Darbe yapıldıktan sonra Faruk
Oktay'ın Nişantaşı'ndaki evinin önüne gelen tank ve zırhlı araçlar,
emniyet müdürünü, çocukları ve eşiyle vedalaşamadan alıp götürdü. 30
Eylül 1960'ta Oktay'ın
ölüm haberi geldi. Aileye
vefat sebebi olarak '
kalp krizi' dendi. Ancak işin aslı, Oktay ailesinin cenazeyi görmesiyle anlaşıldı. Faruk Oktay'ın vücudunun büyük bölümü kan toplamıştı ve
darp izleri vardı. Oktay, işkence ve dayak sonucu atıldığı zindanda hayatını kaybetmişti. Ailenin acısı, o tablodan sonra bir kat daha arttı. Ancak Tedbirler Kanunu sebebiyle hiçbir şekilde hesabını soramadılar. Oktay ailesinin dramı, bu acıyla da bitmedi. Oğullarından biri
verem oldu, diğeri ise
psikolojik travma geçirdi. Babası
darbeciler tarafından öldürüldüğünde 13 yaşında olan Emre Oktay, 52 yıl sonra, cinayetin hesabının sorulması için
TBMM İnsan Hakları Komisyonu'na başvurdu. Komisyona şikâyet dilekçesi yazan Oktay, 27
Mayıs'ta görev alan ve hâlâ hayatta olan
Yassıada Komutanı Yarbay Tarık Güryay'ın emir subayları
emekli Orgeneral Teoman Koman ve emekli Korgeneral Akay Şakman'ın yargılanmasını istedi.
Başvurusuna ilişkin açıklamalarda bulunan Emre Oktay, daha önce Tedbirler Kanunu nedeniyle haklarını arayamadığını söyledi. Ancak şu an babasının katillerinin bulunması ve
27 Mayıs'ın yargılanması için siyasi ortamın son derece müsait olduğunu belirtti. Artık darbecilerle
hesaplaşıldığını kaydederek, "Ben de babası işkenceyle dövülerek öldürülen bir emniyet müdürünün oğlu olarak, darbenin yaşayan isimlerinden hesap sorulmasını istiyorum. Gıyabında da olsa 27 Mayıs, yargıya intikal etmeli. Babamı öldürdüler ve faili meçhuldür. Yassıada Komutanı
Albay Tarık Güryay'ın emir subayları
Teoman Koman yükseldi, orgeneral ve
jandarma genel komutanı oldu. Sonra da MİT'in başına geçti. Şu anda ise emekli olarak
Fenerbahçe Orduevi'nde. Bunlara bir
dava açılmalı." ifadelerini kullandı.
Emre Oktay, başvurusunun nedenini de şöyle açıkladı: "Gazetede bir yazı gördüm. 'Eğer darbelerden dolayı sıkıntınız varsa İnsan Hakları Komisyonu'na başvurun' şeklindeki söylemden dolayı başvuru yapmaya karar verdim."
İnsan Hakları Komisyonu'ndan gelecek olumlu bir
cevap ile babasını ölüme götüren sürece ilişkin bütün detayları Meclis'te bizzat anlatacağını dile getiren Oktay'ın Meclis'e gönderdiği dilekçesi şöyle: "Sayın yetkilim, biz bugüne kadar acımızı bağrımıza bastık ve kimseden hesap soramadık. Gördüğümüz hakaretin, haksızlıkların haddi hesabı yoktur. Bugün ülkemizde acımasız askerî vesayete karşı meydana gelen olumlu gelişmeleri memnuniyetle gördükçe, bu vesayetin orijininde bulunan ve ceza görmediği için güdümleyicisi olan 27 Mayıs harekâtının,
mağdurlarının
insan hakları, zamanaşımına mı uğradı, yoksa şahit olduğumuz böylesine demokratik, adaletin tecelli etmeye başladığı, olumlu bir ortamda dahi yine mağdur mu olacağız diye düşünmek istemiyor ve size başvuruyoruz. Yassıada Kumandanı Yarbay Tarık Güryay'ın emir subayları emekli Orgeneral Teoman Koman ve emekli Korgeneral Akay Şakman bugün hayattalar ve Yassıada cehennemi hakkında hiç konuşmamaktalar. Değerli ilginiz sonucunda tüm ayrıntıları anlatmak isterim."
27 Mayıs da 12 Eyül gibi soruşturulmalı
Darbenin anayasal bir suç olduğunu söyleyen hukukçular ve uzmanlardan, 27 Mayıs sürecinin yargılanması talebine
destek geldi. İnsanlığa karşı işlenmiş suçların, Türk
Ceza Kanunu'nun ilgili maddeleri gereğince zamanaşımı kapsamına alınmayacağına dikkat çeken hukukçuların görüşleri şöyle:
İşkencede zamanaşımı hükümleri uygulanmaz
Emekli
Başsavcı Reşat Petek:
12 Eylül darbesini yapanların da eylemlerinin üzerinden 30 yıl geçti. Ama yargılamalarını engelleyen geçici 15. madde kaldırıldı ve yargılama başlatıldı. Bu bağlamda
1960 darbesi de olsa insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak görülüp darbeciler yargılanabilir. Üst hukuk normları açısından baktığımızda işkence konusunda zamanaşımı hükümleri uygulanmaması genel hükümdür. Buna Anayasa'nın 90. maddesi cevaz verir.
Yaşayan faillerin yargılanması için hiçbir sebep yoktur
Eski
Hukukçular Derneği Başkanı
Hüsnü Tuna: Şikâyetin 1960 darbesiyle ilgili yapılması gerekiyor. Anayasal düzene karşı darbe suçu olması hasebiyle ve üstelik tasarlayarak darbe yapmada zamanaşımı olmuyor. Hukuk devleti olursa yaşayan faillerin de yargılanmaması için hiçbir sebep yoktur.
Ölmüş olanlar da, yaşayanlar da yargılanmalılar
Eski Bakan
Hasan Celal Güzel:
Millet iradesine, anayasaya aykırı uygulamaların yol açtığı zararların, işlenen suçların hiçbir şekilde zamanaşımıyla ilgisi yoktur. Büyük çoğunluğu ölmüş de olsa 27 Mayıs darbesini yapanlar, kışkırtanlar ve rolü olanlar yargılanmalıdır. Ölmüş dahi olsalar ölümlerinden sonra suç işledikleri tespit edilmelidir ve bu ilan edilmelidir. Böylece haksız yere hayatını kaybeden, işkencelere maruz kalan kişilerin itibarı iade edilmiş olacaktır.