ANKARA’da "af
tartışmaları" yaşanırken
Batman’dan "çok özel bir bilgi" geliyor. Bu defa dağlardan gelen kan ve
gözyaşı haberi değil. Haber şu:
Terör
örgütü üyesi 18
PKK’lı,
Vali ve Jandarma Komutanı’nın özel çalışmalarıyla
Kuzey Irak’taki
terör kamplarından gizlice evlerine getiriliyor.
Nasıl mı?
İşte dağlardaki en insani
operasyon:
İstihbarat birimleri Kuzey Irak’ta bazı
terörist kamplarından bilgi alıyor. Dağa çıkıp kamplara katılanların isimleri Batman Jandarma’ya iletiliyor. Aynı şekilde Batman
Jandarma Komutanlığı da evinden kaçıp dağlara giden, kaybolan PKK’lıların isimlerini bu listeyle karşılaştırıyor. Olay Vali’ye aktarılıyor. Vali ve Jandarma Komutanı bir karar alıyorlar.
Karar şu:
"Aileleri ikna etmek".
BİZE GÜVENİN
Jandarma Komutanı bizzat evlere gidiyor. Tek tek anne babalarla konuşuyor. Bu konuşmalar, ikna çalışmaları, günlerce, kimisinde aylarca sürüyor. Komutan "asker sözü" diyor ve ekliyor:
"Bir şey olmayacak. Burunları kanamayacak. Afişe olmayacaklar. Bize güvenin."
Vali "İş bulabiliriz" diyor...
Sonunda yavaş yavaş
aileler ikna olmaya başlıyor. Önce iki
genç kızın Kuzey Irak’taki kamplarda olduğu bildiriliyor. İkna olan aile evladına haber gönderiyor.
"Söz aldık gelin" diyor. Aracılar birkaç kez dağlarda buluşuyor. Sonunda iki genç kız
silahı bırakıp, gizlice evine dönüyor. Tam bir
gizlilik var. Afişe edilmiyorlar. Sözler tutuluyor.
İŞ VERİLİYOR
Komutan sonra diğer evlere gidiyor. Yine sözler veriliyor. Ve ikna operasyonu sürüyor.
Annesinden babasından haber alan çocuklar verilen söze güvenip silah bırakıyorlar. Dağlardan, kamplardan dönüyorlar. Bugüne kadar tam 18 PKK’lı ölümün, dehşetin tuzağından çekilip çıkartılmış. İş veriliyor. Ve en önemlisi kimse bir şey bilmiyor.
Dün Batman Valisi
Haluk İmga’yla konuşuyorum.
AF YETMİYOR
Aynen şöyle diyor:
Yalnızca af çıkartmakla bu iş olmaz. İnsani ikna metodu gerekir. Yüz yüze, göz göze konuşmak gerekir. Aylarca süren bir ikna operasyonu bu. Komutanımız bizzat ev ev dolaştı. Bugüne kadar bu yöntemle 18 genci kazandık. Hálá devam ediyoruz. Afişe etmeden onları sessizce hayata döndürüyoruz. İş sahibi oluyorlar.
Sürekli olarak kan ve gözyaşı haberleri aldığımız dağlardan gelen bu haber beni çok etkiledi. Valiyi de,
komutanı da kutlamak gerek.
Grup konuşmasına ’
Çankaya’ okuması
RESEPSİYONDA
TBMM Başkanı Arınç’a sordum:
23
Nisan konuşmanız sanki bir cumhurbaşkanlığına
adaylık konuşmasına benzedi.
Arınç kısa bir süre baktı. Ve "Sessizlik" dedi.
Eğer
Tayyip Erdoğan Köşk’e aday olmazsa, ben buna "Arınç’ın Çankaya sessizliği" diyorum.
Erdoğan’a gelince;
Yaptığım bütün temaslar Baş
bakan’ın Köşk’e çıkacağını söylüyor. Rotası Çankaya olarak gözüküyor. Erdoğan
cumhurbaşkanı, Gül başbakan formülünün AKP kulislerindeki gerekçesi ise şöyle özetleniyor:
Türkiye yıllardır cumhurbaşkanı-başbakan çekişmesi yaşadı. Artık "dostların yönetimi" başlasın. Zirvede
kavga olmadan Türkiye’nin önü açılsın. Erdoğan’ın son grup konuşması böyle bir gözlükten okunduğunda Çankaya rotasının izleri ortaya çıkıyor.
06.45’e gelmedi
DIŞİŞLERİ Bakanı
Abdullah Gül ABD
Dışişleri Bakan’ı Rice’a şöyle diyor:
-
Filistin sorununda lütfen daha hassas olunuz. HAMAS’ı iterek, onun üzerinden
ambargo uygulayarak hem Filistin halkını hem de HAMAS’ı teröre itiyorsunuz.
