığımız acılardan
ders almayı bilerek yaşamalıyız. Bu nedenle 17 Ağustos tarihi bizler için sönen umutların yeniden canlandığı ve depremle yaşamayı öğrenebilmemiz konusunda mesuliyetlerimizi hatırlatan bir tarih olmalıdır'' dedi.
Yeni yapılaşmalarla birlikte güvenli konutlar üretmek konusunda kararlılıklarının sürdüğünü vurgulayan Binicioğlu, şunları kaydetti:
''
Yalova Belediyesi olarak afet odaklı
yönetim anlayışıyla, şehrimize kazandırdığımız her yeni eserin deprem durumunda halkımızın bir ihtiyacını karşılayacak şekilde tasarlanması için özel gayret sarf ediyoruz. Yaptığımız her işte, attığımız her adımda, depremi hiç unutmadan şehrimizi geleceğe hazırlamak için canla başla çalışıyoruz.
Sorumluluklarımızın ve deprem
bölgesinde yaşıyor olmamızın bilinciyle, hiçbir zaman depremde yaşanan acıları unutmadık ve unutturmadık. Vatandaşlarımızın da tüm olumsuz koşullara karşın hayata dört elle sarılarak, zor günleri ve güçlükleri aşmak konusunda verdikleri mücadele de övgüye değerdir.''
17 AĞUSTOS PARKI VE DEPREM ANITI
Öte yandan, Yalova'da depremde yıkılan binaların
enkazlarının denize doldurulmasıyla oluşturulan 65 dönümlük ''17 Ağustos Parkı'', kentin yaşama yeniden tutunmasının simgesi olarak kabul ediliyor.
Yalova Belediyesince yaptırılan ve dönemin
Başbakan Yardımcısı
Mesut Yılmaz tarafından depremin 1. yıl dönümünde açılışı gerçekleştirilen parkta, peyzaj
düzenlemelerinin yanı sıra, çocuk oyun alanları, oturma grupları, çeşitli kafeteryalar bulunuyor.
Yalovalıların dinlenme mekanı haline gelen parkta inşa edilen ve depremde Yalova'da hayatını kaybeden 3 bin kişinin isimlerinin yazılı olduğu ''Deprem Anıtı'' büyük acıların yaşandığı depremin 9. yıl dönümünde de vatandaşların ilgisini çekmeye devam ediyor.
Dairesel bir alana kurulan
anıt, geleceği ve yaşamı temsil ederken, 12 metrelik çelik blok da geceyi, gündüzü, yılın 12 ayını simgeliyor. Anıtta yer alan ve deprem döneminde çekilen fotoğraflardan oluşan sergi ise güvenlik gerekçesiyle belirli dönemlerde ziyarete açılıyor.
İNŞAAT MÜHENDİSLERİ YALOVA'DA BİR ARAYA GELECEK
Bu arada, 17 Ağustos Marmara Depremi'nin 9. yıl dönümünde 11 ilin inşaat mühendisleri odası ve temsilcileri Yalova'da bir araya gelecek.
İnşaat Mühendisleri Odası Yalova Temsilcisi Mahmut Renkler, depremin 9. yıl dönümünde ''Depreme Duyarlılık Etkinliği'' düzenleyeceklerini, etkinliğe Yalova'nın yanı sıra
Balıkesir,
Uşak,
Manisa, Aydın, Denizli,
Antalya,
İzmir,
Muğla,
Eskişehir ve Bursa'daki inşaat mühendislerinin katılacağını bildirdi.
Felaketin üzerinden 9 yıl geçmesine rağmen hala gerekli derslerin alınmadığını dile getiren Renkler, şunları söyledi:
''Geçen süre içinde beklenilen ve yapılması olanaklı mühendislik tedbirleri hayata geçirilememiş, 'Deprem Şurası Sonuç Bildirgesi'nde yapılması gerektiği ifade edilen
yasa ve yönetmelik değişiklikleri yapılamamış,
deprem önlemleri için bütçeden pay ayrılmamıştır.
