Zaman Gazaetesi'nin haberine göre, 81 yıllık yaşamında
İslam aleminin dertleri ile dertlenen Kurucu,
vefatı sırasında bile, yanında bulunan doktorunun ifadesine göre, bütün
Müslümanlara dua ederek bu dünyadan göç etti. Ali
Ulvi Kurucu'nun kızı Sare Kurucu, babasının, hatıralarını, bilinmeyenlerini anlattı.
1938 yılında
Türkiye'den
Medine'ye yerleşen Ali Ulvi Kurucu'nun Türkiye'nin meselelerini yakından takip ettiğini anlatan Sare Kurucu, "Babam, Türkiye'den gelecek haberleri bir hastadan gelecek hayırlı haber gibi beklerdi." diye konuştu. Babasının Adnan
Menderes'in idam edildiğini duyunca ağladığını anlatan Sare Hanım, Üstad Kurucu'nun ilk
kalp krizini 28
Şubat sürecinde Türkiye'nin yaşadığı sıkıntılı süreçte duyduğu üzüntü nedeniyle geçirdiğini söyledi.
Üstad Ali Ulvi Kurucu, Türkiye'de ve Müslüman ülkelerde milyonlarca insan tarafından tanınan bir zat. Kurucu, sevimli çehresi, Muhammedî güzel ahlâkı, ruhlara hitap eden millî, dinî şiirleri ve insanı manevî âlemlere alıp götüren gönül sohbetleri ile bir illim ve irfan önderi olarak ömrünü İslam'a hizmete adamıştı. Hayatının ilk yıllarını Konya'da geçirdikten sonra, Kahire'de El
Ezher Üniversitesi'nde eğitim gören ve ömrünün geri kalanını Medine-i Münevvere'de geçiren Kurucu, 2 Şubat 2002'de geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etti.
"Ben babamı alimden daha fazla mütefekkir olarak görüyorum." diyen Sare Hanım, Üstad'ın yazdığı şiirlerde Medine'nin atmosferinden çok etkilendiğini söyledi. Ali Ulvi Kurucu'nun
Mısır,
Afganistan,
Irak gibi birçok memlekette çok sevildiğini anlatan Kurucu, babasının Medine'de Türkiye'nin elçisi gibi çalıştığını ifade etti. Çocukluğundan beri evlerinin her gün dolup taştığını anlatan Sare Hanım "Babam, hacca gelen her Türk vatandaşından kendini mesul kabul eder, sağ salim dinî farizalarını yerine getirmeleri için elinden geleni yapardı. Mutlaka evimizde ağırlamak ister,
misafir ederdi." diye konuştu.
Menderes idam edildiğinde ağlıyordu
Kurucu'nun Medine'den Türkiye'deki gelişmeleri yakından takip ettiğini anlatan Sare Kurucu, "Türkiye'nin dertleri ile dertlenir, gelişmeleri yakından takip eder ama politikayla uğraşmazdı." dedi. "Babam, Türkiye'deki sıkıntılı süreçlerde,
mektup yazar, mektup bekler,
radyo dinler, dua eder, sabaha kadar ızdırap içinde gelecek hayırlı haberleri beklerdi." diyen Sare Kurucu, Üstad'ın ilk kalp krizini 28 Şubat sürecinde yaşadığını şöyle anlattı:
"Türkiye için zor geçen o süreçte babam çok üzüldü. 8 yıllık kesintisiz temel eğitim kararının alınması ve meslek liselerinin önünün kesilmesi onu çok muzdarip etti. Hele o süreçte imam-hatip liselerinin kapatılması ona çok dokundu. Çünkü imam-hatiplerin ilk inşasında babamın amcası Mustafa Efendi'nin büyük emeği vardı. Bu liselerin engellenmesi onu çok üzdü. O günü çok iyi hatırlıyorum,
akşam televizyondan haberleri izlerken birden vücudundan ter boşandı, sabah ise kalp krizi geçirdi. Daha sonra bana 'Türkiye'nin çobana ihtiyacı var, bahçıvana ihtiyacı var. Sanayiciye ihtiyacı var, herkes üniversiteye zorlanmamalı.' diye konuştu. 'Bu karar zanaatı bitirir.' demişti. Dediği de çıktı maalesef." Babasının Adnan Menderes'e büyük bir sevgi beslediğini anlatan Sare Hanım, "Menderes'in yargılandığı sürede ona çok dua ederdi. Annemin anlattığına göre Menderes'in idam edildiğini duyunca, babam uykusundan kendisini tokatlayarak uyanmış ve hüngür hüngür ağlamış. Bu şekilde sadece üç kişi için ağlamıştı. Mustafa Efendi (amcası) ve Hulusi Topbaş vefat ettiğinde bu hale gelmişti." diye konuştu.