Gül, hareketinden önce
Esenboğa havaalanında yaptığı açıklamada, eski dışişleri
bakanlarından İsmail Cem'in hayatını kaybetmesinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Gül, "
Türkiye olarak önemli bir siyasetçi, entelektüel ve düşünce adamını kaybettik" diye konuştu.
İsmail Cem'in hem yakın arkadaşı, hem de eskiden dışişleri bakanlığının başında olduğunu hatırlatan Gül, üzüntüsünün "çok derin" olduğunu kaydetti. Gül, Cem'in eşi Elçin Cem başta olmak üzere ailesi, yakınları ve Bakanlık mensuplarına bir kez daha baş sağlığı diledi. Gül, elden gelen her şeyin yapıldığını, ancak Cem'in bu zor hastalıktan kurtulamadığını belirtti.
GÜL'ÜN TEMASLARI
Fransa'da ve ziyaret edeceği diğer
ülkelerde yapacağı temaslar hakkında bilgi veren Gül, Paris'te az sayıda ülkenin davet edildiği ve
Lübnan ekonomisinin yeniden yapılandırılmasına katkıda bulunmak üzere düzenlenen Üçüncü Uluslararası Bağışçılar
Konferansına katılacağını söyledi.
Türkiye'nin Lübnan halkının karşı karşıya kaldığı sıkıntıların hafifletilmesi için etkin bir
yardım faaliyeti yürüttüğünü ifade eden Gül, Türk
sivil toplum kuruluşlarınca hibe olarak gönderilen yardım miktarının 20 milyon doları aştığını kaydetti.
Gül, Lübnan'ın acil onarımıyla ilgili geçen yıl 31 Ağustosta Stockholm'de düzenlenen konferans çerçevesinde Türkiye'nin 10 milyon dolar taahhüt ettiğini hatırlattı ve bu meblağın 70 kalıcı okul ve 2 sağlık merkezi için kullanıldığını, inşaatların önemli bölümünün tamamlandığını bildirdi.
Bu yardımların Lübnan halkı tarafından büyük bir sempatiyle karşılandığını kaydeden Gül, "Türkiye, Lübnan'ın siyasi bütünlüğü, egemenliği, bağımsızlığı ve
ekonomik kalkınma programını
desteklemektedir" diye konuştu.
Gül, Paris'te yarın yapılacak toplantının ardından aynı gün NATO üyesi ülkelerin
Dışişleri Bakanları toplantısında Türkiye'yi temsil etmek üzere Belçika'nın başkenti Brüksel'e geçeceğini bildirdi. 26 üye ülkenin bakanlarının özellikle
Afganistan ve
Kosova dosyalarından oluşacak bir
gündem çerçevesinde buluşacağını aktaran Gül, bu toplantının ardından, NATO üyesi ülkelerin bakanları ile Afganistan'daki Uluslararası Destek Gücüne (
ISAF) katkıda bulunan ülkelerin bakanlarının da bir araya geleceğini kaydetti.
Türkiye'nin de gerek ISAF, gerekse KFOR'a (Kosova Barış Gücü) aktif olarak destek verdiğini hatırlatan Gül, Türkiye'nin Afganistan'a eğitim ve sağlık gibi insani alanlarda da yardım ettiğini ifade etti.
Gül, Brüksel'den, 24-28 Ocak arasında İsviçre'nin
Davos şehrinde yapılan Dünya Ekonomik Forumunun yıllık toplantısına gideceğini, toplantıya
Devlet Bakanı Ali Babacan'ın da katılacağını kaydetti.
Bölgeleri birleştirmek ve yeni fırsatlar yaratmak ana temasıyla en son İstanbul'da düzenlenen Davos toplantılarının dünyanın önde gelen isimlerini bir araya getirdiğine işaret eden Gül, dünya gündemindeki hususların samimi bir ortamda ele alındığını belirtti.
Davos toplantılarına bu yıl 90 ülkeden yaklaşık 2400 kişinin katılacağını kaydeden Gül, bu yılki ana temanın küresel gündemi biçimlendirme ve değişen güç dengesi olarak belirlendiğini belirtti.
