Trakya Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Beytullah Özkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Trakya'nın turizme açılan tek
mağarası olan
Dupnisa Mağarası'nda şu anda 33 bin yarasanın bulunduğunu bildirdi.
Özkan, araştırma görevlisi Dr. Serbülent Paksuz ile birlikte yaptıkları araştırmada, Istranca Dağları'ndaki 54 mağaranın en önemlilerinden olan Dupnisa Mağarası'nın oluşum şekli ve ev sahipliği yaptığı yarasalar bakımından en önemli
doğal zenginliklerimizden biri olduğunu söyledi.
Dupnisa Mağarası'nın diğer mağaralardan farklı olarak 16 türde yaklaşık 33 bin yarasa barındırdığını ifade eden Özkan, yarasaların
koku, dokunma ve tat alma duyularının gelişmiş olmasına rağmen, görme duyularının kısmen zayıf olduğunu belirtti.
Özkan, şöyle devam etti:
''
Yarasalar
renk ve yeterli derecede şekil görmezler. Ama aydınlık ve karanlığı ayırırlar. Yarasalar hakkındaki büyük bir yanlış anlama kör olduklarıdır. Bazı yarasalar
küçük gözlere sahip iken, çoğu da büyük ve kompleks gözlere sahiptirler. İşitme duyuları çok iyi gelişmiştir. Yarasalar hayatlarının yarısından fazlasını tüneklerde geçirirler. Bazıları yirmi milyonu aşkın bireyin birlikte bulunabildiği kolonilerde, bazıları ise tek başına yaşarlar. Diğer taraftan Dupnisa'daki Kız Mağarası'nda bulunan 16 türde 33 bin yarasa, kasım ayanın başında kış uykusuna yattı.
Kasım-mart dönemini kış uykusunda geçiren yarasalar, yaz döneminde depoladıkları
besinlerle hayatlarını sürdürürler.
Yazın enerji depolayan yarasalar, kış uykusunda ürkütülmemeli. Çünkü, ürktüklerinde stresten hayatlarını kaybediyorlar. Ayrıca, enerji harcadıkları içinde güçsüz düşüp ölebiliyorlar.''
-İNSANLAR TARAFINDAN YETERİNCE TANINMIYORLAR-
Bir yerde yarasaların çok olmasının o bölgenin zirai ilaçlarla kirletilmediğinin bir göstergesi olduğunu anlatan Özkan, yarasaların insanlar tarafından yeterince tanınmadığı için ''zararlı'' hayvanlar olarak bilindiklerini vurguladı.
Yarasaların çok faydalı uçan memeliler olduğunu vurgulayan Özkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Yarasaların geceleri gözükmesi, kan emdiği rivayet edilmesi, bazılarının çok çirkin olması ve yarasaların iyi tanınmaması insanların yarasalardan korkmasına sebep olmuştur. Bazı büyük meyveci yarasa türleri besin olarak da tüketilir.
Böcekçil yarasalar,
tarla, bahçe ve ormanlara zarar veren böcekleri de yediklerinden tarım için yararlıdırlar. Böcekçil yarasaların besin habitatları böcek popülasyonları arasında denge kurmada önemli bir rol oynar. Yarasalar sıtma etmenini taşıyan
sivrisinekleri de yerler. Bir yarasa saatte yaklaşık 600 sivrisinek yiyebilir. Böylece insan sağlığına faydalı olurlar. Ayni zamanda böcek popülasyonlarını da dengede tutmaktadırlar.
Nektarla ve çiçekler üzerindeki böceklerle beslenen yarasalar, gece açan çiçeklerin tozlaşmasını sağlayarak, bitki ekolojisi yönünden faydalıdırlar. Bazı ağaçların hayatlarını sürdürebilmeleri yarasaların varlığına bağlıdır.''
-YARASALARIN EVİ DUPNİSA MAĞARASI-
Kırklareli'nin Demirköy ilçesi Sarpdere köyü yakınlarında, turizme açılan 2 bin 720 metre uzunluğundaki Dupnisa Mağarası'nda yarasaların doğal
yaşamlarını sürdürebilmesi için sadece 450 metrelik bölümü 2003 yılında turizme açıldı.
Dupnisa Mağarası, kuru, sulu ve kız mağarası olmak üzere 3 bölümden oluşuyor. Mağaranın gezilebilmesi için 270 merdiven kullanılıyor.
Turistler, Dupnisa'nın sadece ''sulu'' ve ''kuru'' mağara bölümlerini ziyaret edebiliyor. Ziyarete kapalı ''kız mağarasında'' ise yaklaşık 33 bin yarasa yaşıyor. Gece mağaradan çıkan yarasalar, sinek ve böcekleri avladıktan sonra gün doğmadan ''kız mağara''sındaki doğal yaşam alanlarına dönüyor.