Genel merkezimiz 9 yıllık süreçte yapılamayanlar ve yapılması gerekenleri anımsatmak ve kamuoyuyla bir kez daha paylaşabilmek için 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nin yıl dönümünde tüm Marmara Bölgesi'ni kapsayacak ve Gölcük'te sonuçlanacak şekilde 16-17 Ağustos 2008 'Depreme Duyarlılık Etkinliği' düzenleme kararı almıştır. Amaç depremlerde ağır bedel ödeyen halkımıza karşı tüm
toplum katmanlarında deprem duyarlılığının geliştirilmesi ve duyarlılığın sürekliliğinin sağlanmasıdır.''
SAKARYA'DA DA ORTA HASARLI BİNALAR SORUNU ÇÖZÜLEMEDİ
Sakarya'da Marmara Depremi'nden sonra çözüm bekleyen en büyük sorun orta hasarlı binalar olarak ortaya çıkıyor.
Depremde 4 bin kişinin hayatını kaybettiği Adapazarı'nda, ağır hasarlı ve yıkılan 25 bin 538 konut ve 5 bin 89 iş yeri tespit edildi. Orta hasarlı 19 bin 952 konuttan bin 18'i onarılmayı bekliyor.
Sakarya'da orta hasarlı binaların ruhsat ve proje işlemlerinin tamamlanması için Bayındırlık ve
İskan Bakanlığınca, son gün olarak belirlenen 30 Haziran 2008 tarihi, binaların onarım ve güçlendirme işlemlerinin tamamlanması şartıyla, 31
Aralık 2008'e kadar uzatıldı.
KONUT AÇIĞI HALA EN ÖNEMLİ SORUNLARIMIZDAN BİRİDİR
Sakarya'da, Marmara Depremi'nden sonra yaptırılan 10 bin 379 prefabrike konuttan bugüne kadar 9 bin 953'u boşaltıldı.
Halen 426 prefabrike konutta 725 kişi yaşıyor. Kullanım süreleri 5 yıl olarak belirlenen prefabrikelerin boşaltılması için, daha önce tanınan sürelere rağmen
tahliyeler tamamlanamadı. Depremde hasar gören okulların yerine 66 prefabrike okul yapıldı. Prefabrike okulların kalıcı binalara kavuşturulması için başlatılan çalışmalarda, 53 kalıcı okul binası yapıldı. 13 prefabrike okulun ise yıl sonuna kadar kalıcı binalara kavuşturulması planlanıyor.
Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Duran, Marmara Depremi'nden sonra ortaya çıkan konut açığının en önemli sorunlardan biri olduğunu söyledi.
Duran, AA muhabirine, el birliğiyle sarılan yaralara rağmen depremin yerle bir olmuş bir şehir bıraktığını belirterek, ''Fakat bizim bu şehre olan tutkumuz bir depremle yıkılmayacak kadar sağlamdı. Bir daha ayağa kalkamaz denilen Sakarya, bugün altyapı ve üst yapı sorunlarını tamamen çözmüş durumda. Güzel Sakarya'mız, depremin izlerinin bir bir silindiği, gelişen, büyüyen bir şehir olarak hak ettiği yeri alma yolunda emin adımlarla ilerliyor'' diye konuştu.
TOKİ İŞ BİRLİĞİYLE 3 BİN 756 KONUT YAPILDI
1996 yılında gündeme getirdikleri nüfus yoğunluğunu zeminin daha güvenli olduğu bir bölgeye taşıma projelerinin depremden sonra hayata geçirilebildiğini kaydeden Duran, TOKİ işbirliğiyle Sakarya'da yapılan konut sayısını 3 bin 756'ya ulaştığını söyledi.
Yeni yerleşim bölgesinde 70 bin kişinin güven içinde yaşadığını ifade eden Duran, ''Depremle birlikte ortaya çıkan konut açığı hala en önemli sorunlarımızdan biridir. Bu gerçeğinin farkındayız ve bu açığı kapatmak adına yeni bir toplu konut hamlesi başlattık. Zeminin sağlam olduğu güvenli bölgede ilk etapta 3 bin konut yapacağız. Bu konutlarımızın da yapımına başlandı'' dedi.
DEPREMİ UNUTMADAN ÇALIŞIYORUZ
Depremin tüm izlerinin silindiğini, depremden kaynaklanan tüm sorunların çözüldüğünü söyleyemeyeceklerini ifade eden Duran, şunları söyledi:
''Fakat sorunların çözülmesi için var gücümüzle çalışıyoruz. Çok önemli projeleri hayata geçiriyoruz.
