27
Mayıs darbesinden tam 52 yıl sonra o gece yaşananları bizzat Erdelhun Paşa'nın şahitliğiyle anlatan bilgiler kırmızı bir valizden çıktı.
Peki yılın gazetecilik olayı sayılacak bu valize nasıl ulaşıldı. İşte hikayesi... Her
27 Mayıs'ta birkaç cümle ile hatırlanan Erdelhun'un gerçek hikâyesi her zaman merak konusu olmuştu.
Türkiye tarihinde ilk kez
Genelkurmay Başkanı görevindeyken emrindeki askerler tarafından '
Hükümet yanlısı ve darbe karşıtı olduğu' suçlamasıyla tutuklanarak
Yassıada' da yargılanan Erdelhun'un hayatına dair fazlaca bilgi yoktu. Üstelik Türk siyasi tarihine "Erdelhun Sendromu" tabiri eklenmiş, tutuklanan
paşanın halefleri
darbeci zihniyet tarafından uyarılmak istenmişti. Zaman 4 ay önce
Rüştü Erdelhun ve tutuklanan askerlerin hikayesini araştırmak için bir çalışma başlattı. Erdelhun hakkında çıkmış yazılar ve haberlerden bir
yol haritası çıkarıldı. Paşanın hayatta olan akrabalarına ulaşmak ilk işti. Ne var ki Erdelhun'un soyadını taşıyan
aile fertlerine ulaşılamadı. Umutlar tükenmeye başlamıştı ki son çare olarak Yassıada'da avukatlık yapan eski
Meclis Başkanı Ferruh Bozbeyli arandı. Bozbeyli, Erdelhun Paşa'nın vefatından önce Kabataş'ta yaşadığı bilgisini verdi. İlk
durak, paşanın Setüstü'nde oturduğu 4 katlı
apartmandı. Erdelhun Paşa 1964'te cezaevinden çıkınca ağabeyi Cavit Paşa'dan kalan eski
İstanbul evini yıktırıp yerine 4 katlı apartman yaptırmış ismini de 'Kader' koymuştu. Yıllarca Erdelhun Paşa'nın hizmetinde bulunan Kiraz Abla, Paşa'nın hikâyesinden kesitler anlattı. Erdelhun Paşa, Japonya'da görevliyken eşi Vasfiye Hanım at sırtından düşerek belini incitmiş ve hayatı boyunca çok az ayağa kalkmıştı. Belindeki rahatsızlık nedeniyle de çocukları olmamıştı. Bu nedenle hayat hikâyesini bütünüyle bilen kişi yoktu. Cenazesinin defnedildiği
Ankara Cebeci Asri Mezarlığı aranarak, Paşa'nın defin
kayıt bilgileri istendi. Mezarlık görevlisinin tozlu dosyalar arasından çıkardığı bilgiler, umutları yeniden yeşertti. Vasfiye Hanım'ın yine asker olan ve Ankara'da yaşayan bir yeğeni vardı. Ve hikayenin eksik kalan kısmını ondan dinlemek üzere Ankara'ya gidildi. Vasfiye Hanım'ın yeğeninin ilk sorusu "Neden araştırıyorsunuz?" oldu. Verilebilecek en iyi
cevap şuydu: "27 Mayıs darbesinde tutuklanan ve yargılanan siyasilerin hikâyesini dinledik. Fakat darbenin asker mağduru Rüştü Paşa'nın hikâyesi hep eksik kaldı. Bu nedenle Rüştü Paşa'yı hatıralarıyla hak ettiği şekilde yâd etmek istiyoruz."
Bunun üzerine Vasfiye Hanım'ın yeğeni, "50 yıllık emaneti size teslim ediyorum" diyerek 27 Mayıs darbesinin tarihe not düşen kıymetli belgelerini kırmızı bir valiz içinde teslim etti.
Paşa'nın yanından ayırmadığı ve yıllar sonra ortaya çıkan valizin içinden darbe tarihini yeniden yazacak nitelikte bilgiler çıkmıştı. Onlardan biri de Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın, "Yassıada gerçeğini tarihe mal etmeliyiz" notuyla
Rüştü Erdelhun'a gönderdiği mektuptu. Bayar,
Kayseri Cezaevi'nden koğuş ve kader arkadaşı olan Erdelhun'dan darbenin nedenlerini anlatan bir de
analiz yapmasını talep etmişti. 4
Nisan 1967'de mektubu alan Rüştü Erdelhun'un Bayar'ın isteği üzerine kaleme aldığı o notlar, darbe tarihini değiştirecek bir yazı dizisinin temelini oluşturdu.