Cunta, gayrimüslimleri kaçırmayı, öldürmeyi; çocukların bulunduğu müzeyi
bombalamayı; araçları kundaklamayı planlıyordu. Ardından bu
eylemler muhafazakar kesimin üstüne atılarak, 'irtica' yaygaraları koparılacak ve nihayet hükümet alaşağı edilecekti. Azınlıklar
hedef alınacağı için AK Parti'nin dışarıdan
destek alması da mümkün olmayacaktı. Ancak bu şok
belge, bazı
gazete ve televizyonlar tarafından görmezden gelindi.
Taraf Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
Ahmet Altan, bu tabloyu 'karartma' olarak değerlendirdi. Ardından
Radikal Gazetesi yazarı
Cengiz Çandar, 'karartma'ya iki kavram daha ekledi: 'Çarpıtma ve hedef saptırma.'
Dün ise farklı bir gelişme oldu. 'Karartma' uygulamakla suçlanan gazetelerin bazı yazarları, çarpıcı tespitlerde bulundu. Ordunun içinde hâlâ 'suikast' planları yapan, bu suikastlar için silahlar hazırlayan, hükümeti devirmek için her yolu mubah sayan, her türlü felakete yol açabilecek birilerinin olduğunu belirten yazarlar, köşelerinde, medyanın bir bölümünün plana sessiz kalmasına tepki gösterdi.
HASAN CEMAL - MİLLİYET : Niçin susuyoruz, neyin yanında duruyoruz?
Gazeteci milleti haberle haşır neşirdir, haberden korkmaz. Haberden korkan, gazeteci olmaz. Geçen hafta
Taraf Gazetesi'nde patlayan ve
Mart 2009 tarihini taşıyan
Kafes Eylem
Planı haberi sapına kadar haberdir.
Asker içindeki cuntalaşmayı korkunç planlarıyla birlikte ele veren çarpıcı bir haber...
Genelkurmay, Kafes
Eylem Planı'nın adı geçen askerlere dokunmuyor ama Taraf hakkında suç duyurusu yapabiliyor. Olabilir. Şaşırtıcı sayılmaz. Şaşırtıcı olan, "Kod adı Kafes" isimli bu kadar çarpıcı bir haberin kamuoyunu allak bullak etmemiş olmasıdır. Niçin susuyoruz?.. Bu ülkenin çocuklarını hedef alan, bu ülkenin gayrimüslim vatandaşlarını hedef alan, suikast ve
cinayet planlarıyla,
psikolojik harekâtlarla, kara yalanlarla, andıçlarla, dezenformasyonla
Türkiye'yi karıştırarak, istikrarsızlaştırarak
darbe ortamı oluşturmak isteyen planlar karşısında niçin susuyoruz, neden çekiniyoruz, neyin yanında duruyoruz? Yazık! Yoksa farkında değil miyiz? Bazı duvarlar yıkılıyor. Türkiye büyük bir değişim sürecinin içine girmiş durumda. Bütün kıvrantılar bundan kaynaklanıyor. ...korkmayın. Hiç olmazsa habere girin! Ayağınıza gelen topa yapıştırın voleyi, ıskalamayın.
DERYA SAZAK - MİLLİYET: Yazı işlerine büyük sorumluluk düşüyor
Ergenekon'dan tutuklanan Yarbay Ercan Kireçtepe'nin de imzası olduğu belirtilen "Kafes Operasyonu Eylem Planı"nda
Rahip Santoro,
Malatya Zirve Yayınevi ve
Hrant Dink cinayetlerinden "
operasyon" diye söz edilmekte. Bu operasyonlardan sonra Türkiye'de yaşayan gayrimüslimlerin irticai grupların hedefinde olduğu yönünde kamuoyu oluşmuşken, AKP tarafından karşıt medyanın da desteğiyle olayların Ergenekon tarafından organize edildiği şeklinde
propaganda faaliyeti yürütüldüğüne dikkat çekilmekte. Türkiye özel bir dönemden geçiyor ve gazete mutfaklarına, yazı işlerine büyük sorumluluk düşüyor. İtalya'daki Gladio gibi Türkiye'deki "
derin devlet"in üzerine gidildikçe iki sonuç alınıyor: Demokrasiye yönelik tehditler kalkıyor. Katliamlar önleniyor.
UMUR TALU - HABERTÜRK: Ya belgelerin bir kısmı doğruysa...
Ya, hadi hepsi değil de, "iddiaların, belgelerin" bir kısmı doğru ise! Can alan, cana kasteden, insana kıyan, insanları kıyıma sevk etmek isteyen bir kısım hakikat ise? Belgeler, bilgiler,
kayıt kuyutlar, silahlar, bombalar, hevesler, kafesler, kaoslar, imzalar hakikaten bunlar içinse? Belki, hayatta bunlara bulaşmamış, bunlara yanaşmamış birileri de hırpalanıyordur (ilk değildir bu); ama ya birileri de, şu cinayetin, o kıyımın, öteki plan ile beriki tezgâhın içinde ise? Ya o gün patlamış bomba hakikaten böyle bir iş ise... Ya boylu boyunca yatmış gazeteci, bir "operasyon" kurbanı ise... Ya vurulmuş doçent, sözde kendisi gibi düşünenlerin
tahrik hedefi olmuş ise... Ya şu çukura gizlenmiş bombalar katletmek içinse... Ya yüksek
mahkeme katili hakikaten böyle bir operasyon tetikçisi ise... Ya Atatürkçü gazeteye atılan bombaları "Atatürkçü" sandığınız o adam vermişse...
NAZLI ILICAK - SABAH: Fuhuş çetesi ayağı da var
Başbakan Tayyip Erdoğan Kızılcahamam toplantısında, partililere "Bu millet kendisini kafese hapsetmek isteyenlere cevabını verir." dedi. Erdoğan, böylece,
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde ortaya çıkan cuntanın takipçisi olacaklarını da anlatmış oldu. Son "Kafes operasyonunda" bazı sorular aydınlandı ama kimileri askıda kaldı. Bu işin bir de "istihbarat amaçlı
fuhuş çetesi" ayağı var. Acaba o da ortaya çıkacak mı? Çıkarsa akla gelmedik ne gibi tertiplerle karşılaşacağız. ZAMAN