Bakan Gül, Türkiye'nin siyasi geleceği ve Orta Doğu'nun geleceğiyle ilgili iki toplantıya katılacağını, ziyaretleri çerçevesinde dünyanın önde gelen siyasi şahsiyetleriyle ikili görüşmeler de yapacağını kaydetti.
Dışişleri Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı
Abdullah Gül,
Hrant Dink cinayetinin ortaya çıkardığı bazı gerçekler bulunduğunu
belirterek, siyasetçiler ve medyanın yaptıklarının ülkedeki gençliği nasıl beslediğinin tekrar tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Lübnan'ın yeniden yapılandırılmasına Türkiye adına destek vermek üzere Fransa'ya giden Gül, hareketinden önce Esenboğa Havalimanında basın mensuplarının
gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Hrant Dink'in öldürülmesi ve cenaze törenine ilişkin bir soruya karşılık
Gül, suikastın çok üzücü olduğunu belirterek, hükümet olarak ilk dakikadan itibaren olayı telin ettiklerini ve duruma el koyduklarını hatırlattı.
SÜREÇ İŞLİYOR
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, olayın hemen ardından en üst seviyede hükümetin görüşlerini açıkladığını ve katilin yakalanması için elden ne geliyorsa
yapılacağını söylediğini belirten Gül, katilin kısa sürede, daha cenaze kaldırılmadan yakalandığına işaret etti.
Olaya ilişkin soruşturmanın sürdüğünü belirten Gül, "Bunun arkasında kimler vardır, neler vardır, hangi örgütler vardır, kimler
teşvik etmiştir? Bunlar tek
tek ortaya çıkartılacaktır. Süreç işliyor şimdi" diye konuştu.
Dün cenaze töreninde görüldüğü gibi, tüm Türkiye'nin olayı lanetlediğini belirten Gül, törene, Türkiye'ye gelmekte tereddüdü olan, Türkiye ile ilgili
yanlış fikirleri düşünceleri bulunan diasporanın önemli temsilcilerinin de katıldığını hatırlattı.
Gül, bu temsilcilerin Türkiye'nin nasıl bir ülke olduğunu gördüklerini belirterek, "Eminim ki onlar da pozitif duygularla ayrılmışlardır" diye konuştu.
CİNAYETİN ORTAYA ÇIKARTTIĞI BAZI GERÇEKLER VAR
Cinayetin ortaya çıkarttığı bazı gerçekler bulunduğunu belirten Gül, "Önce hükümet ve siyasetçiler olarak iyi düşünmemiz gerekir. Medyanın düşünmesi
gerekir, gazetecilerin düşünmesi gerekir. Yazdıklarımız, çizdiklerimiz, yaptığımız diziler... Bu ülkenin gençliğini nasıl besliyoruz? Bütün bunları
hepimizin tekrar tekrar düşünmesi gerekir" dedi.
Gül, "öncelikle hükümet ve siyasetçiler olarak demeçlerin ve açıklamaların da nasıl neticeler verdiğinin gözden geçirilmesi gerektiğini" ifade etti.
Cinayetin üzücü olduğunu yineleyen Gül, hükümet olarak işi başından beri sıkı tuttuklarına işaret ederek, böyle olayların bir daha meydana gelmemesi için
gereken her türlü adımın atılacağını, tedbirlerin alınacağını belirtti.
Gül, bu olay çerçevesinde Türkiye'nin hep beraber; sağcısıyla solcusuyla, Müslümanıyla gayrimüslimiyle olanları lanetlemiş olduğunu yineledi.
TÜRKİYE-ERMENİSTAN İLİŞKİLERİ
Olayın Türkiye-
Ermenistan ilişkilerine nasıl yansıması olacağının sorulması üzerine Gül, Türkiye'nin bütün komşularıyla iyi ilişkiler geliştirmeyi arzu
ettiğini söyledi.
Gül, "Daha önceki yıllarda bazı komşularımızla ne haldeydik, hatırlayın. Bulgaristan'dan yüz binlerce vatandaşımız yürüyerek ayrılmıştı, yürüyerek
Türkiye'ye gelmişti.
