Ya da kimi köşe yazarlarının veya TV programcılarının ‘derin’ kavramı içinde yorumladığı yeni bir plandan söz etmek mümkün mü? ‘Bak ben nasıl ele geçirdim’ diyerek 38 maddelik plandan söz eden MHP
Ankara Milletvekili Deniz
Bölükbaşı’nın sözünü ettiği plan, o derin plan mı?
Öncelikle şunu belirtmeliyim;
AK Parti iktidarı, 2002 yılı sonunda iktidara geldikten sonra teröristle mücadele yönteminden
terörle mücadele yöntemine geçti. İlkinde sorunun sadece
güvenlik tedbirleriyle çözüleceğini öngören anlayış hakimdi. İkincisinde güvenlik tedbirleri, yöntemin sadece bir ayağıydı.
Uygulama aşamasında çok önemli bir ayrıntı daha vardı. Yöntemi ‘Terörle Mücadele Eylem
Planı’ şeklinde sunmak yerine ‘Bölgelerarası Dengesizliğin Giderilmesine Dair
Eylem Planı’ gibi daha kapsayıcı ifade seçildi. Kaldı ki, plan kapsamındaki tüm projeler sadece Doğu ve Güney
doğu için geçerli değildi ancak bu
bölgelere pozitif ayrımcılık uygulandı.
Sözgelimi, kamuoyunda çok yaygın olarak tartışılan KÖYDES ve BELDES, bölgesel projeler olmadı.
Hakkari’den Denizli’ye,
Kars’tan
Edirne’ye kadar geri kalmış ve muhtaç her yerleşim biriminde bu projeler hayata geçirilmeye çalışıldı. Olumlu sonuçlar alınınca konu Milli
Güvenlik Kurulu gündemine getirilerek, devlet politikasına dönüştürüldü.
Aslında MHP’li Bölükbaşı’nın sözünü ettiği 38 maddelik plan da bu plan. Bir nevi sosyal,
ekonomik ve kültürel
restorasyon projesi.
Eylem planı revize edildi
22 Temmuz sonuçları,
uygulamanın ne denli başarılı olduğunu bir kez daha
tescil etmiştir. Meseleye dar ideolojik kalıplarla bakmaktan vazgeçersek, yapılan bu tespitin bir AK Parti goygoyculuğu olmadığı, çözümün hizmetten ve sahiplenme duygusunu hissettirmekten geçtiğini görürüz.
Bugün
PKK ve DTP yaşadıkları taban kayması gerçeği karşısında feryat figan haldeyseler, bunun çok iyi anlaşılması gerekir. Keşke bölgede AK Parti dışında başka partiler de olsa. Eğer siz
Türkiye’nin bir bölgesinde yoksanız nasıl ülkeyi yönetmeye talip olacaksınız? DTP’den sizi farklı kılan nedir? Biri Doğu’da diğerleri Batı’da olan partiler. Türkiye’nin ihtiyacı, bölgesel partiler değil Türkiye partileridir.
Şunu biliyorum; Seçim sonrası
Milli Güvenlik Kurulu ve Terörle Mücadele Yüksek Kurulu’nda tüm bu hadiseler ayrıntılı olarak masaya yatırıldı. Bölgelerarası Dengesizliğin Giderilmesine Dair Eylem Planı, revize edildi.
Ortaya 61 maddelik yeni bir
eylem planı çıktı. Plan, doğrudan terörle mücadeleyi öngörmese bile sonuçları itibariyle terörle mücadelenin en önemli enstrümanı olarak karşımıza çıkıyor.
Bu çerçevede;
Çocuk Esirgeme Kurumu’ndan DSİ’ye, Diyanet’ten TRT’ye kadar aklınıza gelen tüm kamu kurumlarına verilmiş görevler var.
Bu görev tanımları içinde yer alan önerilerle ilgili projelendirme çalışmaları ise sürekli takip edilecek ve denetlenecek.
Sınıra
baraj tamponu
Yol, su, eğitim ve sağlık yardımı ile
demokratikleşme konusunda atılan adımları biliyoruz. Eskisinden farklı olarak gündeme getirilen yeni öneriler de var. TSK’nın afişlerle dağdaki teröristleri teslim olmaya çağırması, 2003’deki Eve Dönüş projesi gibi bu planın ürünü.
Planı inceledikç
e devletin soruna ilişkin tespitleri çok sağlıklı yaptığı kanaatim daha da güçlendi. Mesela Ilısu ve bağlantılı toplam 7 baraj projesi var. Bu barajlar hem sulama ve enerji amaçlı kullanılacak hem
Irak sınırına
doğal set çekilecek.
Mevcut uluslar arası konjonktürde dağlık Irak sınırını geçerek karşı bölgede
tampon bölge oluşturma imkanı yok. 7 barajın oluşturacağı suni göllerle bir nevi tampon bölge oluşturulacak. Irak sınırının yarısının bu yolla
kontrol altına alınacağı hesabı yapılıyor. Toplam maliyeti ise 14-15 milyar dolar.
Kuzey Irak’a
Kürtçe yayın
Eylem planının belki de en
sürpriz noktalarından biri, TRT’ye verilen görevler arasında bulunuyor. Sadece Doğu ve
Güneydoğu değil
Kuzey Irak’ı da içine alacak şekilde
Kürtçe,
Arapça, Zazaca,
Farsça ve
Türkmen dillerinin kullanıldığı bölgesel yayın yapılabilir.
Ama bu konudaki proje henüz fikri aşamada. Çerçevesi ve uygulama şekli, siyasi otorite ve
Genelkurmay’ın görüşüne sunulduktan sonra Milli Güvenlik Kurulu’nda karara bağlanacak. Eğer kurumsal mutabakat sağlanırsa TRT, tarihi bir görev üstlenebilir.
Yeri gelmişken
CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal’ın yeni Kürt
açılımı çerçevesinde TRT üzerinden Kuzey Irak’a yönelik yayın önerisini de hatırlatalım.
Üzerinde durulan diğer konu başlıklarından biri, istihdam politikaları. İşadamlarının bölgede yatırım yapmaları için
teşvik edilmesi, vali ve kaymakamların yatırım hizmetlerini yakından takip etmesi isteniyor.
Belki çoğunuzun en çok merak ettiği konuların başında gelen ‘
genel af’ veya ‘kısmi af’, bu eylem planının hiçbir yerinde yok. Yukarıda söz ettiğim gibi, Eve Dönüş projesi fiili olarak yürürlükte.
Sınır ticareti, yeni sınır kapıları ve yeni ticaret yolları da planın önemli ayrıntıları arasında sayılabilir.
Bana fena plan gibi gelmedi. Yeter ki, iç çekişmelere
kurban edilmesin.
ŞAMİL TAYYAR- STAR GAZETESİ