Rice: Ne öneriyorsunuz Sayın Gül?
Gül: Bakın Gazze’de ekmek karneye bağlandı. İnsanlar
açlık çekiyor. Bu konuda bir şeyler yapmalıyız.
Rice: Somut olarak ne olabilir?
Gül: Biliyorsunuz bizim
TOBB, Erez projesi kapsamında oraya büyük bir yatırım başlatıyor. 3 milyar dolara yakın bir kaynak bulundu. Bu kaynağı açın. TOBB Başkanımız size bu durumu anlatsın.
İsrail ve Filistin bu konuda ortak çalışıyor.
Rice: İsrail
evet diyorsa tamamdır.
Ve
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül aynı gece saat 21.30’da TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nu arıyor:
Sayın Bakan Rice sizi yarın 06.45’te Hilton’da kabul edecek. Ben ilettim. Gerekenleri de söyledim.
Ertesi sabah TOBB Başkanı 06.30’da Hilton’a gidiyor. Ancak görüşme gerçekleşemiyor.
Belki de Rice bir "sözle kendisini bağlamak" istemiyor.
Evet bu gelişme önemlidir. Çünkü hükümet Filistin’e yapılan muamelenin bütün
Müslüman coğrafyasında ciddi bir sancı yaratacağını söylüyor. Ve bu olaydan anlıyorum ki, Gül’ün ABD Dışişleri Bakanı Rice’a verdiği PKK
mesajının ötesinde asıl mesaj şu:
Eğer Filistin’e ambargo uygularsanız. Artık Müslüman coğrafyasında bir "haçlı saldırısı var" psikolojisi başlatırsınız. Bunu yapmayın. Bu yarın
İran konusunda da karşınıza çıkar. Filistin halkına HAMAS yüzünden ceza vermeyin, şefkatli davranın.
Umarım ABD
Ankara’dan gelen bu önemli uyarıyı ciddiye alır. Yoksa Irak konusunda da, İran krizinde de özellikle Müslüman coğrafyasında çok ciddi bir inandırıcılık sorunu yaşar...
Bu iş iki ayrı devlete gidiyor
KKTC Dışişleri Bakanı
Serdar Denktaş çok özel bir konferans için Ankara’daydı.
Sordum:
Siz
açılım yaptınız ama bir şey çıkmadı. Hálá KKTC’ye izolasyon sürüyor. Bir hayal kırıklığı mı var?
Cevap:
Tam bir hayal kırıklığı içindeyiz. Vatandaşa bir
cevap veremiyoruz. Cumhurbaşkanı Sayın Mehmet Ali
Talat bana ’Bu iş iki ayrı devlete gidiyor’ dedi.
Yani başa mı döndük?
Toprak tavizi de olsa artık iki ayrı devlete doğru gidiyor.
Cumhurbaşkanı Sayın Talat umudunu yitirdi mi?
Dedim ya, bana böyle dedi. O da çok kırgın.
Evet, bunca mücadele, bunca açılım. Türkiye ve KKTC dünyaya verdiği sözleri tuttu. Ama dünya sözünü tutmuyor. Çok istekli olan Cumhurbaşkanı Talat AB kapısında hayal kırıklığı yaşıyor.
’Örgüt yöneten’ denirse, affa girecekler
TERÖRLE Mücadele Yasası’ndaki "af tartışması" çok önemli bir gerçeği ortaya çıkardı. Aslında söz konusu af indirimi zaten Türk
Ceza Yasası’nda varmış. Hem de bütün detaylarıyla 221’inci maddede yer almış. Yani Terörle Mücadele Yasası çıkmasa da örgüt kurucuları, yöneticileri bu aftan yararlanabiliyor. Bu durumda çete liderleri ya da "
mafya liderleri" de bu fırsatı yakalıyor. Merak ettim sordum.
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Ana
Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr.
Metin Feyzioğlu açıkça söyledi:
TMY’nin 6’ncı maddesi malumun ilamıdır. Çünkü aynı madde zaten Ceza Yasası’nda var.
Peki bu maddeye göre örneğin çete kurmaktan yargılananlar, yani mafya babaları aftan faydalanabilir mi?
Evet. Yararlanma ihtimalleri var. Dosyalarına bakıp söyleyebiliriz. Ama
yasa bu yolu açıyor. Örgütü yönetenlerin bu kapsama alınması çok yanlış. Düzeltilmeli.
Evet, işte gerçek. İşte yeni bir tartışma. Acaba "babalar" bu aftan yararlanabilecek mi? Çakıcı ya da Peker, hangisi olursa.
Fatih Çekirge / HÜRRİYET