Gültekin Avcı: Yan hücreyle kanalizasyon mazgalından konuşabiliyoruz

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Aralık 14 2015
7 köşe yazısından dolayı tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne konan eski cumhuriyet savcısı, gazeteci yazar Gültekin Avcı, hapishanede yaşadıklarını anlattı. Türkiye'de yıllar sonra bile hukuk ve demokrasinin yerleşeceğine inanmadığını söyleyen Avcı, cezaevinde yan hücreyle kanalizasyon mazgalından konuşabildiğini söyledi
7 köşe yazısından dolayı tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne konan eski cumhuriyet savcısı, gazeteci yazar Gültekin Avcı, hapishanede yaşadıklarını anlattı. Türkiye'de yıllar sonra bile hukuk ve demokrasinin yerleşeceğine inanmadığını söyleyen Avcı, cezaevinde yan hücreyle kanalizasyon mazgalından konuşabildiğini söyledi

Tutuklu gazeteci Gültekin Avcı, Silivri Cezaevi'nden avukatı aracılığı ile Zaman'dan Sevgi Akarçeşme'nin hapishane hayatına dair sorularını cevapladı.

Gültekin Avcı, röportajda şunları dile getirdi:

"Tutuklu yargılanma sürecini binlerce sayfa okuyarak, düşünerek ve sevdiklerini özleyerek geçirdiğini belirten Avcı, savcılık döneminde, hapishane psikolojisini anlayabilmek için kendini hücreye kapattırırmış. Buna rağmen, Avcı o dönem hapishanede tutuklu olmayı tam anlamaktan uzak kaldığını düşünüyor. Şimdi çıkmasının Saray'dakinin emrine bağlı olduğunu belirten Avcı, toplumun kendisine efendi ve patron arayışında olduğu kanaatinde. Hapishanede tutuklu gazeteciler arasında dostluk oluşmasın diye tecrit uygulandığını anlatan Avcı, dışarıdakilere beni unutsalar bile diğer gazetecileri unutmasınlar çağrısında bulunuyor. İşte Avcı'nın Zaman'a verdiği röportajın tamamı:

Ne kadardır hapistesiniz? Gün gün mü saat saat mi yoksa hafta hafta mı sayılıyor hapiste günler?

Takriben 3 aydır hapisteyim. Tutukluluk, ceza miktarının belli olduğu hükümlülük gibi değil. Ucu 5 yıla kadar uzanan belirsiz bir süreç. Günlerin ve ayın kaçı olduğunu çoğu zaman bilmiyorum. Zira hiçbir günün diğerinden farkı yok. Gün ve ay durumunu öğrenmem gerektiğinde bazen avukatlara, bazen gardiyanlara soruyorum. Güneşin getirdiği her bir gün canlılığımızı devam ettirmemiz gereken bir 24 saatten başka bir anlam taşımıyor.

Bir gününüz nasıl geçiyor?

Günün 7-8 saatini kitap okuyarak geçiriyorum. Bazen artıyor ve sabahlara uzuyor. Mümkün olsa sayfalardan başımı hiç kaldırmayacağım. Kitaplarla zorba duvarların gaddar yüzünü daha az hissediyorum. Bunun dışında sabah 10 gibi ekmekler da

Bu haberler de ilginizi çekebilir