Rumeli Feneri açıklarında batan ve 24 mültecinin öldüğü, 13’ünün de kaybolduğu tekne faciası, ardında büyük dramlar bıraktı. 8 kişilik Afgan uyruklu Suiab ailesinden sadece Ahmed Suiab (22) ve ağabeyi Najib kurtuldu. Ahmed, yaşadıklarını gözyaşları içinde şöyle anlatıyor: “Babam doktor, annem öğretmen, ben ziraat mühendisiyim, ağabeyim gazeteci. Kabil’den İran’a geldik, oradan atla Türkiye’ye geçtik. Aksaray’da bir hafta tekne bekledik. Avrupa’ya gidecektik. Kaçakçılar, ‘yataklı, çok lüks bir gemi’ olduğunu söyledi. Biz de inandık, 8 kişi için 70 bin Euro ödedik. Tekneyi görünce kandırıldığımızı anladık ama geri dönemedik.”
Rumeli Feneri açıklarında batan ve 24 kişinin öldüğü, 6 kişinin de yaralı kurtulduğu tekne faciası, ardında büyük dramlar bıraktı. Afgan uyruklu Ahmed Suiab (22), 8 kişilik ailesiyle birlikte tekneye bindiklerini belirterek, abisi ve kendisi dışında tüm ailesinin denizde can verdiğini söyledi. Yaşadıklarını ağlayarak anlatan Suiab, “Babam doktor, annem öğretmen. Bizi tekneye bindiren kaçakçı, çok lüks bir gemi olduğunu, yatakların falan bulunduğunu söyledi. Biz de inandık, 8 kişi için toplam 70 bin Euro ödedik. Ancak bineceğimiz yerde tekneyi görünce kandırıldığımızı anladık, ancak geri dönemedik ve bindik." dedi.
İstanbul Boğazı'nda son bulan umut yolculuğunun ardından acı gerçekler ortaya çıkmaya başladı. Faciadan sağ kurtulan ve hastanede kontrol altında tutulan Ahmed Suiab ve Guljan Ahmadzai isimli iki Afgan gencin, Zaman'a anlattıkları, insan kaçakçılığının ve dolandırıcılığın detaylarını gün yüzüne çıkarıyor. Afganistan'ın varlıklı ailelerinden biri olduklarını dile getiren 22 yaşındaki Ahmed Suiab, “Başkent Kabil'de yaşıyorduk. Babam ülkenin en önemli askeri hastanesi Charsad Bester'de doktor. Annem ise öğretmenlik yapıyordu. Ben ziraat mühendisiyim, abim de gazeteci. Diğer kardeşlerim de henüz okuyorlardı. Ailecek aramızda Avrupa'ya göçme kararı aldık ve bu yolculuğa çıktık. Maalesef ben ve abim (Najib) dışında tüm ailem hayatını kaybetti." dedi.
Umut yolculuğu için yola çıkan Afganlar, önce İran'a oradan da at sırtında Türkiye'ye geçmiş. Yolcular, İstanbul'a varınca Aksaray'da bir otele yerleşip bir hafta teknenin kalkmasını beklemişler. Abdullah Shohrat isimli aracının tekneyi kendilerine lüks bir gemi olarak tanıttığını ve buna inanarak para ödediklerini anlatan Ahmed Suiab, "Bize teknede yatakların falan bulunduğunu söyledi. Biz de inandık, 8 kişi için toplam 70 bin Euro ödedik. Ancak bineceğimiz yerde tekneyi görünce kandırıldığımızı anladık, ama geri dönemedik ve bindik." diye konuştu. 24 kişinin öldüğü, kaptan dahil 13 kişinin de kaybolduğu tekneden kurtulanlardan Guljan Ahmadzai ise Londra'da yaşayan abisinin isteği üzerine umut yolculuğuna çıkmış. İnsan tacirliği yapan kaçakçılarla irtibatı da abisi kurmuş. Denizyoluyla Romanya'ya, oradan da İngiltere'ye kadar gitme hayali kuran Afgan genç şimdi tekne faciasından sağ kurtulabildiği için şükrediyor. Ahmed Suiab ve Guljan Ahmadzai, tekneye gece saat 23.00 sularında bindiklerini, kısa bir süre sonra su almaya başlayan teknenin battığını dile getiriyor. Yakınlardan geçen bir yük gemisinin ise kendilerine yardım etmediğini ifade ediyor. ZAMAN