Adalet Bakanı Cemil Çiçek,
seçim tarihinin 24 Haziran'dan 22 Temmuz'a alınmasının YSK'nın önerisi doğrultusunda yapıldığını vurguladı.
Daha önce kurulun 60 gün içinde seçim yapabileceği görüşünü kendilerine aktardığını, ancak önceki gün bu sürenin 80 gün olduğunun ifade edildiğini hatırlattı. YSK'ya danışmadan '24 Haziran' tarihinin belirlendiğini iddialarını yalanlayan Çiçek, "Bu tarihi (24
Nisan) bir emrivaki ile getirmedik. Kurumsal olarak, resmi bir yazı olmadı ama YSK ile görüşüldü. Ben de görüştüm. Olayın tanığı olarak ifade etmek istiyorum" dedi. Çiçek, yaklaşık bir aylık ertelemenin
teknik nedenlerden olduğunu vurguladı.
Cemil Çiçek, seçim tarihinin netleştirildiği dünkü
TBMM Genel
Kurul toplantısında bazı
tartışmalara açıklık getirdi.
Türkiye'nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olduğunu belirtirken,
iktidarın icraatlarının adeta bu temel niteliğe aykırıymış gibi değerlendirmenin yanlışlığına dikkat çekti. Yaşanan süreçte sağduyu ve aklın öne çıkarılması, hissiyatların ise ikinci plana itilmesi gerektiğini vurgulayan Çiçek, siyasi partilerin demokratik hayatın vazgeçilmez unsurları olduğuna dikkat çekti. Çiçek, "Herkes farklı düşünür. Bunlar kamuoyunda tartışılır.
Millet sandıkta hangisini
tercih ederse, onu iktidar, diğerlerini de muhalefet yapar" diye konuştu.
Seçimlere giderken bazı şeylerin tartışılabileceğini ancak Anayasanın ilk 6 maddesinin tartışılamayacağını belirten Çiçek, şöyle konuştu: "'Partilerimiz farklı, düşüncelerimiz farklı da olsa, bu ülkede
siyaset yapan herkesin ve 73 milyon Türk vatandaşının, bu saydığımız hususlar ortak paydasıdır. Bunu ne seçimde, ne seçimden önce ne de seçimden sonra tartışma konusu yapamayız.
Hükümetlerin görevi, bunlara ters düşen bir icraat yapmamaktır. Biz 59. Hükümetiz. Gerek biz, gerek bizden önceki 58 hükümet, buradaki hususları hayata geçirmek için hükümet olmuştur, bunun için çaba sarf etmiştir. Farklı partilerden olabiliriz ama hepimizin milli marşı,
İstiklal Marşı'dır. Bunda tereddüt yok. Farklı siyasi düşüncelerde olabiliriz ama Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Şimdi iktidar icraatlarını adeta bunlara ters, bunlara karşı, bunlara kabul etmez veya anayasanın yukarıda saydığım ilkeleri zayıflatan icraatlar gibi değerlendirmek doğru olmaz, haklı bir değerlendirme de olmaz. Birbirimize gerekçesi olmayan, çok sağlam delillere dayanmayan, bir kısım siyasal üslup içerisinde hükümetleri bu neviden zan altında bırakırsak, bunlar zannediyorum siyasi tansiyonu daha da yükseltir."