12
Eylül'ün ardından "sakıncalı bulunarak" görevine son verilen öğretmen 1989'da mesleğe döndü.
AİHM, 7 yıllık sürece ilişkin özlük haklarını geri almada sorun yaşayan öğretmene 20 bin euro ödenmesini kararlaştırdı
12 Eylül dönemindeki görevden almalar,
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) bir öğretmenin açtığı davada mahkum oldu. AİHM, 12 Eylül'ün ardından görevine son verilen ve yeniden mesleğe dönmek için 1989 yılına kadar bekleyen
ilköğretim öğretmeni, 1402'lik Osman Erden'e 20 bin euro tazminat ödenmesine karar verdi. İdare Mahkemesi öğretmene 4 lira 35
kuruş ödenmesine hükmetmişti.
7 YILLIK MAAŞINI İSTEDİ
Halen Bartın'da bir ilköğretim okulunda
sınıf öğretmenliği yapan Osman Erden, 1980
darbesi sırasında Kahramanmaraş'ta görev yapıyordu. Darbe sonrasında 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu'na göre sakıncalı bulunarak 13 Ocak 1982'de görevine son verildi. Erden görevine dönmek için uzun yıllar bekledi. 1989 yılında yeniden ataması yapılan Erden, geçen 7 yıllık
maaş ve diğer özlük haklarının geri verilmesi için
Milli Eğitim Bakanlığı'na çok sayıda başvuruda bulundu. Başvuruları reddedilen Erden,
Ankara İdare Mahkemesi'ne başvurdu. Mahkeme 1991 yılında, öğretmene, geçen 7 yıl için sadece 4 TL 35 kuruş ödenmesine karar verdi. Bu miktara
faiz de işletmedi. Osman Erden bu miktarı tahsil edebilmek için de devlete başvurdu ancak karar hatalı olduğu için ödenmedi. İdare Mahkemesi de kararını düzeltmedi.
"YANIT ALAMADI"
Osman Erden, süreç devam ederken AİHM'ye başvurdu. AİHM, adil
yargılanma hakkının, sadece yargılama sürecini değil, sonuçlarının yerine getirilmesini de içerdiğini belirterek, Türkiye'yi "adil yargılama" ilkesine aykırı davrandığı gerekçesiyle 20 bin euro tazminat ödemeye mahkum etti. AİHM'nin kararında şöyle denildi: "AİHM, 13 yıldan fazla süredir 6
Kasım 1991 tarihli bağlayıcı kararın uygulanmasını sağlamayarak Türk makamlarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6/1 maddesinin hükümlerini tüm faydalı etkinliklerinden mahrum bırakmış olduğu kanısındadır." Kararda, Osman Erden'in mesleğe dönmek için de 1982 - 1989 yılları arasında birçok kez başvuruda bulunduğunu Türkiye'nin bu taleplere de olumsuz
yanıtlar verdiğinin altını çizdi.