Zaman'ın ulaştığı evraklardaki
imzalarla skandal belgenin altındaki imzanın benzerliği dikkat çekiyor.
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan
emekli Üsteğmen
Serdar Öztürk'ün ofisinde ele geçirilen skandal plana ilişkin tartışmalar bitecek gibi görünmüyor. Genel
kurmay Başkanlığı
Askerî Savcılığı soruşturma
raporunda,
kaos planıyla ilgili Jandarma, Emniyet,
Adli Tıp Kurumu ve
TÜBİTAK'ın kriminal raporlarının hiçbirini dikkate almadı.
TÜBİTAK: İMZA SONRADAN MONTAJLANMAMIŞ
İlk olarak Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı, kriminal incelemesinde 'belgedeki imza ile Çiçek'in mukayese imzaları arasında benzerlik görüldüğünü' aktardı. Ardından
Adli Tıp Kurumu, 'Çiçek'in mukayese imzaları arasında benzerlik saptandığını' bildirdi. TÜBİTAK
Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Enstitüsü ise 'belgenin orijinalinde bulunmayan unsurların belgeye sonradan eklendiğine ilişkin olağandışı bir görüntüye rastlanmadığı'nı açıkladı. TÜBİTAK'ın raporuna göre,
Albay'ın imzası fotokopiye sonradan 'monte' edilmemişti. Son olarak Emniyet, 'imzanın Albay Çiçek'in eli mahsulü olduğunu' aktardı.
ASKERÎ SAVCILIĞA FARKLI İMZAYA 'KOVUŞTURMA' YOK
Genelkurmay Harekat Başkanlığı'nda hazırlandığı iddia edilen planın altındaki imzanın sahibi Albay, askerî savcılığa verdiği ifadesinin altına ise çok farklı bir imza atmıştı. Ancak bütün bu tespitlere rağmen askerî
savcılık kovuşturmaya gerek görmedi. Askerî savcılığın en büyük dayanağı belgenin fotokopi olmasıydı. Rapor kamuoyunu tatmin etmedi.
Hukukçular kararı politik olarak yorumladı. Zaman, Albay Dursun Çiçek'in amfibi
deniz piyade tabur komutanlığı görevi esnasında resmî evraklara attığı imzalara ulaştı. O dönemde binbaşı olan Çiçek'in, tabura bağlı birliklerde 1995-96 yıllarında görev yapan bazı askerlere terörle mücadelede gösterdikleri başarılardan dolayı verilen takdir belgesinin altındaki imzaları da
eylem planındaki imzalarla benzerlik gösteriyor.