İçişleri Bakanlığı ile
Danimarka Dışişleri Bakanlığı işbirliğinde, 2006 yılından itibaren yürütülmekte olan
Türkiye Siyasi Kriterler
Programı'nın ikinci aşamasının kapanış toplantısı, Ankara’da yapıldı. Toplantıya, İçişleri Bakanı İdris Naim
Şahin ile Aile ve Sosyal Politiklar Bakanı
Fatma Şahin katıldı.
İçişleri Bakanı İdris
Naim Şahin, toplantıda yaptığı konuşmada, söz konusu program ile
bakanlığına bağlı birim ve
personelin
insan hakları alanındaki
yetki, görev ve sorumluluklarının yeniden gözden geçirilmesi, hatalarının düzeltilmesi, mevzuattaki eksiklik ve boşlukların belirlenmesi, uygulayıcılarda bilinç ve farkındalık düzeyinin artırılmasının hedeflendiğini söyledi.
Ayrımcılık ile mücadelede kararlı olduklarının altını çizen Şahin, “Irk,
renk, dil, din,
inanç, etnik köken,
cinsiyet, medeni hal,
sağlık durumu, özürlülük, yaş ve benzeri temellere dayalı her türlü ayrımcılığa karşıyız. Bu konuda pozitif sorumluluğumuz olduğunun farkındayız. Kişilerin eşit muamele görme hakkını güvence altına almak ve ayrımcılığa karşı etkili bir şekilde korunmalarını sağlamak amacı ile bakanlığımızca, Ayrımcılıkla Mücadele ve
Eşitlik Kanunu taslağı hazırlanmış ve Baş
bakanlık’a arz edilmiştir. Ülkemiz için önemli bir kilometre taşı olan tasarının önümüzdeki dönemde
yasalaşacağına inanmaktayım. Bu
taslak, aynı zamanda kadınlara karşı her türlü ayrımcılığı yasaklamakta. Bu yasağın ihlali halinde de konuya ilişkin görev ve yetkisi bulunan tüm kamu makamlarını ihlali sona erdirmek, sonuçlarını gidermek, tekrarlanmasını önlemek, adli ve idari yoldan takibini sağlamak üzere çeşitli tedbirler almakla yükümlü kılmaktadır bu yasa taslağı.” diye konuştu.
“40 BİN PERSONEL KADINA KARŞI ŞİDDET KONUSUNDA EĞİTİM GÖRDÜ”
İnsan hakkı kavramının, sorumlulukları da içerdiğini söyleyen Şahin, şöyle devam etti: “Bireylerin insan haklarının yararlanmasının teminat altına alınmasında devletlere de büyük sorumluluklar ve görevler düşüyor. Özellikle kadın, çocuk, engelli, sığınmacılar, yasa dışı
göçmenler gibi dezavantajlı, hassas veya incinebilir gruplar için bize büyük rol ve görev düştüğünün farkındayız. Bunları daha iyi yerine getirebilmek için uluslararası işbirliğine açığız. Bu doğrultuda bakanlığımızca bir çok proje uygulanmış, halen uygulanmaktadır. Örneğin kolluk hakkındaki şikayetlerin daha bağımsız, tarafsız, etkin ve adil şekilde araştırılmasını, soruşturulmasını hedefleyen Kolluk Gözetim Kanun Tasarı Taslağı, Başbakanlık’a sevk edildi. Yine bakanlığımızın bağlı birimleri olan
Emniyet Genel Müdürlüğü ve
Jandarma Genel Komutanlığı tarafından çocuk ve kadınlara yönelik şiddet konularında farkındalık ve duyarlılığın artması için
hizmet için eğitim programları hayat geçirildi. Örneğin, bin 294 polis merkezimizde görev yapan yaklaşık 40 bin personelimize kadına karşı şiddetin önlenmesinde, polisin rolü ve uygulanacak prosedürler konusunda eğitim verilmiş, kolluk kuvvetlerinde farkındalık oluşturulması sağlanmıştır.”
BAKAN FATMA ŞAHİN: YASAL ALT YAPI İLE UYGULAMALARIN TAKİBİNİ DE GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE YAPACAĞIZ
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin de programın, 28 Şubat’a denk gelmesinin son derece manidar olduğunu belirterek, “Yakın tarihimiz, devletin gücüyle toplumu dizayn emenin yeterince bedelinin ödediğini bize gösterdi.” dedi.
Şiddeti insan hakkı ihlali olarak gördüklerini söyleyen Şahin, bu konuda hukuksal altyapıyı güçlendirmeye, uygulamalardaki aksaklıkları gidermeye, zihinsel dönüşüm sağlamaya çalıştıklarını kaydetti. Şahin, “İki gün önce Parlamentoya gönderdiğimiz kadına yönelik şiddetle mücadele de, sıfır tolerans politikamızın ana ekseni olarak görüyoruz. Bakanlık olarak bunu tek başına başarmamız mümkün değil. Özellikle bu alanlarda güçlü paydaşlarımızla yola devam etmeliyiz. Yasanın içeriğine baktığımız zaman, nasıl önleyeceksiniz, nasıl koruyacaksınız, hangi mekanizmaları hayata geçireceksiniz. İşin ana motoru bugün bu salonda olan sayın bakanımız ve ekibinin güçlü iradesi ile oluştu. Jandarma, İçişleri, Emniyet ile bu bir sorundur, gereği yapılmalı denerek bu yasa hazırlandı.” şeklinde konuştu.
Şiddet gören kadınların
jandarma ve karakollardan ‘ne yaptın da bunu hak ettin’ denilerek evlerine gönderilmesinin, yanlış ve sürdürülemez bir yaklaşım olduğunun görüldüğünü söyleyen Şahin, “Bugün koyduğumuz yasal altyapının temelinde de bunlarla ilgili büyük bir mücadele alanı var. Kim ne yapacak,
Adalet Bakanlığı ne yapacak,
aile mahkemesi hakimleri ne yapacak, İçişleri Bakanlığı bünyesinde nasıl bir yapıya dönüşecek? Bunların topyekün bir seferberlik, mücadele alanı olarak görüyoruz.” dedi.
Yasal altyapı ile birlikte uygulamaların takibini de güçlü bir şekilde yapacaklarını dile getiren Şahin, “Nerede takılıyorsa, ne yapılması gerektiğinin birebir mücadelesi içindeyiz.” ifadesini kullandı.