Gaziantep’te yaşayan 11 yaşındaki
Muhammed Karabacak 1 ay önce sokakta arkadaşlarıyla oyun oynarken yağmur yağdığı için sığındığı duvardaki elektrik akımına kapıldı.
1 aydır Gaziantep 25
Aralık Devlet Hastanesi’nde yoğun
bakımda olan Muhammed Gaziantep’teki diğer
hastanelerde
Çocuk Kardiyolojisi bölümü olmadığı için
tedavi süresince ailesi zor günler yaşadı. Muhammed’in dayısı Abidin Karabacak başvurduğu yerlerden
cevap alamadı. Bunun üzerine
Başbakan Erdoğan’ın eşi
Emine Erdoğan’a ulaşmak istedi ve başardı.
DAYININ AZMİ SONUÇ VERDİ
Başbakan Erdoğan ise dün katıldığı THY’nin
Sabiha Gökçen Havaalanında’ki
uçak teslim töreninde Muhammed’in jet helikopterle Gaziantep’ten
Ankara’ya götürüldüğünü söyledi ve böylece
küçük Muhammed’in hikayesini tüm
Türkiye öğrendi. 1 ay boyunca yeğeni için uğraşan dayı Abidin Karabacak ise uzun uğraşlar sonucunda Başbakan’a nasıl ulaştığını anlattı. İşte Gaziantep-Ankara arasındaki
telefon trafiğinin perde arkası...
4 SAAT E-MAİL ADRESLERİNİ ÇIKARDIM
“Yeğenim Muhammed 30 gündür bilinci kapalı bir şekilde hastanede yatıyor ve biz son 25 gündür Gaziantep’te bu çocuğu alabilecek çocuk
kardiyoloji bölümü olan bir
yoğun bakım hastanesi arıyorduk. Ama çocuğun durumu ağır olduğu için hiçbir yer bizi kabul etmedi. 1 ay boyunca aklıma gelen her yere başvurdum.
Çözüm bulamayınca da bir gün oturdum ve Emine Erdoğan’a nasıl ulaşırım diye düşündüm. Emine Erdoğan adına olabilecek Hot
mail ve Gmail’den bütün adresleri girdim. Kafamda yüzlerc
e mail adresi oluşturdum. Bu işlemi yapmak 4 saatimi aldı ama her adrese yeğenimin sağlık durumunu anlattığım metni yazdım. Emine Erdoğan’a sesimi duyurmak istememin tek sebebi onun bu konularda göstermiş olduğu hassasiyet. Emine Hanım’a Muhammed’in durumunu anlatan 10 satırlık bir metin yazdım.
Onun yaşadığı olayı, olaydan sonra 1 ay boyunca yaşadığımız hastane konusundaki sıkıntıları, çocuğun son durumunu ve başvurduğumuz yerlerden bize nasıl cevap verildiği yönünde bir metindi.”
HEYECANDAN BOĞAZIM KURUDU
“Maili bir hafta önce atmıştım. Bir hafta boyunca ben yine başka yerlere de başvurmayı sürdürdüm, açıkçası Emine Erdoğan’a attığım maili de unutmuştum. Ama önceki gece saat 02.00’de özel numaradan bir telefon aldım. Telefondaki ses, ‘Merhaba ben Emine Erdoğan. Geçmiş olsun. Başbakan sizinle konuşacak’ dedi ve şok oldum.
Başbakan da geçmiş olsun dileğinde bulundu ve ben kendisine, ‘Başbakanım bu çocuk da bu ülkenin bir vatandaşı. Sizin de ülkenin vatandaşları konusunda ne kadar duyarlı ve hassas olduğunuzu biliyorum’ dedim.
Ses tonu çok otoriterdi, çok fazla heyecanlandım ve sakinleşmek için o esnada su içtim. Başbakan bu sözümden sonra telefonda beni beklemeye aldı, Ankara Üniversitesi’nin başhekimi ya da rektörünü aradı, durumu anlattı, “Çocuğu hemen buraya sevk edelim,
ambulans uçakla Ankara’ya aldıralım dedi ve o kişiye telefonumu verdi. Daha sonra tekrar bana döndü ve ben de son olarak, ‘
Allah sizi ve sizin gibileri bizim başımızdan eksik etmesin, siz oldukça sırtımız yere gelmez’ dedim. Kendisi de ‘Teşekkür ederim. Muhammed’in sağlık durumuyla ilgili bir sıkıntı olduğunda tekrar ulaşabilirsiniz’ karşılığını verdi. O sabah da
Sağlık Bakanlığı, 112
Acil Servisi ve Ankara Dış
Kapı Hastanesi’nden aradılar. Muhammed’in yatacağı servisin, odasının hazır olduğunu söylediler. Saat 12.30’da gelen ambulans uçakla yeğenim Ankara Dış Kapı Hastanesi’ne götürüldü.”
VATAN GAZETESİ