Diş
tedavisi için götürüldüğü özel bir
hastanede Sedasyon denilen anestezi uygulanan 5 yaşındaki
Oğuzhan Sivas, uyandırılamaması üzerine getirildiği
Mersin Üniversitesi (MEÜ)
Araştırma ve Uygulama Hastanesinde, kendine gelerek çocuk servisine çıkarıldı.
Hastane Başhekimi
Erdal Doruk, gazetecilere yaptığı açıklamada, şuur kapanıklığı şikayeti ile hastaneye kabul edilen Oğuzhan'ın, iki haftalık sürecin ardından yoğun
bakım ünitesinden çıkarılarak, tedavisinin çocuk servisinde sürdürüldüğünü söyledi.
Oğuzhan'ın durumunun iyi olduğunu belirten Doruk, şöyle devam etti:
''
Çocuk geldiğinde şuuru kapalıydı ve kasılmaları vardı. Yoğun bakımda öncelikle kasılmaların kendisine zarar vermemesi için uyuttuk. Oluşan ateşi düşürdük. Bunların çocuğun tedavisine katkısı oldu. Kendi başına beslenmesi şu an için yok. Ama etrafına bakabiliyor. Belli bir düzeyde, şuuru kazanılmış gibi gözüküyor. Yalnız önümüzdeki 2-3 hafta önemli. Bu süre içinde ne kadar geri dönüşümü olacağını göreceğiz.
Bundan sonraki tedavisi ilgili doktorların karar verecek. Ama öncelikle gözlem ve
sabır gerektiren bir süreç. Bu tür olaylar hızlı olabiliyor ama geri dönüşümü yavaş oluyor. Umutluyuz ve iyi şeylerin olacağını düşünüyoruz.''
Doruk, ailenin çeşitli iddialarının bulunduğunu ancak, kendileri için öncelikli konunun çocuğun sağlığı olduğunu kaydetti.
AİLENİN GÖRÜŞÜ
Baba
Bayram Sivas da oğlu Oğuzhan'ın iki dişini çektirmek üzere özel bir diş merkezine gittiklerini, ancak bunun ''Sedasyon'' denilen bir narkoz yöntemiyle gerçekleşebileceğinin kendilerine söylendiğini anlattı.
Diş çekimi esnasında herhangi bir sorun yaşamadıklarını, fakat çocuğun uyandırılması esnasında sıkıntı ortaya çıktığını belirten
baba Sivas, şöyle konuştu:
''Sedasyon sonrasında çocuklarda 15 binde bir rastlanan bir komplikasyon meydana geldi. Biz buraya kadar olan süreçte hastaneleri suçlamıyoruz. Yaşanan kompikasyondan sonraki ihmalleri, bu yöntemi bilmemelerini ve bu sorunla ilgili yapılacak herhangi bir planlarının olmadığını eleştiriyoruz. Tedavi sonrasında öncelikli olarak çocuğun soğutulması, daha sonra da bol
oksijen verilip bir ilaçla uyandırılması gerekiyormuş. Ancak hastanede ne böyle bir ilaç var, ne giderken bize bir
ambulans desteği sağlandı. Ne de oksijene ihtiyacı olduğu zamanda oksijen verildi. Bizim suçlamamız bu yönde. Onun ötesinde 'ender görülen bir hastalık diyorlar'. Bunu kabul ediyoruz ama böyle bir risk varsa hastanelerin bu konuda önlem almaları gerekirdi.''
Baba Sivas, konuyu yargıya taşıyacaklarını kaydetti.
Anne Ülker Sivas ise tedavi sonrasında oğlunun uyandırılamaması ile ilgili süreci anlatarak, ''İhmaller olabilir. Zor günler geçirdik. 14 gün oldu uyuyalı. Yaşadığımız kolay şeyler değil. Bunları başka çocukların yaşamasını istemediğimiz için sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Burada bir insan hayatı söz konusu ve bunun hesabı verilmeli'' dedi.
Oğlunun gözünü açmasından duyduğu mutluluğu dile getiren anne Sivas, ''Hiç bir şeyle ölçülemez bu. Bir anne ve baba olarak gözünü açmasını dört gözle bekledik. İnşallah iyileşecek'' diye konuştu.