1968 kuşağı öğrenci hareketlerinin iki aktif ismi Sarp Kuray ve Ömer Gürcan Kana,
Kanal A'ya konuştu.
Kuray,
Ergenekon terör örgütü soruşturması kapsamında gözaltına alınan
İşçi Partisi Genel Başkanı
Doğu Perinçek'i, 12
Mart döneminde denenmiş cunta metotları konusunda uyardığını söyledi. Kuray ve Gürcan,
Kanal A Genel Yayın Yönetmeni Alper Tan'ın hazırlayıp sunduğu "Gündem
Ankara"da derin devletin
Türkiye tarihindeki izlerine yönelik ilginç tespitlerde bulundu.
Kuray, "Doğu Perinçek ve
İlhan Selçuk vatansever mi?" şeklindeki soruya "İlhan Ağabey ve Doğu'nun vatanseverliklerini tartışmaya açmam. Ama Doğu Perinçek'in yüzüne, 'Türkiye'de denenmiş metotlarla tekrar çözüm aramamak gerekir' dedim. Bu işin
emekli paşalarla olacak bir yolu yok. Daha önce askerlerle 9 Mart'ta yaptığımız
ittifaka
ihanet etmedik. Bizi
İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı'ndaki falakacılara teslim etmelerine rağmen yine de aleyhlerine beyanat vermedik. Peki, bu beyefendiler ne yaptı? 9 Mart'ı
12 Mart'a çevirerek bize en büyük ihaneti yaptılar." şeklinde
cevap verdi.
Kuray, "9 Mart için ittifak yaptığınız paşalar sizleri sattı mı?" şeklindeki soruya ise şu cevabı verdi:
"1960 yılına kadar Türk ordusu
devrimci idi. Fakat bu tarihten sonra NATO damarı üzerine oturdu. Kendi evlatlarını
kurban vermeye başladı. 9 Mart'ta bize sokaklara
bomba atın diyenler 12 Mart'ta taltif edilirken bizler askerlerden falaka yedik, işkence gördük.
Bizans ordusunda böyle bir kalleşlik yok. 78 kuşağı, biz 68'lilerden daha büyük işkenceler görmüşlerdir. Hapishanelerde kendi dışkıları yedirilerek çirkin işkencelere maruz kalmışlardır. 'İnsan haklarını kaçırdık' diyenler, önce öz eleştirilerini yapmalı, 12 Mart ve 12
Eylül faşist
darbelerinin hesabını vermelidirler."
Darbe girişiminde bulunduğu için
Harp Okulu eski Komutanı
Albay Talat Aydemir ile birlikte idam edilen yüzbaşı Fethi Gürcan'ın oğlu Ömer Gürcan ise
terör örgütü Ergenekon Operasyonu hakkında ilginç bir değerlendirmede bulundu: "Madanoğlu davasında ne olmuştur? Darbe işlerine karışmadıkları belli olduktan sonra
beraat etmişlerdir. Ergenekon davasında adı geçen üst yetkililer de benzer şekilde beraat edeceklerdir. Türkiye'de her zaman sadece işin tetikçiliğini yapandan
hesap sorulmuştur."