Enerji santralleri, şehirler arası
otobüs terminali ve yeni bölge hali gibi önemli projeler üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Doğal gaz çalışmalarımızda ise sona yaklaşmış durumdayız.
Ekim ayı itibariyle tamamlayacağız. Sakarya'da doğal gaz girmeyen ev kalmayacak. Özlediğimiz, hayalini kurduğumuz bir şehre yakınlaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz.''
Afet odaklı yönetim anlayışıyla Sakarya'ya kazandırılan her yeni eserin deprem durumunda vatandaşların bütün ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tasarlanması için özel gayret sarf ettiklerini vurgulayan Duran, yaptıkları her işte attıkları her adımda depremi hiç unutmadan Sakarya'yı geleceğe hazırlamak için canla başla çalıştıklarını belirtti.
1999 DEPREMİNİ YAŞAMIŞ BİNALAR
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr.
Muzaffer Elmas da AA muhabirine, her yıl orta hasarlı binaların onarımıyla ilgili sürenin uzatıldığın belirterek, depremi yaşamış ve hasarsız kabul edilen binaların da tehlikeli olduğunu bildirdi.
Tehlikeli olarak gördükleri ve insanların oturduğu bina sayısının yaklaşık 4 bin olduğunu kaydeden Elmas, ''bu binalar bir dahaki depremde yıkılmaya
aday binalar ve mutlaka elden geçirilmesi gerekiyor. Sakarya'da 1999 depreminde yıkılan binaların çoğu 1967 depremini yaşayan binalardı'' dedi.
Sakarya İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Hüsnü
Gürpınar da orta hasarlı bina sorununu konuşmaktan bıktıklarını, gelecekteki depreme kadar orta hasarlı sorununun çözülmesini dilediklerini kaydetti.
DÜZCE'DE 270 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ, 1157 KİŞİ YARALANDI
Düzce'de de derin yaralar açan Marmara Depremi'nde en fazla can kaybı Merkez, Gölyaka, Cumayeri, Gümüşova ve Çilimli ilçelerinde meydana geldi. 270 kişinin hayatını kaybettiği depremde 685 kişi enkaz altından kurtarıldı, 1157 kişi yaralandı.
Kentte ilk büyük sarsıntı ve ardından gelen artçı depremler sonucu birçok resmi ve özel kuruluş binası yıkılırken, önemli bir kısmı da ağır hasarlı hale geldi. Düzce belediye binası, Düzce
Devlet Hastanesi, Düzce Lisesi, Teknik
Eğitim Fakültesi,
Orman Fakültesi ve
Tıp Fakültesi ağır hasarlı binalar arasındaydı.
Devlet Hastanesinin birçok bölümünün zarar görmesi nedeniyle acil
sağlık hizmetleri hastane bahçesinde kurulan çadırlarda verildi. Enerji hatlarındaki ağır hasar nedeniyle de deprem sonrasında ilçe merkezleri ve köylere bir hafta elektrik verilemedi. İletişimin sağlanamaması hayatı daha da güçleştirdi.
ÇADIRKENTLERDE YAŞAM
Evleri yıkılan ve hasar görenler için Düzce'nin çeşitli kesimlerinde çadır kentler kuruldu.
Altyapısı sağlanan, sağlık hizmeti verilen çadır kentlerde ayrıca polis karakolları oluşturuldu. Belirli merkezlerde kurulan çadır kentlerin yanı sıra vatandaşlar da kendi imkanları ile evlerinin yakınlarına kurdukları çadırlarda barındılar.
Devam eden artçı sarsıntılar nedeniyle, evi sağlam olan vatandaşlar da uzun süre çadırlarda kalmayı
tercih ettiler. Kısa süre sonra depremzede ailelerin geçici olarak barınmalarını sağlamak amacıyla prefabrike konutların yapımına geçildi. Biten konutlar hak sahiplerine
kura ile dağıtıldı.
Bu arada kesin
hasar tespit raporuna göre konutu yıkık ve orta hasarlı olanlara mal sahibi ya da
kiracı olduğuna bakılmaksızın ayda 100 milyon lira olmak üzere bir yıl süreyle geçici barınma yardımı yapıldı.
AA