Aynı olay 1977 Türkiye'sinde yaşansa karara
itiraz edilebilecekti. Çünkü
Anayasa Mahkemesi, 33 yıl önce bu konuda, savcıları kurul diktasından kurtaran bir karar vermişti. Yasakçı
kanun maddesi ile anayasa maddesini iptal etmiş, Yüksek
Savcılar
Kurulu (
YSK)'nın kararlarına itiraz yolunu açmıştı.
Emekli
Başsavcı Reşat Petek, 1977'de verilen bu hükmün, son yargı reformuyla yapılmak istenen düzenlemelerden biri ile paralellik arz ettiğini söyledi. Petek'e göre karar ayrıca 1982
Anayasası'nın,
darbe anlayışına göre düzenlenmiş ve 1961 Anayasası'ndan da geri düzeyde olduğunu gösteriyor.
Eski
Yozgat Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek, "Karar özellikle
yüksek yargı ve
HSYK'nın yeniden yapılandırılmasında demokratik meşruiyet ve denetlenebilir olma,
hesap verebilirlik ilkesine uymanın ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Aksi halde sorumsuzlukla her türlü hukuk dışı karar bu
mahkemeler ve kurullardan beklenir ve müeyyidesi de olmaz. Bu durum hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz." dedi.
Petek,
Anayasa Mahkemesi'nin anayasal düzenlemeyi iptal etme yetkisini kendinde görmesinin ise kabul edilemez buldu. Emekli Başsavcı Petek, "Anayasa Mahkemesi, fonksiyon gaspında bulunmuştur. Bu karar anayasal düzenlemeyi iptal olmayıp, YSK kararlarına yargı denetimini açan yasa iptali olarak kalsaydı hak ve özgürlüklerin genişletilmesi anlamında alkışlanacak bir karar olurdu. Ama fonksiyon gaspı, bir yanlışlığın giderilmesi için başvurulan daha büyük bir yanlışlık olarak karşımıza çıkmaktadır." diye konuştu.
Anayasa Mahkemesi, 1997 yılında hukuk manifestosu niteliğindeki kararını,
mağdur savcılardan birinin açtığı
dava üzerine verdi. Günümüzde hakim ve savcılar hakkında
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından verilen kararlar, 1977'li yıllarda Yüksek Savcılar Kurulu ve Yüksek Hakimler Kurulu adlı iki ayrı kurul tarafından hükme bağlanıyordu. Bu iki kurul, 1980 darbesinden sonra birleştirilerek
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu adını aldı. Dönemin HSYK'sı olan Yüksek Savcılar Kurulu, 1977 yılında bir Cumhuriyet savcısına
disiplinsizlik gerekçesiyle
yer değiştirme cezası verdi. Savcı, kararın kaldırılması için Yüksek Savcılar Kurulu aleyhine
Danıştay'da dava açtı. Savcı, itiraz dilekçesinde Anayasa'nın 20
Eylül 1971 tarih ve 1488 sayılı Kanunla değişik 137. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan hükmün Anayasa'nın 9. maddesine aykırı olduğunu savundu. 137. maddenin itiraz edilen hükmü şöyleydi: "Cumhuriyet savcılarının
Yargıtay üyeliğine seçilmeleri dışında kalan bütün özlük işleri ve disiplin cezalan ile meslekten çıkarılmaları hakkında karar verme yetkisi Yüksek Savcılar Kurulu'nundur. Bu kurulun kararlan kesin olup bunlar aleyhine başka bir mercie başvurulamaz."
DANIŞTAY'DAN DEMOKRATİK TAVIR
Konuyu inceleyen Danıştay 5. Dairesi, Savcılar Yüksek Kurulu kararını yargı denetimi dışında tutan 137. maddeyi Anayasa'ya aykırı buldu. Daire,
görevsizlik kararı vererek konuyu 1977/ 3294 esas sayılı
dosya ile 31
Mayıs 1977 tarihinde oybirliği ile Anayasa Mahkemesi'ne taşıdı. Bugün
yasakçı yapısı ile
tartışma konusu olan Danıştay'ın 5. Dairesi, başvurusunda hukuk kürsülerinde tez konusu olabilecek bir itiraz gerekçesi ortaya koydu. 5. Daire, kurul kararlarına itiraz yolunun kapalı olmasının,
savunma hakkının kutsallığı, Anayasa, uluslararası görüş, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olduğuna karar verdi.
ANAYASA MAHKEMESİ'NİN GÖRÜŞÜ
Anayasa Mahkemesi üyeleri, 14 Haziran 1977'de Danıştay 5. Dairesi'nin ortaya koyduğu tespitleri yerinde buldu. Daha da ileri giderek Danıştay'ın kararına şu eklemede bulundu: "Herkes, meşru bütün vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak, iddia ve savunma hakkına sahiptir."
Kararda, Yüksek Mahkeme'nin daha önce aldığı bir karara da atıfta bulunularak şu değerlendirme yapıldı: "Anayasa'nın ilgili 144. maddesinin birinci fıkrası, Yüksek
Hâkimler Kurulu kararları için de öngörülmüştü. Ancak bu hüküm, Anayasa Mahkemesi'nin 1976/43 ve 1977/4 esas sayılı kararlarıyla iptal edilmiştir. Anayasa'nın başlangıcında yer alan
insan hakları, 2. maddesinde yazılı hukuk devleti ve 12. maddesinde yazılı eşitlik ilkelerine ters düşen böyle bir
kuralın anayasa değişikliği yöntemiyle
teklif edilmesi olanağı bulunmadığından 9. madde hükmüne aykırı olduğu ve bu nedenle iptali gerekir. Yüksek Hâkimler Kurulu için Anayasa'nın 144. maddesinde anayasa değişikliği yoluyla getirilen hükmün iptal nedenleri, 137. maddede Yüksek Savcılar Kurulu için de geçerlidir. Yüksek Savcılar Kurulu kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamayacağına ilişkin 137. maddenin ikinci fıkrasında yer alan ve itiraz konusu yapılan kural da aynı nedenlerle iptal edilmelidir."
İPTAL EDİLEN MADDELERDE NE YAZILIYDI?
Anayasa Mahkemesi, 14 Haziran 1977 tarihinde 2'ye karşı 13 oyla, Anayasa'nın 137. maddesinin ikinci fıkrası ile 45 Sayılı Kanun'un 73. maddesinin dördüncü fıkrasını iptal etti. İptal edilen anayasa maddesinde şu ifadeler yer alıyordu: "Bu kurulun (YSK) kararlan kesin olup bunlar aleyhine başka bir mercie başvurulamaz." Anayasa Mahkemesi, bu fıkrayı, Anayasa'nın 9. maddesinde yazılı olan "Devlet şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki Anayasa hükmü değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez." ilkesine aykırı buldu. Mahkeme, 45 Sayılı Kanun'un 73. Maddesi'nin dördüncü fıkrasını da anayasaya aykırı bularak iptal etti. İptal edilen bu madde, Yüksek Savcılar Kurulu kararları aleyhine başka mercilere başvurulamayacağını hükme bağlıyordu.
(CİHAN)