AK Parti'nin
Güneydoğu illerinde BDP karşısında alacağı sonuçlar fevkalade önemli.
Kürt sorunu memleketin kanayan bir yarasıysa, yaraya uygulanan tedaviye
cevap alınıp alınmadığı biraz da bölgedeki
seçim sonuçlarında gizli.
BDP'nin bölgede AK Parti karşısında alan kazanması,
Kürt sorununda makul ve "kabul edilebilir çözüm"ü biraz daha zora sokacak.
AK Parti'nin bölgedeki
aday listesi bu yönüyle çok önemli.
İktidar partisinin bu bölgede sadece partinin cazibesini değil, adayın cazibesini de düşünmesi gerekiyordu.
Zira özellikle bu bölgede adayların yerel profili ve popülaritesi diğer bölgelere nazaran daha belirleyici bir konum arz ediyor.
Ama gösterilen listedeki adayların BDP'nin "ağır topları" karşısında oldukça zayıf kaldığını söylemem gerek.
Diyarbakır'da
toplum nabzını tutan pek çok kişiyle görüştüm.
Kutbettin Arzu,
Abdurrahman Kurt, Osman Aslan ve Ali
İhsan Merdanoğlu gibi isimlerin 'üstünün çizilmesini' ve yeni bir liste yapılmasını takdirle karşılıyorlar.
Ama hepsinin ortak bir şekilde altını çizdiği konu var.
AK Parti listesi bizi tanımıyor, biz de onları.
Mehdi Eker ve
Galip Ensarioğlu dışındaki adaylara aşina olmadıklarını, bu adayların BDP'li isimler karşısında şanslarının olmadığını söylüyorlar.
Kuşkusuz birbirinden değerli ve liyakatli isimlerdir ama...
Mesela AK Parti Diyarbakır 3. sıra adayı Mine Lök Beyaz.
Diyarbakır kökenli olsa da
Ankara doğumlu olan ve Ankara'da yetişen Mine hanım, AK Parti Genel
Merkez Kadın Teşkilatı'ndan geliyor.
Diyarbakırlı'nın aşina olmadığı bir isim.
Yine 4. sıra adayı yeni bir siyasi çehre olan Süleyman Hamzaoğulları.
Babası Hikmet Hamzaoğulları'nın
Kızılay Derneği Başkanlığı'ndan öte bir mana ifade etmiyor Diyarbakırlı'ya.
5. sıra adayı
Cuma İçten ise gerek
iş dünyası ve gerekse siyasal faaliyet açısından
İstanbul eksenli bir isim.
Diğer yandan Galip Ensarioğlu isabetli bir isim olmakla birlikte aynı aileden
Salim Ensarioğlu'nun
bağımsız aday olması, Diyarbakır'ın bu güçlü ailesini açıkça bölecek.
Diyarbakır'da çoğu kişinin "Galip ikinci sıradan nasıl olsa seçilir, biz Salim'e verelim" anlayışında olduğu görülüyor.
Kaldı ki Salim Ensarioğlu, Galip Ensarioğlu'na göre aşiretin büyüğü.
Birinci sıra adayı
Tarım Bakanı
Mehdi Eker için de benzer bir negatif tablo söz konusu.
Mehdi Eker'in seçim bölgesinde CHP'nin birinci sıra adayı eski devlet bakanlarından
Salih Sümer.
Eker ve Sümer birbiriyle amca dayıoğlu konumunda.
Eker'in de Sümer'in de doğup büyüdükleri ve akraba oldukları yer
Bismil Tepe. Aynı seçim çevresi ve kitlesi.
İşte Diyarbakır efkârı umumiyesi.
BDP'liler AK Parti listesini görünce çok sevinmişler ve neden 7. adayı göstermedik diye hayıflanmışlar.
BDP, AK Parti listesini görüp sevinç çığlıkları atıyorsa burada AK Parti'nin düşünmesi gereken bir sorun yok mu?
Bölgede 2007'deki oy potansiyelini nihai
hedef gören bir siyasal perspektif varsa sözüm yok.
Kanayan yaraya uzaktan bakıp merkezi inisiyatifler kullanmak Güneydoğu için
şifa verici sonuçlar doğurmayabilir.
İslamcı bilinen
Altan Tan'ın bile BDP adayı olduğu bir Diyarbakır'da daha itinalı bir liste hazırlanabilirdi.
Görülen o ki İslamcı Girişim dergisi ve
Refah Partisi geçmişinden gelen Altan Tan "İslamcılığı" silkeledi ve kendi ifadesiyle "geç kalmış Kürt ulusalcılığı"na soyundu.
Tan, Kürt sorununun çözümü için "ortak dini değerler"e vurgu yapıyordu.
Camiler tiyatro sahnesidir, namaz da tiyatrodur deyip Allah'ı da inkâr eden,
"
İslamiyet Kürtlüğe
ihanet eden bir Türk şovenizmidir" sayıklamalarıyla,
Cennet ve cehennemin fantazya olduğunu açıkça deklare eden bir "Sayın
Öcalan" hareketinde "ortak İslami değer" bulunur mu acaba?
Bölgede bugüne kadar 50 civarında masum imamı Kızıl Tugaylar mı öldürdü?
Marksist-Leninist felsefeyi savunan
PKK, Kürt kitlesinin muhafazakâr yapısı sebebiyle taban genişletmekte her daim zorlandı.
Bu sebeple dini kullanarak
mevzi kazanmak maksadıyla
Kürdistan Dindarlar Birliği, Kürdistan İmamlar Birliği ve Kürdistan İslami Hareketi gibi oluşumlara gitmişti.
Bu yapılar yeni versiyonlarıyla hâlâ aktif durumdalar.
Bugünlerde KCK imamlarının tezahür etmesi aynı taktik silsilenin içinde.
Son zamanlarda BDP ve PKK mahfillerinden yükselen dini hassasiyetlere saygı retoriği bu taktik cümlesinden.
Öcalan ve Kandil'in adaylığını onayladığı Altan Tan neyi inkâr etti neyi kabul etti?