Ergün, "Detroit'in yerini alabilecek yeni şehirler arasında niçin bizim şehirlerimiz olmasın. Sektörün kümelendiği yerler olabilir,
Bursa, Koaceil,
Sakarya olabilir." dedi.
Otomotiv sektörünün yaşadığı sıkıntılar ve çözüm yollarını konuşmak üzere Zaman'da düzenlenen 'Sektör Buluşmaları Otomotiv 2010' toplantısına katılan
Sanayi ve
Ticaret Bakanı
Nihat Ergün, sektör için hazırladıkları strateji belgesinin son durumu ve içeriği hakkında bilgi verdi. Krizden sonra dünyada
ekonomik dengelerin değiştiğini, bu arada
Türkiye'nin güçlü makroekonomik yapısı ile öne çıkmaya başladığını anlatan Ergün, aynı zamanda otomotiv sektöründe de önemli değişimler yaşandığını kaydetti.
Dünyadaki ekonomi parametrelerindeki değişim sonucu 2015 yılında küresel otomobil
üretiminin yarısının Asya'da yapılacağına işaret eden Nihat Ergün, Türkiye olarak bu durumun fırsata çevirmenin mümkün olduğunu belirtti. Ergün, " 2015 yılında dünya otomobil üretiminin yarısı Asya'da olacak. Neden Detroit'in yerini alacak şehirler arasında Bursa,
Kocaeli, Ada
pazarı olabilir." ifadelerini kullandı.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün, diğer yandan Türkiye'deki makroekonomik gelişimin yanında
genç nüfus ve pazar potansiyelinin önemli fırsatlar barındırdığını dile getirirken, şunları söyledi:
"Bin kişiye düşen
otomobil sayısı, Bulgaristan'da 300, Almanya'da 600, Türkiye'de 130. Türkiye'de 2001
krizinin ardından 2002'de 91 bin otomobil satıldı, ama 2009'da krize rağmen teşvikler, finansman kanallarının açık olması ve firmaların gayreti ile 370 bin otomobil sattık. Yani 2001'de yaşadığımız yaşamadık. Bir önceki yıla göre de fazla otomobil sattık. Bu Türkiye'deki değişimin göstergesi. Bu yılın ilk 4 ayında da geçen yılın rakamlarını yakalamış durumdayız. Orta vadede yıllık otomobil satışının 500 bin olması gerektiğine inanıyorum. Sektörün 2010 hedefi de bu."
"TÜRKİYE'DE ÜRETİM KADAR TÜRKİYE'NİN ÜRETİMİNİ DE ÖNEMSİYORUZ"
Fransız otomotiv üreticisi Renault'un 2011 yılında Türkiye'de elektrikli
araba üreteceğini kaydeden Nihat Ergün, ancak kendilerinin 'Türkiye'de üretimi' önemsemekle birlikte 'Türkiye'nin üretimi' otomobiller olmasını arzu ettiklerini belirtti. Sanayi bakanı, "Bizim endişemiz elektrikli araçların Türkiye'de üretilip üretilmeyeceği değil, firmalarımızın kendi tasarımları olan elektrikli araçları üretip üretmeyeceğidir. Ülkemiz insanı tarafından üretilmesi, ülkemizde üretilmesinden daha da büyük önem taşımaktadır." diye konuştu.
Sanayi Bakanı Ergün, bu çerçevede hazırladıkları 'strateji belgesi' çalışmasında son aşamaya geldiklerini beliterek. "Belgenin böyle önemli bu üç değişimle çakışması belgenin önemini daha da artırıyor." dedi.
Türkiye'de otomobilin hala özel
tüketim sayıldığını ve ÖTV'ye tabi olduğunu dile getiren Ergün, bu durumun orta vadede 'normalleşeceğini' söyledi. "Bugün için
erken ama orta vadede Avrupa'daki
vergiler ile Türkiye'dekiler uyumlu hale gelecek." diyen
sanayi bakanı,
Hükümet olarak otomobile 'özel tüketim aracı' olarak bakmadıklarını vurguladı. Bununla birlikte ÖTV alınmasının Türkiye'nin vergi potansiyeli ve
bütçe kaynaklarının oluşumu itibarıyla zorunlu olduğunu anlattı. Ergün, "ÖTV'nin orta vadede vergi dilimi içinde önemli yer tuttuğunu görüyoruz. Yeni yapı oluşturulana kadar bu azaltılarak, sürdürmek icap edecek ama orta vadede en azından Avrupa'da vergilendirme sistemiyle aynı noktaya ulaşacağını düşünüyorum. Artık otomobil özel tüketim vasıtası değildir. Vergilendirilmesinin de o esaslara göre düzenlenmesi gerekir, bunu görmeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.
"TİCARİDE HURDA İNDİRİMİNDEN İSTEDİĞİMİZİ ALAMADIK"
Sanayi Bakanı Ergün, hükümet olarak otomotiv sektörünün önünü açıcı tedbirler aldıklarını ancak bazılarında istedikleri sonuçları alamadıklarını söyledi. Ticari araçlarla ilgili
Ulaştırma Bakanlığı'nda başlatılan çalışmada arzu ettikleri başarıyı yakalayamadıklarını dile getiren Nihat Ergün,
hurda indirimi konusunda isteksiz konuştu: "Borcu var, tamamen siliyoruz. Aracı teslim edene 5 bin lira veriyoruz. Ama buna rağmen arzu edilen noktaya ulaşmadı. Yüzde 25'lerde kaldı. Gerisi ortada duruyor. Dikkat ederseniz buradaki eylemlerin bir kısmını biz bazılarını da
özel sektör yapmalı. Sektörün yoluna sürekli kamu desteği ile devam etmesini değil, süreklilik arz eden bir kimliğe erişmesini istiyoruz. İndirimler uzasın, faydalı mı zararlı mı hesabını iyi yapmak lazım."
Kısa çalışma ödeneğine de değinen Ergün, bu sayede 200 bin kişinin işinde kaldığını vurguladı. Tekstil ve otomotiv sektörünün birlikte kısa çalışma ödeneğinin yüzde 50'sini aldığını aktardı. Sanayi bakanı,
tekstilde 50 bin, otomotivde 45 bin
işçi bu sayede sektörde kalmıştır." bilgisini verdi.
(CİHAN)