Koramiral Aydan
Erol imzasıyla yurtiçinde validen belediye başkanına; üniversitelerden gazetelere kadar
fişleme yapan BÇG, yurtdışında da
yasa dışı çalışma yapmış.
BÇG'nin
Refah Partisi'nin kapatılması için
Yargıtay'a ve
Anayasa Mahkemesi'ne gönderdiği dosyada, 'Tarikat gruplarının yurtdışı organizasyonları' başlıklı bölümde 'Süleymancılar' ve '
Fethullah Gülen Grubu Nurcular' ifadesiyle takip yapılmış.
Dönemin İçişleri Bakanı Meral Akşener'in "
Ordu içinde
darbe hazırlığı var." açıklaması BÇG'de paniğe sebep oluyor. Dönemin bütün komutanları sırayla Akşener'e yönelik hakarete varan açıklamalar yaparken, illegal yapının hazırladığı
rapor 'Müthiş iddialar' başlığı ile gazetelere
servis ediliyor. Aynı rapor, Refah Partisi'ni kapatmak için
dava açan dönemin Yargıtay Başsavcısı
Vural Savaş'a iletilmekle kalmayıp
Anayasa Mahkemesi üyelerine tek tek elden veriliyor.
Bunlar, BÇG'nin deşifre olmasından bir gün sonra kamuoyuna duyuruluyor. Vural Savaş, illegal yapının hazırladığı dosyayı aynen Yüksek Mahkeme'ye gönderirken gazeteciler rapor için övgü yarışına giriyor. Mesela, 'Bu dosyayı iyi okuyun' diyen Fatih Çekirge'nin en hafif cümlesi şöyle oluyor: "Bunları okuyunca Erbakan'ın gözleri içerisindeki o bitmek tükenmek bilmeyen takiyyeyi bir kez daha anlıyorum."
16 Temmuz 1997 yılında
Sabah Gazetesi'nin yayımladığı raporda, RP ve Erbakan'a yönelik çok ağır ifadeler yer alıyor. Somut hiçbir belgenin yer almadığı raporda sadece milyon dolarların alındığı iddia ediliyor. İşte o iddialardan biri: "
Nisan 1990'da 2 Suudi Arabistanlı
işadamı, Refah Partisi Külliyesi inşaatı için 2 milyon dolar gönderdi. Erbakan'ın 1991'de Bağdat'ta
Irak politikasını destekleyen uluslararası toplantıya katılmaması ve Irak'ı eleştiren bir konuşma yapması karşılığında 10 milyon dolar talep ettiği ve aldığı yönünde bilgi intikal etmiştir. Erbakan'ın aldığı yardıma rağmen Suudi Arabistan'da itibar kaybettiği kanaatine varılmakta olup, Suudi kaynaklı
finans kurumlarına yatırılan İslamcı kesim mevduatlarını koz olarak kullanma gayreti müşahede olunmaktadır...."
'Müşahede olunmakta, duyumu alınmıştır, kanaatine varılmıştır' gibi ifadelerle dolu suçlamaların yer aldığı BÇG raporunda, Milli Görüş'le sınırlı kalınmamış.
Yurtdışı organizasyonları olarak açılan bölümde 'Süleymancılar' diye tanımladıkları vatandaşlar için şunlar yazılmış: "Bağış ağırlıklı gelirlerini ancak yurtdışındaki faaliyetlerini sürdürebilmek için kullandıkları gözlenmektedir. Zaman zaman cami yapımı gibi maksatlarla yurda gönderdikleri finansmanın ise hemşehrilik bağları çerçevesinde gerçekleştiği söylenebilecektir."
'Gülen' grubu diye tanımlanan camia için yazılanlar ise aynen şöyle: "Gülen grubunun yurtdışı faaliyetleri,
Asya ağırlıklı eğitim kuruluşları şeklinde olup, yurtiçinde cemaat
bağışlarından sağlandığı finansman ile organize ettiği, diğer taraftan eğitim kurumu açacağı ülkelerin zaman zaman bina,
arsa gibi gayrimenkulleri tahsis ettiği gözlenmektedir."
BÇG'nin belgesiz ve delilsiz suçlamaları sonunda Refah Partisi kapatıldı.
Fethullah Gülen ise illegal yapının kasetler üzerinde yaptığı çalışmayla önce medya infazına, ardından tek kişilik
örgüt suçlamasıyla yargılandı. Yıllar süren
itiraz davalarının ardından
beraat etti.