2008, Yahya Kemal yılı ilân edildi

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Zaman'ın 3 Kasım'daki çağrısı üzerine 2008'i Yahya Kemal yılı ilan etti.

2008, Yahya Kemal yılı ilân edildi

Yıl boyunca büyük şairle ilgili uluslararası sergi ve sempozyumlar düzenlenecek. Zaman'ın 3 Kasım 2007 tarihli haberinde teklif edilen ve edebiyat dünyasının destek verdiği "2008 Yahya Kemal yılı olsun" çağrısına Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'dan destek geldi. Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2008'i 'Yahya Kemal Yılı' ilan etti. 2008'in, Türk şiirinin en önemli ustalarından biri olan Yahya Kemal Beyatlı'nın ölümünün 50. yılı olduğunu belirten Günay, bu vesile ile büyük şairin daha iyi tanınacağını ve anlaşılacağını umuyor. Ertuğrul Günay, yıl boyunca üzerinde duracakları kapsamlı projeyi bir cümle ile özetliyor: "Yahya Kemal'i geleceğe taşımak!" Genç kuşaklara Yahya Kemal'i anlatmanın en iyi yollarından birinin de doğum veya ölüm yıldönümleri olduğunu düşünen Günay, onun şiirinin ve düşüncelerinin, bugünün insanında, eski deyişle 'ma'kes' bulacağını belirtiyor. Günay'a, bunu nasıl sağlayacağını sorduğumuzda ise cevabı net oluyor: "Eskiden olduğu gibi çok konuşup az iş yapmayacağız. Beyatlı ile ilgili uluslararası sergi ve sempozyumlar yapacağız, prestij ve armağan kitaplar yayınlayacağız. Doğu-Batı sentezi üzerine, Osmanlı'nın yıkılışı, Cumhuriyet'in kuruluşu dönemlerinde yazmış olduğu önemli yazıları var. Bunlar ışığında bilimsel tartışmalar yapacağız. Şiir kitaplarını yeniden basacağız. Bestelenmiş şiirlerini CD olarak yayınlayacağız. Şiirlerinden yeni besteler yaptıracağız." Yahya Kemal'in mekânları belirlenecek Yahya Kemal'in kıyıda köşede kalmış bir şair olmadığına değinen Günay'ın en büyük dileği, usta şairin yeni ve geniş bir okur kitlesiyle tanışması. "Eğer bunu yapabilirsek kendimizi başarılı sayarım." diyen Günay'ın anlattıklarına bakılırsa bu yılda sadece yeni neslin Yahya Kemal'i tanımasıyla yetinilmeyecek. Şairin sanat ve düşünce dünyasına nüfuz edilebilmesini sağlamak için de üniversitelerden, şair ve entelektüellerden de yardım istenecek. Günay'ın en çok yardımını beklediği kişiler, edebiyat öğretmenleri. Bakan, eğitimcilerin kendisini yalnız bırakmayacağına inanıyor. Günay, toplumsal bir hafıza oluşması için hatıraların titizlikle saklanması gerektiğini söylüyor. Bu amaçla Yahya Kemal'in yaşadığı mekânların da belirleneceği müjdesini veriyor: "Bizde ne yazık ki yazar evlerinin bir müze olarak algılanması, kitleler tarafından bilinmesi ve hatta gelen yabancı ziyaretçilere gösterilmesi gibi bir alışkanlık yok. Kafka'nın evine olan ilgiyi gördüğümde çok kıskandım. Yahya Kemal'in müzeye dönüştürebileceğimiz bir evi yok. Ama yaşadığı mekânlarda plaket konulabilir, onunla ilgili bir köşe yapılabilir. Ben Türkiye'de hangi yazarımız, hangi şairimiz nereye, hangi lokantaya, hangi otele giderdi bilmiyorum. Nostaljileri yaşatma kaygımız yok. Bir toplum, hafızasıyla gelişir." Fazıl Say, Yahya Kemal'in şiirlerini besteleyecek Fazıl Say'a da bir teklif götürmüşsünüz... Fazıl Say ile cumartesi sabahı kahvaltı yaptım. Burada çok naif bir düşünce ile bir teklifte bulunduk. 2008'de Yahya Kemal'le ilgili bir anma çalışmamız olduğunu, bu çerçevede belki Yahya Kemal'in şiirlerinden bir beste yapabileceğini söyledik. Yahya Kemal'in şiirleri şimdiye kadar Türk sanat müziği tarzında bestelendi. Sanırım kendisi de pek Batı müziği sevmezdi. Acaba Fazıl Say bunu biliyor mu? Bizce bir mahzuru yok. Bu yıl Batı müziği formatında Mevlânâ senfoni ya da senfonik şiirlerini dinledik. Benim en son dinlediğim, Sertab Erener'in sunduğu Mevlânâ senfonik şiiri oldukça özgündü. Peki son tartışmalardan sonra bu teklif bir gönül alma mı? Hayır, tamamen başka bir bağlamda gelişen bir çalışma bu. Bir gönül alma ihtiyacı içinde değiliz. Zaten ben bir süreden bu yana, bu konuyu tatlıya bağladığımızı düşünüyorum. Fazıl Say'ın o konuda bir hata yaptığını düşünüyor musunuz? Bu tartışmaları yeniden açmak istemem. Kimsenin hatası söz konusu değil. İfade farklılıkları olabilir bazen. Birbirimizi anlayarak dinlersek birçok konuyu aşarız. Ben Yunus'un sözüne çok inanırım: "Gelin tanış olalım/İşi kolay kılalım". Tanışmak, işi kolaylaştırmanın tılsımlarından biridir. İnsanlar birbirlerini tanımadan uzaktan konuşurlarsa öyle kırıklıklara sebep olan cümleler sarf edebilir; ama tanışmak, işi kolaylaştırmanın birinci adımıdır. 'Ben olsam Four Seasons'a izin vermezdim' "2000'li yıllardan önce başlamış bir serüven var burada. Arkeolojik alanın ortaya çıkarılması, sonra da bir parka dönüştürülmesi lazım. Alanı gezdim, arkeolojik alanın üzerinde otelin yeni eklentileri söz konusu. Proje bittiğinde arkeolojik alanın görülmesini de sağlayacak nitelikte. Bu işlere kurullar karar veriyor. Devam edip etmemesine de onlar karar verecek. Kurulların ötesinde bir bilimsel heyet oluşturulmuş ve inceleme yapmış. O heyet de çıkan eserlerin muhafazası ve sergilenmesi halinde bu çalışmaların sürdürülebileceğine karar vermiş. Bu, bizi de bağlıyor. Ama arkeolojik çalışmaların önden gitmesi bizim önceliğimiz. Kamunun olanakları yeterli olsa, arkeolojik alan üzerine bir otel ilavesi yapılmasını kabul etmezdim. Şimdi önüme gelse yine kabul etmem. Basına yansıdığı gibi 2004'ten bu yana sürdürülen bir süreç değil. 97'de başlamış, 2000'de belli olgunluklara gelmiş, 2004'ten sonra da bazı dikkatler öne çıkarılmış. Devlette devamlılık esastır, bunu sürdürmek durumundayım. Ama Ayasofya'nın, Sultanahmet'in, Topkapı'nın hemen eşiğinde bütünüyle bir arkeolojik park alanını tercih ederdim." ZAMAN
<< Önceki Haber 2008, Yahya Kemal yılı ilân edildi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER