1 Numara'dan son numara
Hadi minik bir
test yapalım.
Kendimizi başkasının yerine koyma testi.
Aşağıdaki olaylar sizin başınıza gelse, kendinizde nasıl bir güç vehm ederdiniz:
Türkiye'nin bir numaralı davasında sanıksınız.
Suçlu bulunursanız, hayat boyu zindandasınız.
Lakin... Tutuklama kararı çıkar çıkmaz soluğu
hastanede alıyorsunuz.
Aradan bir buçuk yıl geçiyor. Tedaviniz bitmiyor. Doktorlarınız "ölümcül" hasta olduğunuzu beyan ediyor. Avukatlarınız sizi
hastanede tutmak için inanılmaz bir mücadele veriyor.
Adli Tıp, sizi muayene etmek istiyor. Tam donanımlı, Başbakan'a tahsis edilen
ambulans kapınıza geliyor. Ama "sevk için yeterli olmadığı" gerekçesiyle geri gönderiliyor.
Hukuki mücadele bitmiyor. Sonunda
Adli Tıp mahkeme kararıyla sizi tetkik ediyor, "hayati risk yok" diyor.
Sizin bu
şüpheli hastane maceranız
soruşturma konusu oluyor. Yattığınız enstitünün müdürü ile birlikte dört
profesör sorgulanıyor. Enstitü müdürü profesörle, bir profesör tutuklanıyor. Suçları, ettikleri hipokrat yeminini çiğneyip sizi usulsüz olarak hastanede tutmak.
Ayrıca... Bir
astsubay, bir hemşire ile iki refakatçi gözaltına alınıyor. Sizin yüzünüzden gözaltına alınan hemşirenin bağlı olduğu
sendika eylem düzenliyor.
O arada... Hastanede kaldığınız oda, güvenlik şartlarına aykırı. Penceresinde parmaklık yok. Zemin katta olması gerekirken, hastanenin 3'ncü katında.
Dahası var... Odanızda
mobil internet bağlı bir bilgisayarla gündemi takip ediyor, tüm çevrenizle sınırsız
iletişim kuruyorsunuz.
Hakkınızdaki sağlık raporları, ayakta
tedavi edilebileceğiniz yönünde ama bir buçuk yıldır yatıyorsunuz.
Üstüne üstlük... Hastanenin bağlı olduğu rektörün, "Hiçbir birimimizde 1.5 yıl yatmış hasta yok. Benden müdahale beklenmesin" diye beyanatı var. Zaten dediği gibi müdahale de edemiyor.
Özetle... Hastane maceranız bir sürü insanın kariyerine ve özgürlüğüne mal oluyor.
Ama... Tüm bunlara rağmen size hiç ama hiçbir şey olmuyor... "Tedaviniz" aksamadan sürüyor.
Ha... Bir şey oluyor!
İddiaların odağındaki hastaneden, başka bir hastaneye naklediliyorsunuz.
Doktorları sıfırlayamayacağınıza göre, hastaneyi sıfırlıyorsunuz.
Sil baştan...
**
Tepedeki soruya dönelim...
Bu kişi siz olsaydınız, kendinizde nasıl bir güç vehm ederdiniz?
İpuçu verelim.
Hani... 1 Numara'yı sorup duruyorlar ya!
"Başbakan'dan, Cumhurbaşkanı'ndan, Genelkurmay Başkanı'ndan bile daha güçlü" diyorlar ya!
Cevabı düşünürken buradan başlayın.
TARIK TOROS - BUGÜN