Yunanistan ile ilişkilerimizi biliyorsunuz.
Suriye ile,
Irak ile ilişkilerimizi biliyorsunuz. Daha önceki Sovyet dönemiyle ilişkilerimizi
biliyorsunuz. Bugün geldiğimiz noktada bütün komşularımızla ilişkilerimizi karşılıklı güven ve saygı içerisinde geliştiriyoruz. Tabii ki Ermenistan ile de
ilişkilerimiz geliştirmeyi arzu ederiz" dedi.
TÜRKİYE'NİN HİÇ KİMSEYE DÜŞMANLIĞI YOKTUR
Türkiye'nin herhangi bir komşusuna karşı düşmanlık duygusu bulunmadığını belirten Gül, ancak bunun sadece Türkiye'nin elinde olmadığını, komşu ülkenin de
Türkiye'ye karşı düşüncelerini, duygularını gözden geçirmesi gerektiğini ifade etti. "Oradan da temsilciler geldi gördü, Türkiye'nin hiç kimseye bir düşmanlığı
yoktur" diyen Gül, bununla birlikte Türkiye'den haksız taleplerde bulunulmaması gerektiğine işaret etti.
Tarihte meydana gelen sıkıntıların araştırılması gerektiğini belirten Gül, bunların TBMM'de uzun şekilde konuşulduğunu belirterek, "Ama tüm bunlar olurken
hiç kimse sadece dininden dolayı, inancından dolayı Türkiye'de katledilmemiştir. Birinci Dünya Savaşının ortaya çıkarttığı şartlar, o günkü durumlar, içerideki
kargaşalar, ordu dışarıdayken içeride ortaya çıkan sıkıntılar, bütün bunlar muhakkak ki araştırılmalıdır, konuşulmalıdır" diye konuştu. Gül, Türkiye'nin bu
konuda rahat olduğunu belirterek, Türkiye'nin, gizli olanlar da dahil, bütün arşivlerinin araştırmaya açık olduğunu kaydetti. Gül, "Bu bölgede düşmanlıkları beslemenin hiçbir faydası yoktur" ifadesini kullandı.
301. MADDE
Gazeteci-yazar Hrant Dink'in öldürülmesinde TCK'nın 301. maddesinin etkili olduğu yönündeki görüşlerin hatırlatılması üzerine Gül, "Biz bir düşüncenin,
söylemin arkasında şiddet yoksa, şiddeti
tahrik yoksa veya şiddete yol açmıyorsa bütün bu düşüncelerin bu ülkede serbestçe konuşulmasını ve yazılmasını istiyoruz" dedi.
Bu yönde büyük değişiklikler yaptıklarını ifade eden Gül, "Bugünkü haliyle 301. maddeden dolayı bazı problemlerin yaşandığını görüyoruz" diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, bu çerçevede bütün sivil toplum örgütleriyle açık şekilde görüştüğünü ve farklı teklifleri bütünleştirip getirmelerini istediğini hatırlatan Gül, hükümetin bu konuda iradesini ortaya koyduğunu ifade etti.
Bakan Gül, "Bir ülkede hiç
kanun olmasın, herkes her şeyi yapsın,
kaos olsun kimse istemez. Ama bu yasada bazı değişikliklerin yapılması gerektiğini biz de
görüyoruz. Bunun için sivil toplum örgütleriyle yakın temas içindeyiz.
Hükümet olarak hiç kimsenin düşüncesini ifade etti, fikrini söyledi diye hapse girmesini
istemeyiz" diye konuştu.
301 maddenin değişimine yönelik bir takvim olup olmadığının sorulması üzerine, hükümetin bu konuya sıcak baktığını ifade eden Gül, sivil toplum
örgütleriyle
işbirliği yapmayı
tercih ettiklerini kaydetti. Gül, bu maddenin bu yıl içinde değişip değişemeyeceğine ilişkin soru üzerine
de "her şey olabilir. Bu meclisin iradesi içindedir. İşbirliği içinde her şey yapılabilir" dedi.